Devrik ŞiirGöğüs kafesimdeki küçük kız Büyü artık Büyümek için, içinde bir bebek büyütmeyi bekleme Yeşertme ninnilerini doğmayacak çocuğuna Evcilik oyunlarındaki neşeyi arama Arama bisküvi arası lokumun tadını Zengin pastalarında Bulamazsın bir avuç leblebinin keyfini Ziyafet sofralarında Mutlu sonla biten siyah beyaz Türk sineması değil hayat Kötü adamlar kol geziyor ortalıkta Pazarlık masası kuruluyor duyguların üzerine Ben aşkım diye kapını çalanlar Aşk tüccarlığı maskesini takıyorlar filmin sonunda Babanın omuzlarında yükselirken Ya da annenin sıcak kucağında uyuyup kaldığında Öğrenmiştin ya sevmeyi Sevmek göğsüne bastırmaktı sevdiğini Omuzlarının üzerine almaktı Koklamaktı saçlarını çocuk masumiyetinde Göğsüne bastırdıkların sırtında yara açtığında Başının üzerine koydukların vurduğunda yüreğinden Anladın değil mi? Sevmenin öğrendiğin gibi olmadığını Sevgiyle yükseklere koyduklarından Darbe yemeyi bekledin ya Silkelenip kurtulmadın sevgi yalanından Atıp yere Üzerine basıp sevgi sandıklarının Sormadın Ayağımın altında rahat mısınız? diye Bırak herkes layık olduğu yerde kalsın demeyi Beceremedin hiç Bilirim yüreğin kabul etmez kötülükleri Karınca yuvasının başında Oyun oynarken öğrendin sen merhameti Ağzına biber sürerim derdi annen Biber kadar acıydı hatalar Ve bir karşılığı vardı bu dünyada İyiliğin de kötülüğün de Günahtı karınca yuvasına basmak Öyle sanıyordun Masmavi gökyüzü Gökkuşağı hayatmış Umudu kesme diyorlar ya gülüp geç Rahmi kanser olmuş bir bedenden Umut bebeklerin doğmasını beklemek niye Hayat denen tren çoktan çıkmış rayından Devrilen vagonların altından kaç anı sağ çıkar ki Küçükken eline sığmayıp dağılan leblebiler gibi Dağıldı hayatın Kimisi eğlencesine bastı üstüne Kimisi bilmeyerek Şimdi eskiye döner mi dağılan tozlar? Rayına girer mi tekrar devrilen vagonlar? Artık çok geç Yakamoz Deniz (Serpil TÜGEN) |
Göğüs kafesimdeki küçük kız
Büyü artık
Büyümek için, içinde bir bebek büyütmeyi bekleme
Yeşertme ninnilerini doğmayacak çocuğuna
Evcilik oyunlarındaki neşeyi arama
Arama bisküvi arası lokumun tadını
Zengin pastalarında
Bulamazsın bir avuç leblebinin keyfini
Ziyafet sofralarında
Mutlu sonla biten siyah beyaz Türk sineması değil hayat
Kötü adamlar kol geziyor ortalıkta
Pazarlık masası kuruluyor duyguların üzerine
Ben aşkım diye kapını çalanlar
Aşk tüccarlığı maskesini takıyorlar filmin sonunda
yıllar öncesini anımsadım sayenizde kaleminize sağlık