Bıraktığın yerdeyim, bıraktığın gibiyimTa uzaklara gittiğindeydi İlkti gidişin ve çok uzaktı bakışın Tek bir damla bile yağmur yağmamıştı Bir tek, ılık bir rüzgâr esmişti Suskunluğu tutmuştu dünyanın Her yer ve her şey susmuştu Yüreğimden ve yüreğinden bir ses duyulmuştu Bir hıçkırık çıkmıştı benden Bir ayrılık acısı duyulmuştu senden Bir hüzün damıtmıştım yüreğimden Bir acıklı tebessüm belirmişti senden Çaresizliğe çaresizliğimdi üstüme çöken Zamandı zamansızlığı vakitsizleştiren Rüzgârın, yağmurun, bulutların hep bunların Bir suçu vardı elbet seni götüren anın Ve o anı yaşayan her yanımın Suskunluğa esir dilimin, akmayan kanımın Hep suçu vardı, hepsi suçluydu Bir türkü bile söyleyemedim gitme diyen Bir tek söz bile diyemedim etme diyen Nasılda tutulup kalmıştı Sanki kırılmıştı ellerim Sen son bir bakışla kaldın Derinliklerimde ve gittin Bıraktığın yerdeyim, bıraktığın gibiyim Bazen yaşayan ölüyüm, bazen ölmüş diriyim Bazen eylül yağmuru bazen dağ yeliyim Kâh gamdan göklerde, kâh elemden yerdeyim Olmadığın bir dünyanın boşluğunda Varlığının nihayetsizliğinde nihayete ermekteyim Gözlerimde bir hüzünlü bakışla İçimi kahreden bir yakışla Ateşteyim, alevdeyim, küldeyim Mehmet Baki |