MONOvarolan bütün kutsal yerlerden kovulmuş bir melektin sen Mono! sana araba mezarlığından bir ev aldım sana parlak siyah giysiler gerekiyordu bir de durmuş bir kol saati. kırmızı bir peruk, pudra, vişne çürüğü ruj... şimdi hazırsın bütün ihanetleri yalamaya! çünkü bu bir savaş Mono! bazı fırsatçı alkolikler reddetse de bunu bu bir yeniden doğum! konuşan göbek deliğine kulak ver o sana söyleyecektir nerede olduğunu ne yapman gerektiğini sana bir de, bir takım tarihleri yazmış bir hançer almalıyım sen iflasın eşiğinde bir maymun lider değilsin sen hiç kimsenin hatırlamadığı bir şarkı da değilsin yalnızca birazcık göğüslerin sarkmış, hayatın sarkmış, asaletin sarkmış ama korkma, bu devirde her şey düzeltilebilir bu devir sprey-kapsül-silikon-kozmik-mika ve cinnetten yapılma üzülme hiç Mono, herkes kadar gerçek olacaksın! nedenlerin olmalı Mono! kaçışının, düşüşünün, ağzındaki küfrün sana birkaç neden yaratmalıyız. nereden bulabiliriz?! mesela sokakta, herhangi bir merasimin ortasında, gökyüzündeki mahrem ayda bir çok neden bulabiliriz. sonuçta seni kurtaracak şeylerdir hayati önem taşımaktadır senin için biraz kan akıtmalısın, geçmişinin en yüksek ölümleri için cennette nasıl da gülüyordun kim bilir zamanında ama şimdi kan da, kuvvet de, can da sende biraz kan akıtmalısın, geçmişinin yüksek müsaadesi için! nefrete ortak çıktığında, ne kadar da gerçek olduğunu söyleyecekler sana inanacaksın… mutluluğa ortak çıktığında, ezilmez bir hayatın olacak, diyecekler sana, inanacaksın… bu ölümcül sözleri mutlaka ezberine alacaksın ah Mono, yeri gelecek seni Joy Division’ın kollarına emanet edeceğim bir köşede yavaş yavaş öleceksin sonra sana dokunduğumda, olduğun yerden sıçrayıp gözlerini açacaksın nefes alacaksın ve ‘Lanete doğru kıvrılıyorum,’ diyeceksin maddenin maden tadını aldığında kendinden geçmiş olacaksın kent üstüne devrilecek üstün başın cam, bina, ağaç, yol, çocuk, adam, kadın salgın hastalık tehlikesi gibisin boynunda urganınla dolaşıyorsun da yanında bir ağacı taşımak zor olabilir şimdi kırılmaya başlıyorum kemiklerim senin isminin titreşimiyle ayrılıyorlar birbirlerinden cehennem dilinde bu ‘Meşk’ olmalı yoksa haybeden bir güzellik olarak kalmak istemem dünyanın metal rahminde... |