FINDIĞIN HİKAYESİDikilmiş ocak, ocak Her taraf köşe bucak Kış gelince yakılır Odunu kucak, kucak Çok incecik oluyor Şu fındığın dalları Açar Şubat ayında Yeniden yaprakları Mart, Nisan aylarında Ona hizmet edilir Fındık çok olsun diye Işkınları kesilir Mayıs, Haziran gibi Çotanaklar görünür Fındığın şu dalları Berekete bürünür Temmuz ayı gelince Hazırlıklar yapılır Bahçe altı otları Tırpan ile kırkılır Ağustos fındık ayı Bahçeler hep şenlenir Fındığı toplar iken Şarkı, türkü söylenir Eylül ayı gelince Fındık harmanda olur Güneşte kurutulup Çuvala doldurulur Ekim, Kasım ayında Mahsul pazara iner Fındık para etmezse Dert üstüne dert biner Yapraklar yere düşer Kuruyup gazel olur Fındıkçının çilesi Aralık’ta son bulur Fındıksız yaşayamaz Osman Ağa torunu Karşılama oynayıp Sonra tutar horonu Fındıktan yapılan yağ Olsun dertler ilacı Ne kadar zor olsa da Fındık bizim baş tacı Çifte kavrulmuş olsun O zaman zevkle yenir Fındık deyince akla Mutlak Giresun gelir Ferhat GÜNAYDIN Giresunlu Eğitimci Şair 21.01.2013 |
Bende bir zamanlar ADANA KEBAbA şiir yazmıştım..,
.ne güzel bir paylaşım.
.tebrikler.slm.saygılarımla.