Meçhule ŞiirlerMeçhule mektuplar yazıyorum Meçhule şiirler Ucundan kan damlayan bir kalemle Dışarıda yağmur yağıyor Yıldırımlar yüreğime düşüyor Nedense… Değişmezdi gecelerimiz O sarsıla,sarsıla ağlardı Ben sigaralar içerdim, peş peşe Ağlardı o fakat bilmezdi Göz yaşarlının tümü Kaderindeki yazının,bırak kelimesini Harfini dahi silemeyeceğini bilmezdi Buğulu camın ardındaki Sokak lambasında teselli bulurduk sanki Kar yağarken… Bezende sobanın üzerindeki çaydanlığın Gizemli cızırtıların dinlerdik Hiç konuşmadan Bir çocuğun annesinde Ninni dinlediği gibi Ama inkar edemem Gece gibi karanlık,saçlarını Ay gibi parlak yüzünü Özlediğimi, Hoyrat bir rüzgar esiyor sanki Yağmur damlaları gibi yuvarlanan Göz yaşlarımı üşütüyor Bir şeyler düğümleniyor boğazıma taş gibi Sonra o taş gibi şeyi yutuyorum Sanki nefes alsam kaybedeceğim seni Sanki açsam gözlerimi,hayalin Silinecek Ve işte açmıyorum gözlerimi Ben ağlıyorum Yine ilerledi zaman Bize inat olsun diye Saatin akrebiyle yelkovanı Buluştu yine on ikide Gözlerimi açmadan Uyumak istiyorum Ama ne mümkün uyumak Uyumak için insanın kendisiyle Barışık olması lazım Ben nasıl barışırım kendimle Ben kendimi ona verdim O yok işte Mektuplar yazıyorum meçhule Meçhule şiirler Bir gün ulaşacak bunlar ona Biliyorum Yüreğindeki buruk bir acı Gizemli bir hıçkırığa dönüşecek Lacivert bir akşam üstü Bunları okurken Tüm umutları solmuş çiçeğe dönecek İşte o zaman Artık bundan sonra nasırlı yüreğime Paslı kilitler vuracağım ki Ayrı dediğin dünyamı Örümcekler talan etsin Sana hep yazıyorum Yazdıklarımda Bende kalan resminin yanına bırakıyorum Beni anla diye,ne kadar anlayabilirse Yokluğuna kahrediyorum Hıncımdan yumruklarımı sıkıyorum Zamanın ne kadar geçtiğini bilmiyorum Masa saatinin çalışıyla irkilip Telefona sarıldığım çok oluyor Gülme bana anla beni Sonra yine uzaklara dalıyorum Mazi: gökte kayan yıldız Nostalji: o yıldızı yakalamak Mutluluk:işte onun anlamını bulamıyorum Yalnızlık beni yalnız bırakmıyor Düşünüyorum da Senin yokluğun; Issız bir dağ başında tam sigarayı canım çekmişken Çakmağımın taşının bitmesi gibi bir şey kahretsin Sabah ezanları okunuyor Horozlar ötüyor peş peşe Bana sabahı müjdeliyorlar Oysaki ben sabahı gözlerim açık karşıladım Gece uyurken Birazdan dışarı çıkacağım utanıyorum, Güneşin yalnızlığımı yüzüme vurmasın da Korkuyorum açıkçası Ama korkularımı yeneceğim Bir demet çiçek alıp sahile gideceğim Denize ve balıklara atmaya Onlar beni daha iyi anlıyorlar Sevdi kelimesi artık Bana içli şarkıları hatırlatmıyor Yaramın üstüne tütün basıyor aksine Artık bu son Şiirler yazmayacağım meçhule Beklenen gün gelir ve gelmezse beklenen Duygular intiharın eşiğindedir Senin yokluğun neyse her neyse... |
Meçhule mektuplar yazıyorum
Meçhule şiirler
Ucundan kan damlayan bir kalemle
Dışarıda yağmur yağıyor
Yıldırımlar yüreğime düşüyor
Nedense…
Değişmezdi gecelerimiz
O sarsıla,sarsıla ağlardı
Ben sigaralar içerdim, peş peşe
Ağlardı o fakat bilmezdi
Göz yaşarlının tümü
Kaderindeki yazının,bırak kelimesini
Harfini dahi silemeyeceğini bilmezdi
Buğulu camın ardındaki
Sokak lambasında teselli bulurduk sanki
Kar yağarken…
Bezende sobanın üzerindeki çaydanlığın
Gizemli cızırtıların dinlerdik
Hiç konuşmadan
Bir çocuğun annesinde
Ninni dinlediği gibi
Ama inkar edemem
Gece gibi karanlık,saçlarını
Ay gibi parlak yüzünü
Özlediğimi,
Hoyrat bir rüzgar esiyor sanki
Yağmur damlaları gibi yuvarlanan
Göz yaşlarımı üşütüyor
Bir şeyler düğümleniyor boğazıma taş gibi
Sonra o taş gibi şeyi yutuyorum
Sanki nefes alsam kaybedeceğim seni
Sanki açsam gözlerimi,hayalin Silinecek
Ve işte açmıyorum gözlerimi
Ben ağlıyorum
Yine ilerledi zaman
Bize inat olsun diye
Saatin akrebiyle yelkovanı
Buluştu yine on ikide
Gözlerimi açmadan
Uyumak istiyorum
Ama ne mümkün uyumak
Uyumak için insanın kendisiyle
Barışık olması lazım
Ben nasıl barışırım kendimle
Ben kendimi ona verdim
O yok işte
Mektuplar yazıyorum meçhule
Meçhule şiirler
Bir gün ulaşacak bunlar ona
Biliyorum
Yüreğindeki buruk bir acı
Gizemli bir hıçkırığa dönüşecek
Lacivert bir akşam üstü
Bunları okurken
Tüm umutları solmuş çiçeğe dönecek
İşte o zaman
Artık bundan sonra nasırlı yüreğime
Paslı kilitler vuracağım ki
Ayrı dediğin dünyamı
Örümcekler talan etsin
Sana hep yazıyorum
Yazdıklarımda
Bende kalan resminin yanına bırakıyorum
Beni anla diye,ne kadar anlayabilirse
Yokluğuna kahrediyorum
Hıncımdan yumruklarımı sıkıyorum
Zamanın ne kadar geçtiğini bilmiyorum
Masa saatinin çalışıyla irkilip
Telefona sarıldığım çok oluyor
Gülme bana anla beni
Sonra yine uzaklara dalıyorum
Mazi: gökte kayan yıldız
Nostalji: o yıldızı yakalamak
Mutluluk:işte onun anlamını bulamıyorum
Yalnızlık beni yalnız bırakmıyor
Düşünüyorum da Senin yokluğun;
Issız bir dağ başında tam sigarayı canım çekmişken
Çakmağımın taşının bitmesi gibi bir şey kahretsin
Sabah ezanları okunuyor
Horozlar ötüyor peş peşe
Bana sabahı müjdeliyorlar
Oysaki ben sabahı gözlerim açık karşıladım
Gece uyurken
Birazdan dışarı çıkacağım utanıyorum,
Güneşin yalnızlığımı yüzüme vurmasın da
Korkuyorum açıkçası
Ama korkularımı yeneceğim
Bir demet çiçek alıp sahile gideceğim
Denize ve balıklara atmaya
Onlar beni daha iyi anlıyorlar
Sevdi kelimesi artık
Bana içli şarkıları hatırlatmıyor
Yaramın üstüne tütün basıyor aksine
Artık bu son
Şiirler yazmayacağım meçhule
Beklenen gün gelir ve gelmezse beklenen
Duygular intiharın eşiğindedir
Senin yokluğun neyse her neyse...
Duygusal sevgi dizelerinizi kutluyorum.Yunus diyarından selamlar.