Gel Artık Yâr
Sevmek yâr…
Sevmek seni çaresizce. Gelmeyeceğini bile bile, Sevmek seni, sevdayı tüketircesine… Geçen gün ömürden, diye düşünürken Ertesi akşama buluşmayı seslemek, Sevdayı yarınlara taşıyabilmek için, Her şeye rağmen güçlü görünmek belki de… Sarılmak yâr… Sarılmak sana yokluğunca. Artos’un zirvesinde tutunmaya çalışan kar gibi, Güneşe inat eder gibi sebepsizce… İnsanların manalı bakışlarını bilirken Seni içinde taşıyabilmek. Gündelik aşklara nazire yaparcasına, Yokluğuna inat sarılmak belki de… Beklemek yâr… Beklemek seni ümitsizce. Sevdanın susuzluğuyla kavrulurken yüreğin, Çöldeki kumun yağmuru beklemesinden de umutsuzca… Her gece aynı rüyaları görürken Hiçbir şey yokmuş gibi güne başlamak. Deli gibi merak ederken sevdiceğini Duyacaklarının korkusuyla gizlemek belki de… Özlemek yâr, Özlemek seni külfetsizce. Öksüz bir yavrunun annesini beklediği gibi Her akşam dönüşünü beklemek kimsesizce… Yıldızlarımızın ışıltısını beklerken Geceleri gündüzlere eklemek, Vuslatın sonsuz yollarını gözlemek, İmkânsızdan daha imkânsızı beklemek belki de… (30.03.2012- 04:14) N. Şahin |