Bir Ayrılık Türküsü.
Hatırlar mısın o kara günü kordon boyunda,
Bitmek üzere olan bir ikindinin sonunda. Bütün yaşadıklarımızı gözden geçirmekten, Ağlamaklı olmuştun tüm bunlardan bahsederken. Dur! dedim...ne olur ,dur, yeter!...Dayanamayarak, Sen ise susmuştun iki damla yaş akıtarak. Bir an durdum,ümitsizce denize göz gezdirdim, Ve çöken sis’in kasvetini içimde hissettim. Sonra,esen yel ile uçuşan siyah saçların, Dans etmişti sesi ile çalgıcı martıların. Bu kuşlar bir simit tokluğuna çalışıyordu, Kaçtılar şu gürültüye,vapur yaklaşıyordu. Vapur tüm azametiyle limana demirledi, Boş ümitler,merdiveninden birer birer indi. Son bir hamle biraz olsun kendimi toparladım, Belki de söyleyeceğim son sözleri planladım. Ellerini tutmamıştım hiç böyle çekinerek, Benden kaçan gözlerini gizlice gözleyerek. Dedim ki:Ey uğruna herşeyden geçtiğim!Neden?, Söyle,ben değilmiydim seni deli gibi seven. Ve uzunca bir sükut oldu,bir an zaman durdu, Gözlerin şimdi herzamankinden de pusluydu. Havanın serinliğine al kesti yanakların, Çıkacak bu sözlerine gebeydi dudakların. Yüzüme bakarak dedin ki:Anlatamıyorum, Ama şunu da bil,seni hala çok seviyorum. İkinci kez dibe batıyordum hayal dünyamda, Fena acıymış severek ayrılmanın tadıda. Tekrardan bir sükut,kalmadı artık gizlim,saklım, Aniden şu anonim türküye vuruldu aklım. ’Ben ki yar’dan ayrılmazdım,bu ayrılık neden oldu?, Hem sever hem sevilirdim,bu ayrılık neden oldu?’ Acımadan çektin yavaş yavaş ellerini, Kondurmadan gidiyordun meşhur veda buseni. Arkana bakmadan başlayınca uzaklaşmaya, Sazdım,sözdüm bir ayrılık türküsü patlatmaya!... |
Kaleminiz hiç susmasın. Bu yürekle daima yazın diyorum. Sevgilerimle