Çengeli Omuzlamak
.
Üzülme ellerimiz bizim değildir bazen bazen gider bir çukurdan aşka küsmüş bir kadını çıkartır kadın dediğin ‘’öküzümüzden sonra’’ sofraya çağırdığımız çitelenmesi kolağızlarının el kadar yakalarımızın küllü sularda ninelerimizin elmacık kemikleri gibi belirgin yanakları çökük arzuları rafa kaldırılmış geniş kalçalarıyla sönük ve yalpa vuran sandallar gibi kırsal limanlarımızda onurun dubasına sımsıkı bağlanarak Toprak kapı önlerini ıslamak ve kileri toplamak gibi sevecen damlara loğ çeken adamları sevebilmek ve silebilmek alınlarındaki teri yıkılmışlığını bazen omuzlarının omuzlamak İncinme ellerimiz bazen bizim değildir onlarındır da biraz çıkar hiç olmadık yerlerden yüzümüze indirilen şamarı zıplarsan kanarsın kanarsan ölürsün diyecek kadar küskünlük veren o munis azar azar azar bir kuyudan toplamadık ellerimizi ellerimizdi aşk ellerimizdi toprak bir yerlerde sinmiş çocuk silüetinde saklandığını sanan ancak her güzel şey gibi kısa ve acısız biten ve yakalanan kardeş ölümlerine ansızın işkencesiyle ünlü hapishane revirlerinde kemeriyle asılan dirim gibi muğlak varıldığı anda her birimizi ayrı ayrı kıyamına durduracak . |
konumlar arayan,insanlar ve şiirler vardır !
ya da sadece insanlar vardır..seansları, sakinleştiricileri, işe yaramayan anksiyete tedevileri ile..
:)
çok kötüyüm :)
ama ,hayat sayfiye yerlerinde insanların bencilce etkinliği olarak kalmasın istiyoruz.
her yaptığım hep en güzeli için wewin..
merhaba