LİSAN-I HASRET*Ali Erdinç Abim’in izniyle kaleme aldığım bu şiir, ’Tımarhaneden Kızıma Mektuplar 4’ şiirine cevap olarak yazılmıştır... Yazdığın satırları ‘odam soğuk’ demeden Hasretinin narıyla yanarak okuyorum. ‘Hıçkırıklarım titrek, sesim boğuk’ demeden Dilimde, son türkünü anarak okuyorum. Soğuk, tene işlemez serde yangın olunca Gençliğim hasretinden bîtap, yorgun olunca Saçlarım mazisine böyle dargın olunca Lavantayı mektuba sunarak okuyorum. Aynalar sırrı döktü, her gölge yüzün bana Gamzem sana benzermiş, tebessüm hüzün bana Aldanma mesafeye, aşikâr gizin bana Harflerin yağmurunda yunarak okuyorum. Bıraktığın dört duvar, farklı mıydı mahpustan? Yürek dengeyi şaştı, anlamaz ’dur’dan, ‘sus’tan Her gün ayrı bir matem, ayrı ağıt Yunus’tan İsyanıma yüzümü dönerek okuyorum. Bedenim uyuşurken ayılsa da geçmişim Tuz işlemez yarama ben kendimden geçmişim Meğer ölüme erken, mutluluğa geçmişim Elem kazan ben kepçe, dönerek okuyorum Telaşa lüzum var mı? Elbet üzüleceğim Bazı gün yüceltilip, bazen ezileceğim Hayatın ibriğinden ben de süzüleceğim Kibir dolu nefsimi yenerek okuyorum Senden gayrı kim olur yıllanmış yarama em Ömür akıp giderken, vurulmaz yoluna gem Ben deli yaz yağmuru, sen huzurlu bir meltem Hızla yağıp, ansızın dinerek okuyorum Alnım açık, başım dik, merakı bırak baba! Soyumun onuruyla yüzüm daim ak baba! Sen ardımda durdukça yolum bilmez akbaba! Durağın gölgesine sinerek okuyorum. 20.01.2012 İSTANBUL |
kaleminize sağlık.