düş şehri..belki çocukça bir aşkın ilk afallamalarıydı gözlerinde parıldayan.. kıpırdadıkça yaş oluyordu ki umuda nazır bir sevdanın kırık dökük enkazıydı gözlerinde ıslanan... papatya falı gibi.. ağlasam mı ağlasam mı diye düşündüğün her an teninden bir acı kopuyordu.. bir defterin koparılan yaprakları gibi koptukça yaprakların, beyninden bir anı siliniyordu.. sonbahar alsa düşlerini kızmazdın; ama bilmediğin bir el yoldukça saçlarını tüm kinin gövdende birikti.. artık altı üstü bir gövden kalmıştı.. sık sık kîne rastlanılan ama her köşe başında sevda kırıntıları olan bir düş şehriydi ellerin ve gövden.. (...) |