DİN ALİ İLE HAKTIRŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Mehmet Emin Koç
15 Aralık 2012/Yeni Mesaj Gazetesi Kalbi kaymış olanın ne camisi olur, ne cemevi Bunlar gerçekten şaşırmışlar. Kalpleri kaymış, gönülleri dönmüş… Nerede bir “hak ve hakikat” varsa, karşısına geçiyorlar, savaş açıyorlar. Nerede bir batıl varsa, hak diye, doğru diye yutturmaya çalışıyorlar. Bu ahval, Hz. Peygamberin, kıyamet öncesi ahir zamanda zuhur edeceğini ikaz ettiği “İslamcı kılığındaki Deccalların karakteri ve onların fitne operasyonları! Her konuda, her alanda, her işte bu karakter kendini gösteriyor. Fitnelerini İslam adına, dini istismar ederek yayacaklar, yayıyorlar. Bunlar işgalci Amerika ve Haçlıya emir kulu oluyor, gayr-ı Müslimlerin safında yer alıyor, Müslümanlara ise savaş açıyorlar. Bunlar, Avrupa’daki gurbetçi kardeşlerimize Almanlaşın, Avrupa’ya entegre olun, bunlarla bir olun, diyorlar; Türk milletine gelince, asırlardan beri tek millet olan bu yüce milleti 36 etnik parçaya bölüyorlar. Bunlar, Yahudi ve Hıristiyanları kardeş, Müslümanı ise düşman ilan ediyorlar. Bunlar, ecnebiye peşkeş çekmek için her türlü maden ve kaynağı buluyorlar; Türk milletine sıra gelince, ne maden var, ne kaynak diyorlar. Bunlar, Papaz Malthus’un liberal kapitalizm ekonomi anlayışıyla devlet ve milleti batırıyorlar; milleti avlamak için ise Prof. Dr. Haydar Baş beyin Milli Ekonomi Modeli’ni aşırıyorlar. Bunlar, gayr-ı Müslim ecnebilerle kol kola girebiliyorlar; fakat Alevi, Bektaşi, Caferi, Sünni vs. Ehl-i Beyt sevdalısı öz kardeşleriyle beraber olamıyorlar. Bunlar, gayrimüslim Ehl-i Kitap ile amentüde ittifak edebiliyorlar; fakat Ehl-i Beyt sevdalısı Müslümanlarla bir ve beraber olmaya davet edildiklerinde, fitne ve küfür yaygaraları basıyorlar. Bunlar, inek etinin yanına kasaplık hayvan eti diye domuz etini koyabiliyorlar… Bunlar, Müslüman kadınları, gayr-ı Müslimlere ve müşriklere nikahlayabiliyorlar… Bunlar, dinler arası diyalog manevralarıyla yegâne Hak din olan İslam’ı, Kur’an-ı Kerim’de batıl, şirk ve muharref diye nitelendirilen Haçlıların inançlarıyla eşleştirebiliyorlar. Bunlar, Ehl-i Kitab muhabbetine evet diyebiliyorlar, fakat Ehl-i Beyt muhabbetine evet diyemiyorlar. Bunlar, Müslümanın yanına papazı-hahamı konduruyorlar; ama aynı Müslümanın yanında Alevî, Bektaşî, Caferî kardeşlerinin olmasını hazmedemiyorlar. Bunlar, caminin yanına kiliseyi-havrayı konduruyorlar; ama caminin yanında cem evinin varlığına rıza gösteremiyorlar. Bu İslamcılar, kilise ve havrayı ibadethane olarak görüyor, oralara dalıyorlar; fakat cem evlerini ibadethane görmüyorlar. Bunlara göre, kilise ve havra ibadethane; fakat cem evleri ibadethane değil! Prof. Dr. Baş, Hacı Bektaş Veli ve Abdal Musa’ların ahvalini andıran himmet ve hizmetleriyle, Türk milletini Ehl-i Beyt mayasıyla yoğurup yeniden bir ve kardeş yapmaya ve İslam coğrafyasındaki oyunları bozmaya başlayınca, telaşa kapıldılar. İçleri dışa vurdu bunların… Artık ne cami var bunlar için, ne cemevi! Şaşırmış bunlar… Kalpleri kaymış. Haktan nasipleri bitmiş! Halbuki Hz. Peygamberin Mekke dönemindeki Dar’ul Erkam’ı, cami değil, cem evleridir, aşk ve irfan meclisleridir. Rasulullah’ın Medine Mescidinin içindeki Suffa mekânı, cem evleridir, ilim ve irfan mekânlarıdır. İbadethanedir. Bunların kaba softa ham yobaz bakışıyla bakacak olursak; asıl Asr-ı saadette olmayan bugünkü gibi camilerdir, kubbelerdir, minarelerdir. Bugün, cem evlerini ibadethane olarak görmedikleri halde, Alevi ve Bektaşi kardeşlerimizin muharrem orucu sofralarında baş köşeye kurulan bu İslamcı Deccallar, korkarım Amerikancı selefi ağabeyleri gibi, yakında günümüzdeki camileri ve minareleri de, Asr-ı Saadette yoktu diye yıkacaklardır. Afganistan’da, Irak’ta, Libya’da, Yemen’de, Suriye’de Haçlı ile işbirliği halinde Müslümanların başlarını kopartanlar, camileri niye yıkmasınlar? Yapmadıkları iş değil ki… Haçlılarla işbirliği halinde işgal furyasını sürdürdükleri İslam ülkelerinde ne cami bırakıyorlar, ne türbe, ne cemevi! Bunların bu vaziyet ve ahvalinin, Allah ile, Rasulü ile, Ehl-i Beyt ile, Müslümanlarla, Türk milleti ve medeniyeti ile hiçbir bağı yoktur. Bu bağlamda Kur’an- Kerim’in değişmez ilahi ölçüsü nettir: “Mü’minler, mü’minleri bırakıp da kâfirleri dostlar edinmesinler. Kim böyle yaparsa, artık onun Allah ile hiçbir bağı yoktur” (Âl-i İmran, 28). Allah ile bağı kalmayandan, Türk milletine ve İslam coğrafyasına hayır gelir mi?! Bunlardan hayır beklemeyin…
Her sabah Allah için, her akşam Allah için
Kalben dua edelim, sadece Allah için Ruhumuza işlesin, Allah aşkı her kelam Benliğim feda olsun, tüm her şey Allah için. Erk malına esir kul, altına bulamaz çul Şeytan ile dans eden, etmez paray ile pul Yalanın her türlüsü, lanet yağdırır mutlak Taş mekanlara tapan, ruhsuz kalsın kara dul. Yaradan Allah’a bak, yüzün nur güneş görsün İstersen Yezid’e bak, yüzünü şeytan görsün Hakk Ehl-i Beyt farz demiş,buna karşı çıkan kul Lanetlenmiştir mutlak, göremiyorsan körsün. Din tek başına batıl, (SAV) Peygamber ile haktır Önceki dinler bir bak, söyle hangisi haktır Ehl-i Beyt bir güneştir, Hakk-Peygamber nurundan İslamiyet Âli’dir; din Ali ile haktır. |
HZ. ALİ İÇİN NAZİL OLMUŞ BAZI AYETLER
Kaynak:Kur'an-ı Kerim/Bakara Sûresi/Sayfa:7/Cüz:1/39. Ayet: İnkâr edenler ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte bunlar cehennemliktir. Onlar orada ebedî kalacaklardır. ﴾39﴿وَالَّذ۪ينَ كَفَرُوا وَكَذَّبُوا بِاٰيَاتِنَٓا اُو۬لٰٓئِكَ اَصْحَابُ النَّارِۚ هُمْ ف۪يهَا خَالِدُونَ۟ ﴿٣٩﴾
Kaynak: Kur'an-ı Kerim/En'âm Sûresi/Sayfa:149/Cüz:8/Ayet:156-157: Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa (yahudilere ve hıristiyanlara) indirildi. Biz onların okumalarından habersiz idik" demeyesiniz, yahut, "Eğer bize kitap indirilseydi biz onlardan daha çok doğru yolda olurduk" demeyesiniz, diye bu Kur'an'ı indirdik. İşte size Rabbinizden açıkça bir delil, bir hidayet ve bir rahmet geldi. Artık Allah'ın âyetlerini yalanlayan ve (insanları) onlardan çeviren kimseden daha zalim kimdir!? İnsanları âyetlerimizden alıkoymaya kalkışanları, yapmakta oldukları engellemeden dolayı azabın en kötüsü ile cezalandıracağız. ﴾156-157﴿
اَوْ تَقُولُوا لَوْ اَنَّٓا اُنْزِلَ عَلَيْنَا الْكِتَابُ لَكُنَّٓا اَهْدٰى مِنْهُمْۚ فَقَدْ جَٓاءَكُمْ بَيِّنَةٌ مِنْ رَبِّكُمْ وَهُدًى وَرَحْمَةٌۚ فَمَنْ اَظْلَمُ مِمَّنْ كَذَّبَ بِاٰيَاتِ اللّٰهِ وَصَدَفَ عَنْهَاۜ سَنَجْزِي الَّذ۪ينَ يَصْدِفُونَ عَنْ اٰيَاتِنَا سُٓوءَ الْعَذَابِ بِمَا كَانُوا يَصْدِفُونَ ﴿١٥٧﴾
Kaynak: Kur’an-ı Kerim/Mâide Sûresi/Sayfa:119/Cüz:6/67. Ayet (Tebliğ Ayeti):
Ey Peygamber! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan onun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun. Allah seni insanlardan korur. Şüphesiz Allah, kafirler topluluğunu hidayete erdirmeyecektir. ﴾67﴿ يَٓا اَيُّهَا الرَّسُولُ بَلِّـغْ مَٓا اُنْزِلَ اِلَيْكَ مِنْ رَبِّكَۜ وَاِنْ لَمْ تَفْعَلْ فَمَا بَلَّغْتَ رِسَالَتَهُۜ وَاللّٰهُ يَعْصِمُكَ مِنَ النَّاسِۜ اِنَّ اللّٰهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْكَافِر۪ينَ ﴿٦٧﴾
Kaynak: Kur’an-ı Kerim/Mâide Sûresi/Sayfa:107/Cüz:6/3. Ayet (İkmal Ayeti):
Ölmüş hayvan, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına boğazlanan, (henüz canı çıkmamış iken) kestikleriniz hariç; boğulmuş, darbe sonucu ölmüş, yüksekten düşerek ölmüş, boynuzlanarak ölmüş ve yırtıcı hayvan tarafından parçalanmış hayvanlar ile dikili taşlar üzerinde boğazlanan hayvanlar, bir de fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. İşte bütün bunlar fısk (Allah'a itaatten kopmak)tır. Bugün kafirler dininizden (onu yok etmekten) ümitlerini kestiler. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'ı seçtim. Kim şiddetli açlık durumunda zorda kalır, günaha meyletmeksizin (haram etlerden) yerse şüphesiz ki Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir. ﴾3﴿حُرِّمَتْ عَلَيْكُمُ الْمَيْتَةُ وَالدَّمُ وَلَحْمُ الْخِنْز۪يرِ وَمَٓا اُهِلَّ لِغَيْرِ اللّٰهِ بِه۪ وَالْمُنْخَنِقَةُ وَالْمَوْقُوذَةُ وَالْمُتَرَدِّيَةُ وَالنَّط۪يحَةُ وَمَٓا اَكَلَ السَّبُعُ اِلَّا مَا ذَكَّيْتُمْ وَمَا ذُبِحَ عَلَى النُّصُبِ وَاَنْ تَسْتَقْسِمُوا بِالْاَزْلَامِۜ ذٰلِكُمْ فِسْقٌۜ اَلْيَوْمَ يَـئِسَ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا مِنْ د۪ينِكُمْ فَلَا تَخْشَوْهُمْ وَاخْشَوْنِۜ اَلْيَوْمَ اَكْمَلْتُ لَكُمْ د۪ينَكُمْ وَاَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَت۪ي وَرَض۪يتُ لَكُمُ الْاِسْلَامَ د۪يناًۜ فَمَنِ اضْطُرَّ ف۪ي مَخْمَصَةٍ غَيْرَ مُتَجَانِفٍ لِاِثْمٍۙ فَاِنَّ اللّٰهَ غَفُورٌ رَح۪يمٌ ﴿٣﴾
Kaynak: Kur’an-ı Kerim/Mâide Sûresi/Sayfa:117/Cüz:6/55. Ayet :
Sizin dostunuz ancak Allah'tır, Resûlüdür ve Allah'ın emirlerine boyun eğerek namazı kılan, zekâtı veren mü'minlerdir. ﴾55﴿ نَّمَا وَلِيُّكُمُ اللّٰهُ وَرَسُولُهُ وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُوا الَّذ۪ينَ يُق۪يمُونَ الصَّلٰوةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكٰوةَ وَهُمْ رَاكِعُونَ ﴿٥٥﴾
KAYNAK: Kur'an-ı Kerim/ A'râf Sûresi /Sayfa:154/Cüz:8/36. Ayet:
Âyetlerimizi yalanlayanlar ve onlara uymayı kibirlerine yediremeyenlere gelince işte onlar cehennemliklerdir. Onlar orada ebedi kalacaklardır. ﴾36﴿وَالَّذ۪ينَ كَذَّبُوا بِاٰيَاتِنَا وَاسْتَكْبَرُوا عَنْهَٓا اُو۬لٰٓئِكَ اَصْحَابُ النَّارِۚ هُمْ ف۪يهَا خَالِدُونَ ﴿٣٦﴾
KAYNAK: Kur'an-ı Kerim/ Bakara Sûresi/Sayfa:32/Cüz: 2/207. Ayet:
İnsanlardan öylesi de vardır ki, Allah'ın rızasını kazanmak için kendini feda eder. Allah kullarına çok şefkatlidir. ﴾207﴿وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَشْر۪ي نَفْسَهُ ابْتِغَٓاءَ مَرْضَاتِ اللّٰهِۜ وَاللّٰهُ رَؤُ۫فٌ بِالْعِبَادِ ﴿٢٠٧﴾
Kaynak:Kur'an-ı Kerim/ Yûnus Sûresi/Sayfa:210/Cüz:11/17. Ayet: Artık, Allah'a karşı yalan uydurandan veya O'nun âyetlerini yalanlayandan daha zâlim kimdir? Şüphe yok ki (böyle) suçlular asla kurtuluşa ermezler. ﴾17﴿فَمَنْ اَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرٰى عَلَى اللّٰهِ كَذِباً اَوْ كَذَّبَ بِاٰيَاتِه۪ۜ اِنَّهُ لَا يُفْلِحُ الْمُجْرِمُونَ ﴿١٧﴾
KAYNAK: KUR'AN-I KERİM/Tevbe Sûresi/Sayfa:196/Cüz 10/61. Ayet: Yine onlardan peygamberi inciten ve "O (her söyleneni dinleyen) bir kulaktır" diyen kimseler de vardır. De ki: "O sizin için bir hayır kulağıdır ki Allah'a inanır, mü'minlere inanır (güvenir). İçinizden inanan kimseler için bir rahmettir. Allah'ın Resûlünü incitenler için ise elem dolu bir azap vardır." ﴾61﴿وَمِنْهُمُ الَّذ۪ينَ يُؤْذُونَ النَّبِيَّ وَيَقُولُونَ هُوَ اُذُنٌۜ قُلْ اُذُنُ خَيْرٍ لَكُمْ يُؤْمِنُ بِاللّٰهِ وَيُؤْمِنُ لِلْمُؤْمِن۪ينَ وَرَحْمَةٌ لِلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا مِنْكُمْۜ وَالَّذ۪ينَ يُؤْذُونَ رَسُولَ اللّٰهِ لَهُمْ عَذَابٌ اَل۪يمٌ ﴿٦١﴾
(KERBELA'DA, HZ. MUHAMMED'İN (SAV) CİĞERPARELERİNİ KATLEDENLER VE AYETLERİ GÖRMEZDEN GELENLER CEHENNEMLİKTİR)
Sizin yorumunuz?