sırtlık
kaleme uzansam mutlaka kanar sırtım
sussam yıkılacak gibi üstüme araf dağlar bir de ağlamaklı duvarlar bilseniz ne çok şey çağrıştırır sırtım terkisinde gözlerim var.. sesin çıksın diyor kadının biri çığlık atmalısın diye işmar ediyor diğeri sırtımı dönüyorum avuçlarım amber ve sürme dolu sırtımı dönüyorum size ey sevgilime benzeyen kadınlar işgal edilmiş bir atlas var suratınızda örtün çıplak yerlerinizi üşüyor omuzlarım üşüyor arafatta yalnız kalan çocuklar.. anladım zaman paklamaz akdimi heybemde aşkı anımsatan bir tuhaflık içim terk edilmiş bir limandır içimde sırtım dayanmışken böyle sırtınıza bulduğumda avuçlarıma almayı unuttuğum hatırladığımda ellerimi yitirdiğim yani ıskaladığım ne varsa omzumda ve sırtım panzehirdir bütün yalnızlıklarınıza |