HER GİDİŞ
Her gidiş,
Geride tükenmeye yüz tutmuş, Cehennem ateşlerinde kavrulan bir yürek bırakmaktı… Her gidiş, Kalbimi ellerinle söküp çıkarman, Yaralarıma tuz basmaktı. Bir kahroluştu,yok oluştu… Her gidiş, Yürekte yara,durmaksızın dökülen kanlı gözyaşıydı… Her gidiş, Çıkmaz sokaklarda dolanıp, Labirentler arası çaresizce dönüp durmaktı… Her gidiş, Kimsesiz bir sokak çocuğu gibi, Anasız ,babasız,yarsız ,yetim kalmaktı… Her gidiş, Soğuk,karanlık taş duvarlar arasında kalıp, Duvar diplerinde umarsızca yıkılmaktı… Her gidiş, Ayağa vurulan pranga, Sırtıma saplanan paslı hançerindi… Her gidiş, Umutların yok olduğu, Küllerin közlenip içli içli yanmasıydı… Her gidiş, Hazan yellerinde, Sararıp dökülen yapraklar gibi yerlere düşmekti… Her gidiş, Uçurum kenarında, Tökezleyip duran bir hayattı… Her gidiş, Tufanlara tutulup, Oradan oraya savrulmaktı… Her gidiş, Dipsiz kör kuyularda, Göz göre göre ellerinle boğmaktı… Her gidiş, Okyanusların orta yerinde , Küreksiz kalmış bir sandal misali alabora olup, Hırçın dalgalarla boğuşup, Can vermekti… Ayşe Başaran 13.02.2013 |
ve,,
kaç kere öldürebilir ki gidenler,