Şu Mavi Gök Şahittir
Süngüler takındık o yıllarda
Kan kokan meydanlarda Aslında ana kuzuları idik her birimiz Tırnak aralarımız da öğrenciliğimizin yıkanmamış izi Açlık kokan nefesimiz slogan olup haykırırken Etrafımızı saran polis panzerleri Ve ardından Acı bir siren sesi ile temizlenmek için sökülen tırnaklar... Kimimiz sağcıydık, kimimiz solcu Kimimiz kurtulduk, kimimiz yolcu Kimimiz de üç hilal ile vuslat gecesi Kimimiz de güneşe akma düşüncesi Bazen kurşun sıktık göz bebeğimize Bazen kurşundan ağır sözler söyledik birbirimize Şu mavi gök şahittir Kan deryasına çevirmiştik denizleri Kız arkadaşlarımız bacılarımızdı Sevişmeler yasaktı bize Sevmeler ise distopyamız Gelinlik yerine kefen giydirdik kız öğrencilerimize Erkekliği tatmadan gönderdik nice delikanlıları Ya üç hilalimize, ya da güneşimize... Elleri ekmeksiz, gözleri yaşlı anne ve babalarımız Ölümün acısını bile yaşayamadılar Evlatlarının definlerin de Hiç anlayamadıkları, marş ve sloganların eşliğinde Alkışlarla uğurlarken gençleri Bir dua tutuldu yok oldu dillerinde... Emperyalizmin kanlı elleri El verdi sonunda, söz de dur demek için Akan kana Emir verdi postallara Çiğnediler, çiğnendik Söz de huzura erdik Sustuk hiç konuşmadık, işkencede direndik Kimimiz kayıplarda, Kimi bu güne geldik Ne güneş var, ne hilal Yalnızca yiten canlar "Hakkıdır hakka tapan, milletimin istiklal" Pişman mıyız? Değiliz, üstümüz de eller olsa da, onurluydu mücadelemiz... Yazan ve seslendiren Mehmet Fikret ÜNALAN |