0
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2289
Okunma
Sen Galata Kulesini bilir misin?
Daracık merdivenleri taştan
Pencereleri ağaçtan.
Üst katında kanyak içilir
Meze niyetine o eşsiz şehir.
İstesende inemezsin kuleden
Güneş Süleymaniye’nin ardına inmeden.
İnip de kuleyi yıldızlara bırakıp
Gidersen Soğukçeşme sokağına
Şarap mahzenine benzer Sarnıç bar
Masalarında mum yanar
Radyoda hafif bir şarkı
Alevlendirir olası bir aşkı
Dansla girersin bu yeni aşka
Şarkının adı aşka elveda.
Bir sonrası sarnıç restoran
Portakallı ördek yersin
Tabakları kadehleri yeşim
Yan yana oturursunuz
Karşınızda İstanbul
Rakı içersin kardeşim.
Mumlar eriyip bitmeden
Ayrılırsın Sarnıç’tan
Artık gecenin yarısıdır
Kol kola yürümenin
Yıldızlarla alevlenmenin sırasıdır.
Aşıksın,olmadık şeyler yapabilirsin
Karşında Topkapı Sarayı
Kapısında sis,yürürsün
Sislerin arasından nemli bir düdük sesi
İrkilir durursun
İnersin Sarayburnu’na
Bir yolcu gemisi kıyıda
Kapılarını zorlarsın
İstanbul’dan kaçmak gelir aklına
Ağır basar İstanbul aşkı
Geminin adı ’İstanbul’ da olsa
Yürürsün Dolmanbahçe’ye
Üşürsün yok demezsin demli bir çaya
Süzülürsün boğaz içinde
Kah arabayla kah yaya.
Baltalimanı’dır geldiğin yer
Parkta salıncağa biner
Bir sana gelir bir çocukluğna gider
Gelir,gider.....
Galata kulesinde bıraktığın Güneş
Önce şafağı doğurur
Az sonra kendisi doğacaktır.
O gece İstanbul bize
Biz İstanbul’a mecburduk
O gece bir akarsu gibi
İstanbul’da dolanıp durduk..
5.0
100% (1)