EFKÂR MASASI!..
Halimden anlamıyor, ne gözlerim, ne yaşım;
Selamı kesti çoktan, ahbabım, arkadaşım… Aynalar da sonunda bakmaz oldu yüzüme; Bunca yıllık dostumdu, inanmıyor sözüme… Bana beni anlatma, geçti artık o fasıl; Suretinden habersiz, keyif sürer her asıl… Firar eden aklımı bulmaya yemin ettim; Resimlerde gördüğün neş’emi de kaybettim… Demir aldı kederler, yanağımdan akarak; Gidenler el salladı, kalanlara bakarak.. Boyun eğdim duyunca hayırsız kararını; Gözlerinden okudum, aşkımın inkârını… Yarı ayık kadehler dert dinlerken masada; Adın vardı vefâsız, çektiğim her tasada… Bitmeyen hecelerdi, hep sen diye başlanan; Suçlarını affedip günahımdı taşlanan… Dinle çalan şarkıyı, dinle de adın batsın; Nakarat mısraları, taş kalbini kanatsın… İşte efkâr masası, yine keder, yine gam; Unutmak istiyorum sensizliği bu akşam!.. Ali ALTINLI – 01/02/2013 Saat: 00:41 |
Bu gece yarısı kalemden kağıda damlamış bir heceler.
Ali Altınlı gibi naif bir insan bile söz konusu şiir olunca en efkarlı haliyle kırıyor kadehleri.
Şairlik zor zenaat, bu zorluğu başarabilen ender isimlerden birisiniz hocam.
Tebrik, takdir ve saygılarımla.