"ö.ç.m" den Maniler (18)
Odaya serdim halı
Sevdiğim Anzer balı Yeter ki bana gelsin Alırım ona yalı Taş takıldı sabana Yalvardım ben abana Turşu kurmasın seni Damat olam babana Bahçeye nar dikerim Tere, roka ekerim Yalayım da bitme sen Benim badem şekerim Süne konmuş ekine Derdim ulaştı bine Ben gönlümü kaptırdım Vefasızın birine Gün sayarım parmakla öldüm bekâr durmakla Âşığın bin canı var Tükenir mi vurmakla Arabam iyi kaçar Kayısım çiçek açar Babası çok zengindir Fakirim, kaldım naçar Bahçedeki söğütler Dinlenmez mi öğütler Meydanda yenilir mi Benim gibi yiğitler Bakıra gerek kalay Taburun üstü alay Düğün günü olur da Çekilmez mi hiç halay Antalya’da portakal Baba bana bir top al Sevdiğim çok güzel de Doğuştan hafif topal Kış geldi, esti ayaz Kar yağdı, yerler beyaz Beyaz giyme söz olur Kavuşalım biz bu yaz Bağdan topladım yaprak Yârim su gibi berrak Gel bir seni sarayım Sarmadan kara toprak Varımda ve yoğumda Bir yârim yok solumda Ben yolları n’eyleyim Yârim yoksa kolumda Yârin pamuk elleri Pek de tatlı dilleri Bülbül olsam koklasam Yanaktaki gülleri Yıllar bir bir sökülür İnci dişler dökülür Güzellik baki sanma İnce beller bükülür Bülbülüm ötmez dilim Benim durumum elim İlan verdim gasteye Nerde benim sevgilim Kumaş ölçer endaze Benim yârim pek taze Ona dil döke döke Oldum böyle kepaze Yârim sever pirinci Dişleri sanki inci Şu güzeller içinde Benimkisi birinci Bıyık bıraktım pala Olayım yâre lala Yâri gördüğüm zaman Dönerim ben bir lala Saat üçe beş kala Gelir misin bakkala Beni beğenmeyip de Varmayasın çakala Adnan ÜNAL "ö.ç.m" 119 |