ve seyretöyle ki hiçret ettiğinde hüzünler içine ve sen karanlığı dök aydınlığın orta yerine ve seyret say ki öksüz kalmış hatıralarınla baş başasın dağılıp toz dumana karışıyorsun kendi içinde ki.. tan yerine daha gün ağartısı çökmeden avuçlarında saklıdır dul kalmış kırık dökük düşler ve yüreğinde telaşlı yağmurların sağanağı aklın ezber bozan öpüşmelerin çemberinde her gün yeni bir kederle doğar yeniden içine sukunetini bozan sesler karıştıkça birbirine ve sen hasretin kollarında kendi içinde bitersin her köşe başında gölgen sevişirken gölgelerle ve say ki sen gittin gideli şimdi çırıl çıplak bu şehir öylece sere serpe dolaşır durur gözlerimin önünde ve aklıma düşerken gizli gizli sevişmelerimiz ah o esmer boynunun bilmem ki neresinden öpsem ve şimdi ben hırsla o gözlerinde ki göğe umutlarımı seriyorum sarhoş masalarından kalma hasretlerini yudumlarken ayaklarım beni alıp uzak mesafelere taşıdıkca ardımda kalan yetim şehrimin ışıkları bir bir söner oysa ki her şey değişir zamanla sadece bir şey kalır hiç değişmeden öylece temimde teninin izi kalırken senden geriye ey had tozlu raflarda unutulur bütün kitabeler ve ben kayıp sevda şehrini arayan sevdalıyım sen ise bir mecnun med-cezirleri geçen ay/su |
Selam ve sayğılarımla.
yön tarafından 3/10/2013 2:40:41 AM zamanında düzenlenmiştir.