Gül kurusu öpücükSusumuz daha gürültülü olurdu kapatırdı kulaklarını tüm yeryüzü çiçekleri ve cennetin melekleri ana caddeden Faytonlar geçerdi nal şakırtıları arasında ya da tünelde bağırırdık avaz avaz seviyooorum seni öyle miydi çok uzun zaman geçti üstünden delişmenlik yıllarının ne çok süslülerdi ne çok altını vardı halanın kızlarının annen gelini olsun diye onu düşlermiş ya sen söylerdin ekşitirdin anında yüzünü içlenirdim içimden içimden bağırır haykırır katıla katıla ağlardım kıskançlıktan güzeldi halanın kızı belki de ondan sağır sultan duyardı da duymazdın sen ısırırdım dudaklarımı belli olmasın diyerek kıskandığım aptallaşır daha çok bakardık birbirimize bakar gibi trene anlamsız üzülmenin faydası ne korkmanın ecele küs ayrılmayalım diye diye kondurduğum yanağına gül kurusu öpücük izi kalırdı nasıl olsa kalmasa da teninde mühürlerdim kalbine üzülme derdim nasıl olsa bir gün DNA’ nda çıkar gülerdin sen öpücüğün vişne çürüğü dediğin gül kurusu öpücüğüm susumuz daha gürültülü olurdu kulaklarını kapatırdı tüm yeryüzü çiçekleri ve cennetin melekleri Yüksel Nimet Apel 9/Mayıs/2011/Pazartesi/Bodrum |
öpücüğün vişne çürüğü dediğin
gül kurusu öpücüğüm
Öyle üç günde olunmuyor meret, yıllarını, birikimini çalıyor şiir..ne de güzel...
Tebriklerimle.