SAY Kİ SEN DİVANE BİR AŞIKSIN
/..Say ki sen divane bir âşıksın.
O halde yurdun, bu fani girdap değil, Mecnun’un diyarıdır../ İşte bu sözle başlar, sonu gelmesin diye yalvardığım hikâye. Ve ölümdür, sevgilinin dudağından dökülen müjde! -O sultanın gözünde yar benim. - Fermanımdır! -Onunla beraber vurun boynumu! … Yine burada gönlün kederi, dillenir. Eğer sözü aşikâr etmez isek, yangına kor taşır hasret. Sukut yakışmaz… Helede faniye olan meylimiz aşktan ise… Bir lahza adını dilimden uzak eyledim de, medet diye avazeyi göğe saldı kalbim. Arştan daha ağırdı, gözlerinin ırağı. Sensiz, sevinmeleri yaban bildim. Sensiz, ömrümün baharını, elem eyledim. … Ey sevda güneşini, söz tecellisinin ardına saklayan! Aşk yolunda bana yoldaş isen, hadi durma, sinemi parçalayan bir şiir ser yollarıma. Demedim mi? Bir tek kelamın bahar indirir vucud ülkesine. Yahut cehennemi bir ateşle gökyüzünü tutuşturur. Kalemim de aşkın temsili olan kişi, sözde kinaye arama! Senin matemindendir bülbüle küskün, dalın da açmayan gonca. Sensizliğin ızdırabından, şehre gam bulutları çöker de, aşığın damarın da ki kanla sulanan Kerbela toprağı gibi olur bütün kâinat. Hüseynin dudakları bir damla suya mahrum iken, denize ulaşamayan taşkın ırmak gibidir yâre akan gözyaşı. Ey sevgilinin sefasıyla beslenen kalp, sızlanma! Dünyanın en bilinen hikâyesidir bu. Hak katında dost bulmak istersen, hicap perdesini aralamadan bak sevgilinin gözlerine. Aksini dilersen eğer, bir tek cennet kelamı duyamazsın, sevgilinin dizinde. ... |
Arştan daha ağırdı, gözlerinin ırağı.
Sensiz, sevinmeleri yaban bildim.
Sensiz, ömrümün baharını, elem eyledim.
…
Ey sevda güneşini, söz tecellisinin ardına saklayan!
Aşk yolunda bana yoldaş isen, hadi durma, sinemi parçalayan bir şiir ser yollarıma.
Demedim mi?
Bir tek kelamın bahar indirir vucud ülkesine.
Yahut cehennemi bir ateşle gökyüzünü tutuşturur.
..
kutlarım