Işığın Savaşçısı
Ben düşünmenin yasak olmadığı bir dünya diledim,
Üzüntüler, acılar düşlemedim hiç... Bir avuç mutluluk dilerken Tanrı’dan Bir avuç daha hüzün verdi elime... Öyküler yazmak istedim küçük defterlerime Kalemim dokunamadı kağıda... Uzun bir nokta koyup devam edemedim yoluma... O yol ki; beklerdi beni hep bir köşede Usul usul fısıldardı sessizce Küşmüşüm nedensizce ona Susmuşum günlerce kenarında Geçen arabaların tozlu toprağında Dalmışım uzanan ufuklarına Bırakmışım yağmur ıslatsın ikimizi Güneş kavursun bedenlerimizi Kendimi bırakmışken zamanın kollarına Bilirim bekler Zaman’dan dönmemi Yol’um Ayak izlerimin olduğu yine aynı köşede... Benim köşelerim vardı hayatta Herkesten gizli saklı ağladığım... Kuytularımsa kendimden bile gizlendiğim... Gölgesinden korktuğum yalnızlığımda Demir attığım limanlar vardı; Martılara yemlerin atıldığı Huzurlu kartpostallara fon olan limanlar... Buzullar vardı içimde bir türlü eritemediğim Rüzgarlarsa yolları kaybolmuş... Çiçekler vardı yalnızca baharda açan Ya da soldurduklarım vardı umutsuzluktan... Ama yine de bir parça umudum vardı onları yaşatmaya Kaybettiğim noktada umudumu, başlardı yenilgiler Bozulurdu saatler, ilerlemez olurlardı... Kapıdayken hüzün Ayak seslerini duymak çok zordu mutluluğun O yavaş yavaş gelirken yanına Farkına varmazdın yanı başında olduğunun Kararmış havanın körlüğünde Göremezsin de silüetini Sonra bir gün karanlık uçurumun kenarında Ta ta... Paulo’nun Işın Kılıcı elimde Ben olmuşum kusursuz kuzey ışıklarını kıskandıran; Karanlıkla Savaşan Işığın Savaşçısı... |
Üzüntüler, acılar düşlemedim hiç...
Bir avuç mutluluk dilerken Tanrı’dan
Bir avuç daha hüzün verdi elime...
Öyküler yazmak istedim küçük defterlerime
Kalemim dokunamadı kağıda...
Uzun bir nokta koyup devam edemedim yoluma.
***********************************************************
Keşke dilediklerimiz hep, hep gerçek olsa. Yağmur yerine mutluluk yağsa, rüzgar yerine şans esse...
Ah! Keşke..
Keşkesiz bir yaşam diliyorum sevgili şairem...
Beğeniyle okudum, sevgimi bırakıyorum...