UTANÇ VE ONURSUZLUKbazen sözcükler tükenir geceleri diyecek çok şey var biliyorum yuvasız fahişeler gibi ortada kalıyor insan üstelik çırılçıplak utanıyorum bir kanserli hücredir bu kemirir sinsi sinsi depreşir durur bitkin karanlıklarım ağarırken sabahla sipersiz sokaklara dökülürüm caddeler dar ve zor caddeler gömülmüş düşlerle dolu gün gelir alır gücünü susamışlığımızdan tükenmez yollarına doğrulur kırlangıçlarımız bazen sözcükler tükenir gündüzleri de zindan zindan örülür yaşamak acımasız bir fırtına kopar sana doğru dur durabilirsen ayakta kavgasız hey bulanık günlerin körebesi yılgınlıkların örümcek ağı işte doğurgan sözcükler aşklarım benim öpüşmeye görelim bir tut tutabilirsen yık yıkabilirsen ben kasırgayım karanlık oldubittilere kıskıvrak yaşamak değirmeninde artıyor utanç insanlar neden neden insanlar nabızlarına bu denli tutsak özgürlük pınarlarını emerken sözcüklerim yakar yıkarım onursuzluğu utancı kahpeliği yokuştur gördüğün düzlük yollar dikenlidir de dikensiz bir güldür insanı ölümüne sevmek İhsan TOPÇU |
"bazen sözcükler tükenir gündüzleri de
zindan zindan örülür yaşamak
acımasız bir fırtına kopar sana doğru
dur durabilirsen ayakta kavgasız"
Her seferinde şiiri okurken alıntı yapmayayım diye uğraşıyorum
Ama burası bir başka :)
Ve final;
"dikensiz bir güldür insanı ölümüne sevmek"
Dikensiz olduğu kadar bir gülün ömrü kadardır ayrıca...
Sevgimle efendim.