PİLAVDAN DÖNENİN...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Değerli şiir dostu Sami Biberoğulları ile aramızdaki latife amaçlı atışmaya devam...Engin hoş görüsüne sığınarak.
Meydan sana kalmadı, etmedim pes
Pilavdan dönersem kırılsın kaşık İstedim ki biraz daha al nefes Pilavdan dönersem kırılsın kaşık Tükenir mi sandın yazmaktan kalem Bekleme hiç, bitmez dilimde kelam Buna şahit olsun ki cümle âlem Pilavdan dönersem kırılsın kaşık Vaz geçmem bilesin, bekleme boşa Sen sardın bu derdi o deli başa Son günlerin bunlar gönlünce yaşa Pilavdan dönersem kırılsın kaşık Yolu kaplumbağa misâli aşar Gözler vuracağı menzili şaşar Hurilerle, yalnızca rüyada yaşar Pilavdan dönersem kırılsın kaşık Mâna buldu, o kapalı bu açık O çok bilmiş, bu konuşmaz, şu kaçık Gel de şimdi bu işin içinden çık Pilavdan dönersem kırılsın kaşık Başında eserse kavak yelleri Tutmaz isen bulduğum o elleri Gözden akar yalnızlığın selleri Pilavdan dönersem kırılsın kaşık Şu kış bitsin hele, Ocak Şubat Mart İlk baharda sana düğün yapmak şart Evde kaldın bak, arama taze kart Pilavdan dönersem kırılsın kaşık Kısmet aradım, kapı kapı gezdim Beğenmez kimseyi canımdan bezdim Sonunda O’nun niyetini sezdim Esra Erol’a adını yazdırdım ( hayat ışığı ) |
kaleminize sağlık,
saygımla