Yarım
yarım bir yaşanmamışlık
sardı sarmaladı sağrısında büyüttüğü acılarını tamamlanmak niyetinde olmasa da tastamam onu yansıtıyordu seyirlik aynalar paramparça hedefini şaşırmış mermi hızında ıslık çalmalar kırmıştı korku damarlarını kanı içine aktı munzurun asfalt yolların izi silinmesin deye kıyamet kızılı direnç işkencede daralmış canı çıkıyordu kan pazarındaki sergilere serilmiş sedasız ayak uçlarına basarak sokaklara dizildi hayalet şehir kurşun mavisi kavga üstüne varolmuş varoşlara inad hiçleşmeyecekti hepleşmeyecekti haplaşmayacaktı hesaplaşacaktı kitaplaşacaktı satır aralarına sığmaz sandıkları sandıklarda çürümüş ayva kokuları türkağaz sesinin kuytularına çekilmişti zaman habersiz hasrete gömdü yüreğini tetikledi gözlerindeki alevi çaresiz bu öykü yosun tutmayacak çınarlaşmayacaktı babil bahçesindeki kadife gözlü menekşeye inad sümbüllü efendizadeye mezar taşı olacaktı sessizlik kulelerine bıraktılar onu ezik yenik kartallara sundular lime lime çakmak taşları kesti boyununu başakların susam yağına belendi gökkuşağı acının kokusunu emdi toprağın tazeliği sırra kadem bastı methiyeler sabır taşına sürüldü eğri kılıçlar başlar düştü zakkum üstüne kurudu zeytinler barışçıl kuşlar göçebeleşti zindan duvarları örüldü şafak üstüne elif ba bahar kuzeye kaçınca nar taneleri tohuma durdu ağıta yer yoktu faülatun faülün düşleri kör kuyulara atılanlar teker teker yusuflaştı kanatlaştı parmaklar acem şalına döndü öyküleri çıplak ayakların çöl yağmuru gibi buharlaştı sevdalar kızıl kor üstünde unutulunca mısralar mısır patlağı sırları dökülünce sırıtıyor meftalar putlaşıyor serveren papatyalar fallaşıyor zamana isyan faltaşı gözümün bebeği çekiyor falçatasını vuruyor göğsüme! Volkan Kemal Yarımlıklardan arta kalan |