Kirli hayatlar da; hem süzülüyor, hem de üzülüyor kadınlar…
Hayal mi? Yoksa gerçek mi, tüm bu sahnedekiler? Hainlikler gizlenince, perde arkası karanlığında İsle sokuluyor, sisler Kara bir bulamaçla, bulanıncaya kadar Eller bir dolamaya görsün, o metruk ellerini İncecikken, kırılıverir birden beller Gönüller bulanır, ayak diplerin de Ceylan gibi çırpınıp dururken, saf yürekler Ar ve namus; toz oldular ortadan Akşamdan kalansa sadece, boş artıkları oldu
Gecemi çıkar koynundan, onlar mı gecenin, bilinmez ki? Kıpkızıla boyanmıştır, artık yüzler Hep kadınlar dağlar, tüm gönülleri İşte o kadınlar ki; Kullanılmanın doruğunda kaldılar Bitip tükenmeyen istemlerinin içinde, boğuldular Varla yok arasında, kalıvererek
Onlar ki; uslanmaktan, çok üşendiler Ki iffetleriyle; ölüme koşacak kadar, yürekleri de olmadı Çar çabuk, kayıverince çıplak ayakları Çirkeflere, bulanıp da kaldılar Vakur bir duruş ve izzetli nefisleriyle Erdemliği taşımaktansa Yalanlara, dolanışta uyutuldular Gözleri kör eden, o neon ışıkları altında Darağacının ucunda, sallandılar etek uçlarıyla
Çıplaklığı bir türlü, nedense anlamadılar Podyumlardı onları çeken, yalan ve dolanlara Hayâ ve ardan, kopuşta ayrıldılar Kokuları arşa çıkınca, kayboldu bel bağladıkları Mavimtıraklar, dönüverdi grilere Hayatlar ve haykırışlar paralandı Gölgeler örttü üstünü, hayâsız lığın pençesindeyken Canhıraş bir biçimde; toprak bile, isyan etti Bu nasıl, bir kirliliktir diye
Almadılar onlar, kıssadan bir hisse; yaraya sürülecek, bir merhemi bile Küçük büyük; ne tanıdı, ne de dinlediler Kendi elleriyle, son fermanlarını karaladı, şehvetleri Her yaptıkların da; ilk sözleri de, ne var bunda oldu Koyup gidince tüm umutları, her şey kaldı ortalıktı Geride kalansa, sadece posası çıkmış bir beden Ağız salyaların da, asılı kala kaldılar Sahne çökünce; açılıverdi birden, perde Oyunları acı bitti; ipleri çekilirken, kalleşliklerin Haykırıyordu; hıçkırıklar içinde, kirletilmiş etler Sıkıştırıldılar, kokuşmuş sandukalar içine Utanmak bile akıllarına, hiç gelmiyordu Çocuk çığlıklarına ve analığa, hasret kalan yüreklerin…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Kirli hayatlar da; hem süzülüyor, hem de üzülüyor kadınlar… şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kirli hayatlar da; hem süzülüyor, hem de üzülüyor kadınlar… şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Hayal mi? Yoksa gerçek mi, tüm bu sahnedekiler? Hainlikler gizlenince, perde arkası karanlığında İsle sokuluyor, sisler Kara bir bulamaçla, bulanıncaya kadar Eller bir dolamaya görsün, o metruk ellerini İncecikken, kırılıverir birden beller Gönüller bulanır, ayak diplerin de Ceylan gibi çırpınıp dururken, saf yürekler Ar ve namus; toz oldular ortadan Akşamdan kalansa sadece, boş artıkları oldu
Gecemi çıkar koynundan, onlar mı gecenin, bilinmez ki? Kıpkızıla boyanmıştır, artık yüzler Hep kadınlar dağlar, tüm gönülleri İşte o kadınlar ki; Kullanılmanın doruğunda kaldılar Bitip tükenmeyen istemlerinin içinde, boğuldular Varla yok arasında, kalıvererek
Onlar ki; uslanmaktan, çok üşendiler Ki iffetleriyle; ölüme koşacak kadar, yürekleri de olmadı Çar çabuk, kayıverince çıplak ayakları Çirkeflere, bulanıp da kaldılar Vakur bir duruş ve izzetli nefisleriyle Erdemliği taşımaktansa Yalanlara, dolanışta uyutuldular Gözleri kör eden, o neon ışıkları altında Darağacının ucunda, sallandılar etek uçlarıyla
Çıplaklığı bir türlü, nedense anlamadılar Podyumlardı onları çeken, yalan ve dolanlara Hayâ ve ardan, kopuşta ayrıldılar Kokuları arşa çıkınca, kayboldu bel bağladıkları Mavimtıraklar, dönüverdi grilere Hayatlar ve haykırışlar paralandı Gölgeler örttü üstünü, hayâsız lığın pençesindeyken Canhıraş bir biçimde; toprak bile, isyan etti Bu nasıl, bir kirliliktir diye
Almadılar onlar, kıssadan bir hisse; yaraya sürülecek, bir merhemi bile Küçük büyük; ne tanıdı, ne de dinlediler Kendi elleriyle, son fermanlarını karaladı, şehvetleri Her yaptıkların da; ilk sözleri de, ne var bunda oldu Koyup gidince tüm umutları, her şey kaldı ortalıktı Geride kalansa, sadece posası çıkmış bir beden Ağız salyaların da, asılı kala kaldılar Sahne çökünce; açılıverdi birden, perde Oyunları acı bitti; ipleri çekilirken, kalleşliklerin Haykırıyordu; hıçkırıklar içinde, kirletilmiş etler Sıkıştırıldılar, kokuşmuş sandukalar içine Utanmak bile akıllarına, hiç gelmiyordu Çocuk çığlıklarına ve analığa, hasret kalan yüreklerin…
Eski Türk filmlerinde vardı...Vatandaşın kızı evden kaçar..Büyük şehre gelir...Gazinolarda, barlarda şarkı filan söylemeye başlar...Ailesi için utanç kaynağıdır bu bu. Hatta infaz ederler kızlarını...O zamanların gerçekleriydi bunlar...Günümüzün gerçeği ne peki?::Vatandaş kızını alıyor ve o pisliğin içine kendisi götürüyor bizzat..Şiirinizde bahsettiğiniz o parlak neon ışıklarına kendi elleriyle götürüyor.
Hani hep derler...''Menfaatler ayağınızın altında olursa yükselirsiniz...Başınızın üstünde olursa alçalırsınız'' diye...Maalesef menfaatler başımızın üstünde hep..Alçalmamızın sebebi de işte bu.
Her şeyi o kadar güzel bir şekilde anlatmışsınız ki aslında bize söyleyecek söz bırakmamışsınız...Kaleminiz daim olsun.
Sayın AZAP üzücü satırlardı. Fotoğraf ipucunu vermişti. Maalesef yaşadığımız çağın acı gerçeklerinden bir önemli konuya ayıtmışsınız sayfanızı. Ne var ki bu olaylarda çoğunlukla yapanın yanına kar kalmakta. Hukukçu değilim ama, hukuğun önemli ilkelerinden birisi " caydırıcılık " tır. Galiba bizimkinin bu vasfı biraz zayıf... Hassasiyetinizi kutlar saygılar sunarım.
Çıplaklığı bir türlü, nedense anlamadılar Podyumlardı onları çeken, yalan ve dolanlara Hayâ ve ardan, kopuşta ayrıldılar Kokuları arşa çıkınca, kayboldu bel bağladıkları Mavimtıraklar, dönüverdi grilere Hayatlar ve haykırışlar paralandı Gölgeler örttü üstünü, hayâsız lığın pençesindeyken Canhıraş bir biçimde; toprak bile, isyan etti Bu nasıl, bir kirliliktir diye
Almadılar onlar, kıssadan bir hisse; yaraya sürülecek, bir merhemi bile Küçük büyük; ne tanıdı, ne de dinlediler Kendi elleriyle, son fermanlarını karaladı, şehvetleri Her yaptıkların da; ilk sözleri de, ne var bunda oldu Koyup gidince tüm umutları, her şey kaldı ortalıktı Geride kalansa, sadece posası çıkmış bir beden Ağız salyaların da, asılı kala kaldılar Sahne çökünce; açılıverdi birden, perde Oyunları acı bitti; ipleri çekilirken, kalleşliklerin Haykırıyordu; hıçkırıklar içinde, kirletilmiş etler Sıkıştırıldılar, kokuşmuş sandukalar içine Utanmak bile akıllarına, hiç gelmiyordu Çocuk çığlıklarına ve analığa, hasret kalan yüreklerin…
(29.01.2013) AZA
Kanayan bir yaranın dillendirilmesi güzeldi hocam, Anlam ve anlatım mükemmeldi yüreğine kalemine sağlık, yüreğin kalemin daim olsun....... Saygılar selamlar
Daha sayfaya girdim resmi görünce Bismillah dedim işte hocam dedim ;almış yine elini kalemi Malesef hiç iç açıcı olmayan Çok acı gerçekler .ibretlikti dizeler. Duyarlı gönlünüz kaleminiz var olsun.yüreğinize saygılar hocam
Öyküsü olan şiirler hele böyle şiirler öylesine yüreğimi yakıyor ki şair.. bilirken bunların kurgu olmadığını ve var olduğunu okurken gazetelerin üçüncü sayfalarından tvlerin haber kanallarından eyvah ki eyvah diyorum.. duyarlı kalemi kutluyorum saygımla..
Almadılar onlar, kıssadan bir hisse; yaraya sürülecek, bir merhemi bile Küçük büyük; ne tanıdı, ne de dinlediler Kendi elleriyle, son fermanlarını karaladı, şehvetleri Her yaptıkların da; ilk sözleri de, ne var bunda oldu Koyup gidince tüm umutları, her şey kaldı ortalıktı Geride kalansa, sadece posası çıkmış bir beden Ağız salyaların da, asılı kala kaldılar Sahne çökünce; açılıverdi birden, perde Oyunları acı bitti; ipleri çekilirken, kalleşliklerin Haykırıyordu; hıçkırıklar içinde, kirletilmiş etler Sıkıştırıldılar, kokuşmuş sandukalar içine Utanmak bile akıllarına, hiç gelmiyordu Çocuk çığlıklarına ve analığa, hasret kalan yüreklerin…
Işıklı gecelerin ışıksız insanları . Şöhret uğruna yok olan ve yok edilen hayatlar.Kandırılan onlarca insan sadece gençler mi? Yaşını başını almış insanlar da var aralarında.Sadece gençler düşmüyor bu tuzağa.Bu kadınların bir çoğu isteyerek dalıyor bu düzenin içine.Bazıları da bir şekilde bu kirli hayatın içine itiliyorlar. Ne yazık ki'' ana'' olmanın kutsallığını bile bilmiyorlar.Geleceklerini yok ederek bu acımasız çarkın içinde ölüme gidiyorlar.Toplum olarak her gün geriye gidiyoruz ALLAH sonumuzu hayır etsin..Resme bakmak bile içimi acıttı. Sevgiyle kalın hocam.
Almadılar onlar, kıssadan bir hisse; yaraya sürülecek, bir merhemi bile Küçük büyük; ne tanıdı, ne de dinlediler Kendi elleriyle, son fermanlarını karaladı, şehvetleri Her yaptıkların da; ilk sözleri de, ne var bunda oldu Koyup gidince tüm umutları, her şey kaldı ortalıktı Geride kalansa, sadece posası çıkmış bir beden Ağız salyaların da, asılı kala kaldılar Sahne çökünce; açılıverdi birden, perde Oyunları acı bitti; ipleri çekilirken, kalleşliklerin Haykırıyordu; hıçkırıklar içinde, kirletilmiş etler Sıkıştırıldılar, kokuşmuş sandukalar içine Utanmak bile akıllarına, hiç gelmiyordu Çocuk çığlıklarına ve analığa, hasret kalan yüreklerin…
Önemli bir temayı çok güzel yazmışsınız tebrik ediyorum selamlar.............
günümde çok olay olay oluyor kadın hakkı denen birşey kalmıyor... gerçi bazı kadınlarımızdan kaynaklıyor.. tarviz verirlerse herşey olabiliyor.. şiiriniz çok şey anlattı tebrik ederim.
Evet malesef kanayan yaraya parmak basmışsınız araç lastğinin reklamında bayan her yerde bayan oysaki onlar kıymetli onlar baştacı onlar bir anadır ana emeğe sağlık hocam
ata06 tarafından 1/29/2013 5:46:53 PM zamanında düzenlenmiştir.
Geride kalansa, sadece posası çıkmış bir beden Ağız salyaların da, asılı kala kaldılar Sahne çökünce; açılıverdi birden, perde Oyunları acı bitti; ipleri çekilirken, kalleşliklerin
Maalesef hocam dediğiniz gibi ortalık batmış kaleminiz daim olsun .Saygılarımla iyi günler
HER SABAH İŞ YERİME GİDERKEN SERVİSLERİMİZİN OLDUĞU YERDE BİR ZAMANLARIN TÜKRÜKLERİNE MİDEM BULANIRKEN ŞİMDİ YERLERDE FUHUŞ ÇETESİNİN DAĞITTIĞI KART VİZİTLER VAR RENK RENK ÇİPLAK VUCUTLAR..ÜZERİNDE KADIN ADINDA TRAVESTİ RESİMLERİ..GÖZLERİM DOLANIYOR..BAŞIMI KALDIRIYORUM SEMAYA BİR BAKIYORUM VE ARDINDA YÜREĞİM BULANIYOR..ACIMAK HEMDE NE ACIYORUM BİLEMEZSİNİZ..YARABBİ HZ. NUHUN ZAMANINA DÖNDÜK BU NE HALDEYİZ DİYORUM VE ÇOK ACIYORUM İNSANLIK ADINA VE BAŞLIYOR SENARYOLAR GÖZLERİMDE CANLANMAYA..ÇOK KÖTÜ İNSANLAR GÖZLERİMDE CANLANIYOR..VE ÇOCUKLAR..ARDINDAN GENÇ KIZLAR MASUM ÇOCUKLAR..VE ÇARESİZLİKTE KIVRANANLAR KADINLAR İSTEMİYEREK BU YOLDA OLANLAR..OYSA İNSAN OLMAK ALEMLERE ÜSTÜN OLMAK DEĞİL MİYDİ LİYAKATIMIZ..BUNA NEDEN NEYDİ ..ŞEYTAN BU KADAR MI GÜÇLÜYDÜ İRADE DENİLEN GÜÇTEN...KİME ÇAKILI KALDI BU DÜNYA ..NEDEN TOPRAĞIN ALTI HİÇ DÜŞÜNÜLMÜYOR Kİ.. EYVAH Kİ NE EYVAH..
KÜÇÜKTÜM..NEDEN ALLAHIM CEHENNEMİ YARATTIN,NEDEN KULLARINI YAKIYORSUN DER HESAP SORARDIM..BÜYÜDÜKÇE BU PİSLİKLERİ VE KÖTÜLÜK SAÇANLARI GÖRDÜKÇE RABBİM İYİ Kİ CEHENNEMİN VAR DİYORUM..KULA KÖTÜLÜK EDEN KUL İÇİN YARATILMIŞ CEHENNEM..HERŞEY RABBİMİN HİKMETİNDE VE TECELLİSİNDE..KİM BİLİR RABBİM KİMLERİ AF EDECEK KİMLERİ AFFETMİYECEKTİR ..ŞUÇLUYU VE SUÇSUZU BİRBİRİNDEN AYIRT EDECEK OLAN O DUR..BİZLERE DÜŞEN ÜZÜLMEK VE HAYIR VE HASANET DİLEMEK İSTEMEK ..İSTEYEREK BU YOLDA İLERLEYENLERİ VE KÖTÜ OLANLARI RABBİM NASIL BİLİYORSA ÖYLE ETSİN DİYELİM
özün var olsun dost erkek ve kadın fark etmiyor bazı fırsatlarını şehvete bulayıp çıkar uğrunda insanlığı çürütenlere bu hitap zira ana ve bacı kadınımız onlar onların yüceliği nasıl bizi yüceltiyorsa rezilliği bizi ve toplumu o kadar çökertiyor çok teşekkür eder sevgiler sunarım...
Toplumların yozlaştığı, öz değerlerin kaybolduğu erdemliliğin ise tanınmadığı bir çağın gerçek ke- sitleriydi mısra aralarında saklı olan..
Kadın erkek ne farkeder, netice itibariyle hayasızlığın baş rolündeki insan denen canlı, hemde en büyük nimet denilen akıllarıyla birlikte...
Üstadım şiirlerde konuların sadece aşk meşk olmadığını bu harika şiirinizle ne güzel anlatmışsınız biz okuyuculara.. Şair sosyal olmak zorundadır, bu zorunluluk sizi bu güzel eseri yazmaya itmiştir vede iyide olmuştur..
Hayatın gerçek kesitini biz okuyucularla şiirde şiir diliyle paylaş- manız ayrı bir lutuftu.. Sizi vede bu nadide eserinizi tüm samimi- yetimle kutlarım tebrikler..
Her çağda, her zaman ezilmiştir kadın, bir zamanlar kaba kuvvet geçer akçe, hani üç, kuvvet isteyen iş, savaş vb. savunmalarla cinsiyet hakimiyeti kurgulanırken, geldiğimiz zamanda hemen her coğrafyada ticari meta olarak düşünüldüğü de gerçek, kar marjları uğruna patron kadın olsun erkek olsun reklam aracı olarak kadın vücudunu, akla hayale gelmedik yöntemler ileri sürerek kullanmakta, hiçbir insani endişesi olmadığı zaman değişse de hakimlerin ortadadır...Hal böyle olunca, yukarıdan şekillenen toplumlarda daha fazla kadın sorunu yaşanmaktadır, daha demokratik olanlarda yok değil, ancak orantısal bir azlık vardır... Mesele cinsiyet okadklı bakışları, düşünüşleri ortadan kaldırmak olmalıdır ve herkes öncelikle kendi nefsinde bunu sağlamalı ve insan olarak bakmalı karşısındakine... Anlamlı bir şiirdi ağabeyim, kaleminizi kutluyorum... Selam ve saygılarımla...
Çok acı bi şiir Sadece kadınların aymazlığı deşifre olmuş. Tabi erkekler hesapta yok... Olsun Önemli olan insanın insan gibi yaşamasına zemin hazırlayacak kök olması lazım. Kimbilir dedirten duygular... İnsanları nerden nereye sürüklüyor. Tabi hevesli olmak özentili olmak insanların her zaman hırsla keskinleşip küplerine zarar verdiklerini bilmeden sürüklendikleri bataklardan malesep kurtulamadıkları gibi. Son pişmanlığın faturasına dönüşüyor hayatlar. Ve bu şiir de kanıtı gibi Yüreğine kalemine saglık Çok saygılar
Kadınlar ve çocukalar korunması gereken varlıklar ve kendilerini kötüleğe sürükleyenleri doğurdular..Ana oldular,eş oldular,kızkardeş oldular hep kadınca saf duyguları ile yaşadılar,anlayamıyanlar utansın dost...Tebrikler şiire ...SaygılarımlaKadri Hocam... ÖLÜ KADINLARHayal perdesinde kuklalar iplerinde asılı kadınlar ağlar o kadınlar ki; aynalarda cambaz oynattılar...
kalmadı izleri nefeslerde ölüm fermanı imzalandı hayallerde giden umutları, kalan kaderleri idi kuklacının ellerinde...
perde kapandı, oyun bitti,ipler yerde ölü kadınlar ağlıyor kapalı sandıklar içinde afrikalı kadının teninde çocuk çığlıkları gögüslerinde oysa bir kıvılcım yeterdi ayaklanmaya... Ferda Özsoy Nacizhane şiirim ile katılmak istedim..
sizin o güzel yüreğinizden etkilenmedim dersem yalan olur dost sizde hemen hemen aynı konuya değinmiştiniz ilham perim oldun amaç erkek ve kadını uyarmak zira kir hepimize biri yapıyor biri yaptırıyor farkları yok ilgine çok teşekkür eder sevgiler sunarım...
Hayal mi? Yoksa gerçek mi, tüm bu sahnedekiler? Hainlikler gizlenince, perde arkası karanlığında İsle sokuluyor, sisler Kara bir bulamaçla, bulanıncaya kadar Eller bir dolamaya görsün, o metruk ellerini İncecikken, kırılıverir birden beller Gönüller bulanır, ayak diplerin de Ceylan gibi çırpınıp dururken, saf yürekler Ar ve namus; toz oldular ortadan Akşamdan kalansa sadece, boş artıkları oldu
Gecemi çıkar koynundan, onlar mı gecenin, bilinmez ki? Kıpkızıla boyanmıştır, artık yüzler Hep kadınlar dağlar, tüm gönülleri İşte o kadınlar ki; Kullanılmanın doruğunda kaldılar Bitip tükenmeyen istemlerinin içinde, boğuldular Varla yok arasında, kalıvererek
Onlar ki; uslanmaktan, çok üşendiler Ki iffetleriyle; ölüme koşacak kadar, yürekleri de olmadı Çar çabuk, kayıverince çıplak ayakları Çirkeflere, bulanıp da kaldılar Vakur bir duruş ve izzetli nefisleriyle Erdemliği taşımaktansa Yalanlara, dolanışta uyutuldular Gözleri kör eden, o neon ışıkları altında Darağacının ucunda, sallandılar etek uçlarıyla
Çıplaklığı bir türlü, nedense anlamadılar Podyumlardı onları çeken, yalan ve dolanlara Hayâ ve ardan, kopuşta ayrıldılar Kokuları arşa çıkınca, kayboldu bel bağladıkları Mavimtıraklar, dönüverdi grilere Hayatlar ve haykırışlar paralandı Gölgeler örttü üstünü, hayâsız lığın pençesindeyken Canhıraş bir biçimde; toprak bile, isyan etti Bu nasıl, bir kirliliktir diye
Almadılar onlar, kıssadan bir hisse; yaraya sürülecek, bir merhemi bile Küçük büyük; ne tanıdı, ne de dinlediler Kendi elleriyle, son fermanlarını karaladı, şehvetleri Her yaptıkların da; ilk sözleri de, ne var bunda oldu Koyup gidince tüm umutları, her şey kaldı ortalıktı Geride kalansa, sadece posası çıkmış bir beden Ağız salyaların da, asılı kala kaldılar Sahne çökünce; açılıverdi birden, perde Oyunları acı bitti; ipleri çekilirken, kalleşliklerin Haykırıyordu; hıçkırıklar içinde, kirletilmiş etler Sıkıştırıldılar, kokuşmuş sandukalar içine Utanmak bile akıllarına, hiç gelmiyordu Çocuk çığlıklarına ve analığa, hasret kalan yüreklerin…
İlim ve irfandan,Kur'anın hükümlerden uzaklaşan nefislerin esiri olanları cenabı Allah Af eder etmez bilemeyiz,yine O yücedir,merhametlidir,af edicidir.Toprağın bile kabul etmediği öylelerine ancak Yargılayan Yüce Allah'tır. Anlamlı şiiriniz oldukça defalarca okudum,yorumu anlayanlar için zaten şiirin içindedir.Sevgi ve saygılarımla can dostum...
hayatın içinden...insanlık adına duyarlı ve ibretlik dizelerdi...anlam ve anlatımı mükemmel şiir... kader kurbanı yapılan ve o yanlışa düşeceklere ders niteliğinde dizelerdi... tebrikler ve saygılar sunuyorum...HŞT
Hayal mi?
Yoksa gerçek mi, tüm bu sahnedekiler?
Hainlikler gizlenince, perde arkası karanlığında
İsle sokuluyor, sisler
Kara bir bulamaçla, bulanıncaya kadar
Eller bir dolamaya görsün, o metruk ellerini
İncecikken, kırılıverir birden beller
Gönüller bulanır, ayak diplerin de
Ceylan gibi çırpınıp dururken, saf yürekler
Ar ve namus; toz oldular ortadan
Akşamdan kalansa sadece, boş artıkları oldu
Gecemi çıkar koynundan, onlar mı gecenin, bilinmez ki?
Kıpkızıla boyanmıştır, artık yüzler
Hep kadınlar dağlar, tüm gönülleri
İşte o kadınlar ki;
Kullanılmanın doruğunda kaldılar
Bitip tükenmeyen istemlerinin içinde, boğuldular
Varla yok arasında, kalıvererek
Onlar ki; uslanmaktan, çok üşendiler
Ki iffetleriyle; ölüme koşacak kadar, yürekleri de olmadı
Çar çabuk, kayıverince çıplak ayakları
Çirkeflere, bulanıp da kaldılar
Vakur bir duruş ve izzetli nefisleriyle
Erdemliği taşımaktansa
Yalanlara, dolanışta uyutuldular
Gözleri kör eden, o neon ışıkları altında
Darağacının ucunda, sallandılar etek uçlarıyla
Çıplaklığı bir türlü, nedense anlamadılar
Podyumlardı onları çeken, yalan ve dolanlara
Hayâ ve ardan, kopuşta ayrıldılar
Kokuları arşa çıkınca, kayboldu bel bağladıkları
Mavimtıraklar, dönüverdi grilere
Hayatlar ve haykırışlar paralandı
Gölgeler örttü üstünü, hayâsız lığın pençesindeyken
Canhıraş bir biçimde; toprak bile, isyan etti
Bu nasıl, bir kirliliktir diye
Almadılar onlar, kıssadan bir hisse; yaraya sürülecek, bir merhemi bile
Küçük büyük; ne tanıdı, ne de dinlediler
Kendi elleriyle, son fermanlarını karaladı, şehvetleri
Her yaptıkların da; ilk sözleri de, ne var bunda oldu
Koyup gidince tüm umutları, her şey kaldı ortalıktı
Geride kalansa, sadece posası çıkmış bir beden
Ağız salyaların da, asılı kala kaldılar
Sahne çökünce; açılıverdi birden, perde
Oyunları acı bitti; ipleri çekilirken, kalleşliklerin
Haykırıyordu; hıçkırıklar içinde, kirletilmiş etler
Sıkıştırıldılar, kokuşmuş sandukalar içine
Utanmak bile akıllarına, hiç gelmiyordu
Çocuk çığlıklarına ve analığa, hasret kalan yüreklerin…
gönlüne kalemine sağlık