15
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
5535
Okunma

Sonsuz yolculuğa çıkan canı
Dua ile selam ile uğurlarsın
Koyarsın mezara...
Yas tutarsın gerçek sevgiliye kavuşana
Yüreğinde kırk mum yakarsın
Her gün bir mum söner
Bir mum kalır geride cılız ateşiyle yanan
Ama ilk gün ki gibi yakmaz bağrını
Evlat acısıdır sadece yürekte
İlk gün gibi kalan
Gerisi yalan…
An gelir yürekteki tüm mumlar söner
Boğazındaki düğümler bir bir çözülür
Geçmişten belli belirsiz izler kalır dimağında
Gerçeklere dönmeye başlarsın yavaş yavaş
Yaşanamayanlara eyvah etmeyi unutur dilin
Hak’tan gelen Hak’ka gitmiştir
Zihnin bunu kabullenir karşı koyamazsın
Kabullenişine sen bile inanamazsın
Sonra;
Ölenle ölünmez diyerek razı gelirsin kadere
Yaşarken mezara koyduğun canın telâşı başlar
Sevdiğinin bir yerlerde nefes aldığını
Yüreğinin attığını, yaşadığını bilmek
Acıtmaya başlar canını
Gönülden düşmeyen yari, g/özünden düşüremezsin
Dil bitirse de yeşil sevdayı yüreğinde asla bitiremezsin
Hasret çığ gibi büyür, düşer yüreğine
Anıları kefen yapıp, sararsın ömrüne
Yokluğunda aramaya başlar g/özün
Zihnine oyun oynar kara düşünceler
Kendi yüreğinden bile kıskanırken
“Gülüme başka kelebek kondu mu”
“Kalp ağrım başkasına yar oldu mu” diye
Zindan gecelerde adını sayıklarsın
Gözlerin uykuya
Yüreğin diline ihanet eder
Bitti demekle bitmediğini anlarsın
Hak yanına aldığı zaman kulunu
Sabrını da verir geride kalana
Yaşarken öldürdüğüne, sabır ihsan etmez Hak
Öyle bir an gelir ki sevdiğini;
Kendi elinle mezara koymuş olmayı dilersin
Çünkü;
Başka gönülde görmeye dayanamazsın
Nefes alan sevgiliye mezar kazamazsın
Öldüğü/n güne kadar UNUTAMAZSIN
Yakamoz Deniz (Serpil TÜGEN)
5.0
100% (17)