2
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1531
Okunma
ikra
gözlerine kazılmış yıpratılmış hüzünlerin grisinden
kadim zamanların ezgisi
kalbinin anaarterlerine salınmış efkâra dair
söyle sevgili
sesime nasıl sığsın ki kendine gizlenmiş yalnızların şarkısı
tarihin saçları uzayıp dururken karanlıklarda
neden öldürür ki insan kendi geleceğini
kanamalara meyyal yüreğimiz allahın penceresi iken
neden yıkıntılarda açar münzevi güzellikler
gülümsesen diyorum biraz
susuşun yeterince vuruyor çocukları yani hepimizi
isra
ellerimizle boğduğumuz anılardan çiçekler
hep aynı rüzgara eğiyor başını
kendine çoğalırken acı delice
hira dağı hurma ağaçları ve horlanmış ayetler
lehvi mahfuzun kadim ezgileri gibi
her şeyden ve herkesten kaçmalıyız sevgili
zaten kirleniyor dokunduğumuz ne varsa
önce hayallerimizi alıyor bizden ayrılan
aceleyle kavuşmak için o muamma sonsuzluğa
aşkın kehaneti yaşanarak öğrenilir
ölmekse bedeli korkusuzca ölmeyi denemeli insan
nedensiz gülümseyebildiği anda
sevda
pusup sustun, sustun o en manidar sesinle
savşların ve barışların ortayerinde döktüğün kan bu işte
merhametli ellerinden ellerimize
ve uzaklaştın yaralayarak ufkumuzu;
yeniden yeniden yeşermek için imanla
ki şaşkındık hepimiz kıyamımızı yitirmekten
herkesten kaçmak mümkün rüzgardan ve sudan
anlamsız ayrılıklara gülümsemek de
umuda gebe bütün sevdalarda..
5.0
100% (6)