eyşan sin kaynağım...
bardağımın topu elimde
barlasında gezinen zevzekliğim gen/ellerimin boşuğurunda sen/in helal kerdeşim burun kıvırdın göğe karşı daktilo ile yazmasa bir gönder mülkünü zebanilerimin evine seni zerzekliğimle yıkadım yutkunan ayrılıklarda başbaşa kaldın seni bağırttıklarımda sakladım saklanamadın tırslanmış bademinde çocuk gülümsemelerini çevirirken arka lehçede çetleşir göğe karşı gazetelenmiş şişelerimle bir gelip gider ellerim atar/kasıyon ayhan volesini derdim zırcahil anter’e gölgeledim vurulan ateş’in nurgölü tüzüğümde nizamname aşkı vedûd’un emin sultan’a mektubunu okumaya gençlerin topuklarında başladım çocuklara öğütlerini yadırgamaya vakit bulamadım akıl kârının dertli kalesi kafir rehberliğinde çalılan kolyelerimi geri istiyorum zafiyet erorisini batırdım çamura kırçınla şimdi dalkavuk gümrüklerin dibinde denklemin birleşiğinde burgan giymiş delinen kanların şu huşuleri, hafide yakılmış giysileri telli badenin markas’ını tenbihledim sus/ar maşuk.. ayaklarında şaşık ark/asında dönmez turnalar bir vefa telkini ufaltır ibriğimizi settar zay/nur girmeseydi aramıza.. belki çelimsiz kalmazdı çızbız kedilerim cevizin cezvesini ceketim de unuttum git dünyamın kıyından unuttum kuytularında aşkın açısını. alfaladım seni deltalarımla çarparken derin kuyuların bekçiliğini yaptım atıfında aşk meşk dilan eyşan esin kaynağım . |
beğenerek okudum,
tebrikler,
selâmlayarak..