Yanarım...
Yanarım...
Ağlamaktan gözü,hasret ferine Konuşsan dertleri, iner derine Dul olanlar elbet, yanar erine Dul yanmasın Mehmet yanar yerine… Her kapıyı açar, hederle arlar Barıştadır elbet, en büyük karlar Kulunu yakıyor, ahrette narlar Kul yanmasın Mehmet, yanar yerine… Onunla silerim, alnımdan teri Kol taşıyor onu, yıllardan beri Allah ellerimden, koymasın geri Kol yanmasın Mehmet, yanar yerine… Babalar çocuğa,sevgiyle bakar Her çocuk anaya, mis gibi kokar Sevgiden olursa, Allah’a çıkar Yol yanmasın Mehmet, yanar yerine… Gözün nuru nakış, nakış örülür Bin bir renkli çiçek, onda görülür Yolu düşse bir gün,dosta serilir Çul yanmasın Mehmet, yanar yerine… Mehmet’imde sazı,çalmak hevesler Müziktir elbette, ruhları besler Tellerden çıkıyor, her türlü sesler Tel yanmasın Mehmet,yanar yerine… Ulvi mehmet |