ANKA
Güneş yana yana erirken dağların ardında
Bir Anka gibi küllerinden doğacak sabaha Kalırsa bir hicran ateşi kalır ardında Çökerken karanlık hüzün rengi ufukta Bu kasvetli hicran akşamlarında Boş bir sandalye ve iki kadeh masamda Kız Kumu Aşıkları gelir hep aklıma Hüzün kızıllığına boyanmış karşı kumsalda Rayihan dolar anason kokulu odama Ve müphem hatıraların kucaklarımda Hicranın bir nedamet gözyaşlarımda İnce ince süzülür yeisli yanaklarımda Damla damla alev gibi akar içime o anda Lav gibi dolanır ayrılık tüm damarlarımda Siluetin belirirken karanlık aynalarda Bir Anka gibi tutuşurum hareli bakışlarında Bekir ERÇALIŞKAN |
Beğeni ile okudum haz aldım
Selamlar kalemin daim olsun...