Dostlarımızın bize gösterdiği sevgiyi abartmamız, duyduğumuz minnetten değil, takdire ve sevilmeye ne kadar layık olduğumuzu herkese göstermek içindir. LA ROCHEFAUCAULD
Paylaş
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Buldum... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Buldum... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Bu nasıl olabilir? İmanla küfür, secde ile secdesizlik nasıl olur da bu kadar dışa akseder? Her halde söz konusu aydınlıkla karanlığın “misal alemi”ne yansıyan, bir de fotoğrafı olsa gerektir.
Allah Tealâ müminleri tarif ederken bu inceliğe dikkat çekerek şöyle buyuruyor: “Yüzlerinde secde izinden nişanları vardır.” (Fetih, 29). Onları her yerde tanırsınız. Özellikle teheccüd namazına devam edenlerin yüzleri her zaman ay gibi parlar. Onların pırıl pırıl yüzlerini gördükçe içinizden ister istemez bir muhabbet, bir mehabet ve bir hürmet hissedersiniz. Hatta kılık kıyafetinden hiç belli etmediği halde yolda, otobüste karşılaştığınız bu insanlara “hocam” diye hitap edersiniz. “Yüzlerinde nimetin parıltısını tanırsın.” (Mutaffifîn, 24)
Şuurlu ve olabildiğince gafletsiz namaz kılan mümin, her yerde farklıdır. Ahirette “Bir takım yüzlerin ağardığı gün” (Âl-i İmran, 106) ışıl ışıl parlayan abdest uzuvları ve secde emareleriyle öndekilerden daha öndedir. Belki de herkese parmak ısırtırcasına “Çekilin Hz. Muhammed s.a.v.’in ümmeti geliyor” dedirtecek saffetiyle melekleri dahi imrendirecektir.
Namaz günahları siler
Kılınan her namaz temizliktir, aydınlıktır. Kalpte yanan ışıktır. Karanlığı yakıp yok eden bir nurdur. Yaprakları döken güz rüzgârı gibi günahları döken bir mübarek esintidir.
Sahabilerden biri iki büklüm vaziyette Allah Rasulü s.a.v.’in huzuruna gelmişti. İşlediği günahın utancıyla sanki eriyip bitmişti. “Ya Rasulallah, mahvoldum. Gözüm bir kadına ilişti” veya “ona dokundum” diyordu.
Onun bu kırık gönlü sanki Arş’ı titretmiş ve Cebrail Aleyhisselam’ı şu ayetle imdadına yetiştirmişti: “Gündüzün iki tarafında (sabah, öğle ve ikindi) gecenin de yakın saatlerinde (akşam ve yatsı) namaz kıl. Çünkü iyilikler kötülükleri (günahları) giderir.” (Hûd, 114)
Yüzdeki secde nişanı
Bu nasıl olabilir? İmanla küfür, secde ile secdesizlik nasıl olur da bu kadar dışa akseder? Her halde söz konusu aydınlıkla karanlığın “misal alemi”ne yansıyan, bir de fotoğrafı olsa gerektir.
Allah Tealâ müminleri tarif ederken bu inceliğe dikkat çekerek şöyle buyuruyor: “Yüzlerinde secde izinden nişanları vardır.” (Fetih, 29). Onları her yerde tanırsınız. Özellikle teheccüd namazına devam edenlerin yüzleri her zaman ay gibi parlar. Onların pırıl pırıl yüzlerini gördükçe içinizden ister istemez bir muhabbet, bir mehabet ve bir hürmet hissedersiniz. Hatta kılık kıyafetinden hiç belli etmediği halde yolda, otobüste karşılaştığınız bu insanlara “hocam” diye hitap edersiniz. “Yüzlerinde nimetin parıltısını tanırsın.” (Mutaffifîn, 24)
Şuurlu ve olabildiğince gafletsiz namaz kılan mümin, her yerde farklıdır. Ahirette “Bir takım yüzlerin ağardığı gün” (Âl-i İmran, 106) ışıl ışıl parlayan abdest uzuvları ve secde emareleriyle öndekilerden daha öndedir. Belki de herkese parmak ısırtırcasına “Çekilin Hz. Muhammed s.a.v.’in ümmeti geliyor” dedirtecek saffetiyle melekleri dahi imrendirecektir.
Namaz günahları siler
Kılınan her namaz temizliktir, aydınlıktır. Kalpte yanan ışıktır. Karanlığı yakıp yok eden bir nurdur. Yaprakları döken güz rüzgârı gibi günahları döken bir mübarek esintidir.
Sahabilerden biri iki büklüm vaziyette Allah Rasulü s.a.v.’in huzuruna gelmişti. İşlediği günahın utancıyla sanki eriyip bitmişti. “Ya Rasulallah, mahvoldum. Gözüm bir kadına ilişti” veya “ona dokundum” diyordu.
Onun bu kırık gönlü sanki Arş’ı titretmiş ve Cebrail Aleyhisselam’ı şu ayetle imdadına yetiştirmişti: “Gündüzün iki tarafında (sabah, öğle ve ikindi) gecenin de yakın saatlerinde (akşam ve yatsı) namaz kıl. Çünkü iyilikler kötülükleri (günahları) giderir.” (Hûd, 114)