NİLGÜN MARMARA'YA
Ruhunda barınan onca acıya dayanamadı sonunda…
Kah istanbul’un kanatlarına sığındı, kah deli sandığı o son sevdasına, İçini çekerek ağladı kendi sayesinde, kızgın çöllerle örülü sandığı içinde; Ve bir duman siyaha boyadı gördüğü her şeyi, anlayamadı gözleri ve kırıldı küçük masum bir çocuk gibi; Bilindik sandığı hikayelerin mutlu ya da acı sonlarında ki gibi bitmiyordu; gerçekte ki acı ya da mutsuz son buluşlar… Adını heyecanla fısıldıyan o nağmeli üfürüşler artık can sıkan can yakan bir alışagelmişlige dönüştüğünde, içini zar gibi kaplayan nefessiz çığlıklara dönüşüyor azar azar acıtarak canını… İntihar edesi geliyor insanın, acıların çıngıraklı sesini kalbinde hissetmeye başlayınca, Ve bir düş alıyor götürüyor hayallerini, Bir bakmışsın ki sen en dokunulmaz yerdesin; sanırsın ki annen dirilmiş topraktan ve sen onun memelerinde ki süte kanıksamış bir halde kan ter içinde boşaltıyorsun kuruyan içini söndürüyorsun… Yudum yudum özgürlüğü tadıyorsun, içinden lanetler yağdırıyorsun annene belki de belki de diyorsun bu yaşanılası güç dünyaya terketmeye mi getirdin beni diye.. SAVUNAMAM Kİ…. Acizliğimi görememen hoyratça memelerini emişim de gizli sen fark edemiyorsun, Ahh istanbul’un kanatları, son sevdam ,annem gibi batıyor bu hayat tam da en soluma, Affetme sırası şimdi bende yaftayı boynuma geçirirken ergen edasıyla belki biraz ölüme özenti, belki de Nilgün’ün dediğini anımsayarak ‘’hayatın neresinden dönülürse kardır’’ diye avaz avaz bağırarak gidiyorum belki de…. Belki de ölüm daha da acıtacak ruhumu… |
değerli gönül dostu kalem öncelikle hoş geldiniz aramıza..ancak serap hanıma kesinlikle katılıyorum..bu yazı ,hatıra yada mektup bölümlerinde yer alsa daha anlamlı ve uygun olurdu sanki..zira şiir teknığı bu değil..bazıları bu yanlışı yapıyor bir çoğuda ayıp olur diye seslenmiyor tam tersi ÇOK GÜZEL ...HGARİKA... diye ilgiliye yanlışa sevk ediyor..bizim görevimiz iyiyi güzeli doğruyu ve yanlışı acı ve sevinç gibi paylaşmak olmalı..öyle değil mi..
başarı ve mutluluk dilreklerimle..