AŞKA GÖÇ/ÜM VAR
Aşkı Aslı iken yakan Mevla’ydı
Kerem’in külünde aşka göç/üm var Gönlü yücelerden bakan Leyla’ydı Mecnun’un çölünde aşka göç/üm var Sular sevgisiyle aktı çağlara Hicran ile hazan çöktü bağlara Şirin için külüng çaktı dağlara Ferhat’ın elinde aşka göç/üm var Bir gurbet türküsü konar özlere Türkülerle yaşlar iner gözlere Perdeler kuş olur tüner sözlere Aşığın telinde aşka göç/üm var Yakar yüreğini nar eyler durur Feryad-ı figanı ar eyler durur Acep kime küsmüş zar eyler durur Bülbülün gülünde aşka göç/üm var Kadere darılan kendine küser Terk-i diyar eden selamı keser Yar şehrine kırgın yâd ele eser Seherin yelinde aşka göç/üm var Vuslat hayaline değilken emin Bir kutlu düğüne kurdular zemin Garibe kavuşan nazlı senemin Gelinlik tülünde aşka göç/üm var Kalbe dert tohumu eken kulların Dertlerine boyun büken kulların Hasret, gurbet, sevda çeken kulların Dideler selinde aşka göç/üm var Sevmekle sevilmek olmaz çabasız İçimde yokluğun titrer abasız Çocukken başladı göçüm babasız Özozan dilinde aşka göç/üm var |