HakikatRevak-ı deycurda bir tıfl-ı zar, Leyal-i tar uğrunda ağlar. Sükunet-ara ile olur cuş ber-cuş, Figanı teşdidine gizler ziya-puş. Zuhur eder o çeşminde zılal-i adem. Suz ü güdaz ile eder niyaz-ı hazin, O anda aklına gelir bir pir-i güzin. Der bırak bu sefil efkarı, Görmez misin ziya-riz-i hakikatı? |
Bu şiiri okuyunca önce Edebiyatdefterine ne zaman üye olduğunuza ( 9 gün önce) sonra yazdığınız önceki şiirlerinize (dört şiir), sonra da şiirlere yaptığınız yorumlara baktım (altı tane).
Önceki şiirleriniz gençbir kişinin özellikleriyle doluyken ( ki profil resminiz de genç olduğunuzu gösteriyor)...
Gelelim şiire:
Osmanlıca kelimelerin bir çoğunu unutmuş olsam bile şiirin anlattığını az çok anladım.
Üstü örtük etrafı açık bir yerin (revnak) altındaki zavalllı bir çocuk karalık gece için ağlar. Bir ışık bu ağlamayı gizler. (Anlatılandan anlayabildiğim aşağı yukarı bu)
Bu şiir:
Parnasisizmin etkisinde bir şiir
Serbest müstezat tarzında uygun
Yeni terkibler Servet-i Fünun dönemini çağrıştırıyor.
Bütün bunlara dayanılarak yapılacak tahmin şiirin 1870-1900 yıllarında yazıldığını gösteriyor.
Yazdıklarımın tümünde yanılmış da olabilirim. Şiirinizdeki terkipleri teker teker çözerek şiirin tam olarak açıklamasını, yorumumun altına yaparsanız memnun olacağım.