anla/m..Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Yüreğimde biriken onca beklentiye rağmen,güz vurdu göze ve göz kapadı kendini yüze/ yaprakların birikti sahipsiz ormanlarımda..açık unutulmuş kapılardan eserken yel, başını vururken yağmur/camlarıma..suyun intiharı, sözü/düşe düşürdü..ağrıyı önce köklerinde hissederdi yaprak, geçecek diye kapatırdı çiğ tanesini alıp koynuna ki sabahın unutulmuş ışıkları/unutulmuş günlerini aydınlatırdı..sana gebe onca söz biriktirmişti/öp diye beklerken dudaklarımın çatlakları/boş bir saksıda kent ışıkları, toprağın derinliklerine düşerken çıkmaz sokakları/uyumadan önce sula beni sonra kapa ışıkları ki nergis kokusu ve buram buran sevda hatırına..bil ki sevgili; ne zaman o kapıyı açsan..sana sus(uy)acak yüreğimin yaprakları...
(...) Eksik çetelesi ile aklımın bilmem kaç gündür sana gelmek istiyorum sevgili anlam/larına takılıyor ayaklarım ki düşe yazıyorum gerçeklerinde öldüğünü düşünüyordum müjdesi olmadan önce dirilişinin saçlarındaki kelebeklerin sana uzandığım yolların/ışığını kapasaydın sevgili mumu nasıl yakacağımı ve kibritin ucundaki parmak uçlarının yüreğimi nasıl tutuşturacağını eksik anlamlarına adak verecektim ve mumdan önce sesim tutuşacaktı meşalenin isli ucunda bilemedim kaç zamandır en sevdiğim rengin ne olduğunu ve sana nasıl yakıştığını ki her yerin maviyken nefti yeşilde dem tutarken sen okuduğun kitapların sayfalarını çiziyor yetmedi karalıyordun harflerin aralarını bu eyleminde bile sayfaları çevirişindeki kıvrımı düşünüyordum bana inat dudaklarına kilit vururken sen ne kadar erken ve ne kadar geç inan ki yüreğimdeki geçmişle alakalı değil hiçbir ödeşme sadece kanıksanmış ve yoluna baş koyulmuş bir sevdanın kabuk bağlamış kısmını kaşıma isteği kanarsa korkmalıda bundan hasreti acıya kesik herkesin en az benim kadar yalnız oluşu hiç kimsenin yalansız oluşu anlam/ına gelmiyordu dinledim dokunulmazlığı olan din tarihi kadar suslar içinde dinledim ki kala/kalmışlığımda inlerken sessiz çığlıklarımda sesinin yankısıydı müjdeci kelebeklerin kanatlarında göç ettiler yüreğime mevsim yüzündü gördüm ben tanığı oldum geceler boyunca senden aldıklarıma sana verdiklerime düşe yazdıklarıma geride kaldıklarıma ardımda bıraktıklarıma unuttuğum kitaplarıma suya yazdıklarıma yüreğime çizdiğim fotoğrafların sessiz ihtilallerine tanık oldum ki yüzündeki sivilceden kendini sakınır gibi sakındıklarında vardı tökezlerken gelmelerindeki tabanın kala kesik ve bil ki sevgili hep gitmek- bitmek tutkusundan eksilmişti anlam/larımız gerçeğimizin yürek eşiğine getirecektin bir anlam ya işte bak kendin gel/..n(mi)... (...) |