0
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
4382
Okunma

Eski libasları ile
yağmur suyundan toprağa dokunan periler.
tasavvuf erbabları
bıçağı kağıtla kesenler
bir kıvılcım sizi yutmalı
medresesiz deliler
akıl oyunları
akıl oyunları
her yer
çiçek
ve her yer güneşi örtmüş perdeler.
yağmur yağıyor
ağaçlar titrerken
içim masum düşünceler
içim üzeri yaprak örtülmüş bir çinko
fakat kulaklarım bu sesi çok seviyor
bu tınıyı seçiyorum
ölüler
ölüler
yakında cenazemden sisler yükseliyor
kaynıyor toprağın altı
ışıldıyor şafak
gün doğuyor periler
gün doğuyor
bir çift anahtar ile ahşap kapıyı açıyorum
havlasın itler
insanlar koysun adını
kurbanlar kesilsin
bitsin Hüseyin’in matemi
şimdi
ayrılık vakti
çekiçle vurulmuş gibi
tortusu yalnızlığın
karası yazgımın yazgısının
yarası arslanın hançer almış gövdesinin
hiç arslanlar düşermi
gün doğana kadar
arslanlar tefekkürde
periler sendeliyor
düşsünler yeryüzüne
çünkü sular yükselir
bineriz kayık niyetine
talan,çamur,şahadet
moğollar geliyor
moğollar tehdikkar
ve sakalın eriyor
son
kahkaha
sarmaşık ve çelikten kılıç
asa ve sırdaşlık
arslan,periler ve kılıç
tevazu ve hüzün
suç ve ceza,işkence ve azap
düşmüş kırılmış bütün iskeleti
düşmüş kırılmış
düşmüş
yeşilmiş
ve gülen gözler
çam ormanı ve oksijen
derin nefes
sıcaklık
dostluk
zölem
sevgi deprem
kan
can
kokusu dumanı üzerimizdeki pidenin
şükürler olsun bu gemi senin gemin
5.0
100% (1)