Gurbette Ölmek !
Gurbet ki, kol-kanat koymamış, kırmış,
Bir tercüman bulamadı bu hâle... Hasret hastasına bir «an» asırmış, Can dayanmaz gönlündeki melâle... Bir dipsiz uykuda, gerçeğe uyan, Hani başucunda Yâsin okuyan? Soğuk sular dökün, biten ömre yan! Böylesi gariplik gelmez misâle... Atladığı eşik tuzağı olmuş, Bir meçhul içinde yitip, kaybolmuş, Hep gülüp oynarken, açarken solmuş! Güneşler buz kesti döndü zevâle... Sükûtunu dinle; her şey yalanmış, Vefâsızlık kokan gülüşe kanmış, Gençlik, gaflet çıkmazında nihanmış, Gözleri duvarda dalmış hayâle... Yıllar sînelere saplanan okmuş, Bayramda gelmemiş, düğünde yokmuş, Sevgiyi ihânet akrebi sokmuş, Akan gözyaşını sorsam leyâle... Gel cevapla, bu niçini, nasılı, Çâk ettiler hayat denen fasılı, Bir ah kaldı muallâkta asılı, Varır mı mahşerde yollar visâle?.. Bu dert bizim, yürekleri dağlasın, Melekler saf tutsun, dost el bağlasın, Günahkâr da olsa gökler ağlasın, Bakıp mezar taşındaki hilâle... Servet Yüksel |