Felek
Düştüm gençken gurbete,gençliğimi zay ettim
Zuhur eden yarama, ilaç olmadın felek Gururu yeksan ettim,her gedaya tay ettim Muhare kumaş iken, pazen olmadın felek Caketi düşkün giydi, her bilmeze tay ettim Şal atlas kumaş iken, pazen olmadın felek Bir bilsen neler çektim, kaç sevdanın telinden Kül bağladı bu bağrım,kaç şerbazın dilinden Sürüldüm mapus yattım,kör hainin elinden Müşküle üzüm gibi, benzim sararttın felek Sürüldüm diyar diyar,kör kasewat elinden Attın köz ateşlerde yaktın yandırdın felek Gözlerim yaş bilmezken,gözümde yaş kalmadı Her gelen çaldı yere,değmiğen taş kalmadı Dar günüm kapımda ya, bacı kardaş kalmadı Saldın sen dilden dile, ciğerim yaktın felek Dar günüm geldi çattı, bacı kardaş kalmadı Od/dan od/lara saldın, ciğerim yaktın felek Yine Haktan kan ağlar,döküyor zarı zarı Menle menzil qoşmasa neyleyim öyle yarı Saçlarıma yağdırdın, zamansız yağan karı Her kime yar dediysem, elimden aldın felek Saçlarıma yağdırdın, zamansız yağan karı Her kime yar dediğsem, elimden aldın felek ---------------------------------------------------------------------- muhare kumaş; Yanıp sönen...pırıdıyan Müşküle;Sonbaharda sararmış üzüm çeşidi Kadir Haktan TÜRKELİ |