Aşk Şiirleri
AŞK ŞİİRLERİ
Hicap Hey benim buğulu sitemkâr yârim, Sevdanın sükûnu kaplamış seni. O zümrüt gözlerin içinde varım, Baktıkça sarıyor mahrem deseni. Her lahza tenhada hicaptan yana, Biz aynı bahçeden aynı yan yana, Dahası silinmez ziya ve mana, Peşinden koşturdu talih hep beni. Hislerim tüy gibi dört yanım lale, Bir başka yürürüm bindim hayale, Beşinci mevsimden seslensem bile, Zaman tamam artık halvet dönemi... Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Sus Bülbül Sabır yangınında vuslat var ama Bilmem daha nasıl kalabilirim Ötme bülbül ötme değme yarama Belki kokusunu alabilirim Her seher her seher sesleniyorum Hicran katarından besleniyorum Yakıyor ötüşün hisleniyorum Seni de sevdaya salabilirim Ağardı saçlarım verdim ecele İster ezber oku ister hecele Ezanlar okunur işim acele Görünce secdede ölebilirim Fecir büyülendi bak yavaş yavaş Yüreğim sancılı gözlerimde yaş Ağlaştık bülbülle olduk arkadaş Bir tatlı rüyada bulabilirim Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Vuslatın Ahangiyle İffetin bahçesinde hayâ ile diz dize, Yüreğime yürüyen nur sevgili isterim. Vuslatın ahengiyle, bana ait biz bize, Bakışını koruyan hür sevgili isterim. Kuğu gibi süzülen kâkülleri örtülü, Duyguları rengârenk ruhu bana örgülü, Sevdaları tılsımlı, tâ ezelden görgülü, Beni benle yaşayan yâr sevgili isterim. Tebessüm soluklayan, mest eden bakışıyla, Üfül üfül her lahza cenneti kokuşuyla, Güzelliği solmayan ruhuma akışıyla, Çözülüşe kapalı, zor sevgili isterim. Boğum boğum sevdamı yüreğinde hisseden, Seccademde gözyaşım, gözlerimde rakseden, Tutuşunca el ele yıldızlara akseden, Leyla’yı kıskandıran bir sevgili isterim. Yürekten o nağmeler vermem asla cihana, Hem gönlüme yavuklu hem yavruma nur ana, Sevinç-hüzün göz göze, yeminliyim Kuran’a, Başkasını görmeyen pir sevgili isterim. Cilve nedir istemem! İstemem ben işveli, Alev alev sokaklar kırıtırlar neşveli, Raksa gelmiş yosmalar Avrupa’dan şiveli, İffeti soluklayan nur sevgili isterim. Ömer Ekinci Micingirt Ağlatma Meni Sitemim senedir, könlümün gülü, O süzgün baxışla gözletme meni. Sen vefasız tabut, mense bir ölü, Sarılıb sessizce ağlatma meni. Bir şirin tebessüm göster de gel çıx, Belke de sevdamız vüsala açıq, Leyla gelin olmaz, sevdalar uçuq, Füsunkar dönüşle dağlatma meni. Vefa ne vücudda, ne bedendedir, Bir ucu tabutda, bir az mendedir, Ferz et ki, yarını sen kefenledin, Öpmeden kefene bağlatma meni. Azeri lehçesine çeviren Yazar Xalide Efendiyeva Hanımefendiye teşekkürler... Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Ağladım Yaşın koydum hecelerin yerine Bir kelebek ömrü, uçtu ağladım Gönül verdim beni yakan soruna Gözlerin gözüme geçti ağladım Benim yaşım mavi yeşil sende çok Hep seni aradım giden gelen yok İster oku ister gizle ister yak Gizlerin gizime geçti ağladım Seninle şiirden kubbeler kurduk, Hakikat ruhuyla pek kafa yorduk El ele yan yana ahenkle durduk Nazların nazıma geçti ağladım Ne yazdım ben ne yazdığım bilinmez Seni yazdım dört dörtlüğe silinmez Sessiz sevdalarla Leyla olunmaz Sözlerin sözüme geçti ağladım Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Vur Beni Kadın Sensiz gecelerim ölüm varlığı Seni bekliyorum sar beni kadın Sende peyda ettim ihtiyarlığı Dile düşmüşlere sor beni kadın O gözlerin benden aldı rengini Sen bulmuşsun bende dengi dengini Hem sevda tanımaz fakir zengini Umutsuz aşkınla yor beni kadın Ne eski köşküm var ne yıkık hamam Kör olsun gözlerim tamam de tamam Vuslat dalgaları söyle ne zaman Azapsız günüm yok gör beni kadın Ömür tükeniyor nağmenin dibi İsmin yutkunurum mecnunlar gibi Ölmeden öldürme sensiz edibi Eriyip gitmeden vur beni kadın Avutmaz dörtlükler yaş oldu elli Varlıkta yokluğun belli besbelli Benimki olmasın kuru teselli Sensizlik ömrümü yer beni kadın Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Bir Meçhul Gibi Aşkın sütununa kazdım ismini, Teberrük misali, gizledim seni Gözyaşım boyayıp çizdim resmini, Vuslatı giydirip sözledim seni. Uzat yüreğini ses ver sesime, Sebebin sormadan his ol hissime, Bari sitemkâr ol son nefesime, Bir bilsen ne kadar özledim seni. Tılsımlı oyunun kader setinde, Zerrecik bir leke yok iffetinde, Aşure gününde Binbir Hatim’de, Sükûta yaslayıp gözledim seni. Dinmedi içimde kahreden hüzün, Ölüm soluyorum sezdirmeksizin, Tahtası olsaydı aşk kabrimizin, Aşkın gizemiyle giz’ledim seni. Sebebim tükendi mecalim geçti, Bu akşam üstümden kaç ölüm geçti, Gece yarıladı ecelim geçti, Hep bir meçhul gibi izledim seni. Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Bana Baktı En keskin mevsimlerde engebe yürüyorum Uğultunun içinde alev ateş yaş aktı Zihnim tarla ben sapan durmadan sürüyorum İçime bir coşkunluk bir suskunluk bıraktı Yüzüme bir ağartı aslıma varıyorum Daha gün başlamadan belki bir kuşluk vakti Her eylemim ölçülü, mihenge vuruyorum ş Kim şair hem kim edip kim usta kim çıraktı Söz dokunur dokunmaz bir şeyler arıyorum Varoluş yok oluşlar kimler kimleri yaktı Dağ varsa vardır Ferhat, ak-kara soruyorum Ara ara oynanan meçhul bir çıngıraktı Son güz izdüşümleri eylüle vuruyorum Geçmişi peçeledim yaşanmış bir pıtraktı Duygularım saltanat zihnimi yoruyorum Her daim aynı tören yaz kış aynı fraktı Bir sükût kadar derin saygıyla duruyorum Az daha büyüleyip aklımı alacaktı Ki hoşluk yaşıyorum ermeden eriyorum Tüm varlığı benim ki benim ya bana baktı 14.11.11 Bursa Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Gözlerin İnşirâh Sevi bahçesinde çiçeksin açan, Bahar şenliğinin sıcağı gibi. Hüznün arkasında büzülüp yatan; Umutsuz bir aşkın kucağı gibi... Yalnızlık başköşe başımın tacı, Gözyaşı derleyip buldun ilacı; Kıvrak vücudumda üç köşe acı, Kaçtım hep bir asker kaçağı gibi. Vakti geçmiş anlar hâlâ var dedim, Çevirdim akrebi kaç mevsim yedim, Ben ağu yutarken sen gülümsedin, Gözlerin inşirâh bıçağı gibi... Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Gurbet El Beni ettin otağımdan yurdumdan Ne demeli sana bilmem gurbet el Hasretin bırakmaz gezer ardımdan Hastayım kasvetten gülmem gurbet el Rüyalarda Micingirt’te gezerim Karabasan sabahlarım gurbet el Kaf dağından köye mektup yazarım Zehir oldu yataklarım gurbet el Ömür gitti bahar gitti kış gitti Sevdalarım heba oldu gurbet el Amcaların mezarında ot bitti Hülyalarım dibe vurdu gurbet el Bizde büyüklere hürmet varidi Burda moruk olmuş baba gurbet el Nasırlıydı eller rahmet varidi Çıbanım çok ağır veba gurbet el Sinem kebap oldu kalmadı ciğer Duygular köpürdü yine gurbet el Saçlarım ağardı ak düşmüş meğer Ömrümü bitirdi Ömer gurbet el Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ ilham Olsun Nakış nakış hece hece, Eller sana ilham olsun Yâr koklayıp aşk gelince, Güller sana ilham olsun. Huzme huzme huzur sarsa, Edirne’den serhat Kars’a, Ay yıldızı sorarlarsa., Allar sana ilham olsun. Mevsim sarhoş vakit buruk, Hisler renk renk gece kırık, Yeşil hüzün mor hıçkırık, Hâller sana ilham olsun. Neredesin kutlu şarkı, Sende buldum gerçek farkı, Fırdönüyor yaşım kırkı, Diller sana ilham olsun. Ben bir mecnun bu aralar, Asrı boğdu sığ veralar, Asır değil kul yaralar, Kullar sana ilham olsun. Yüzen zaman mâna madde, Gözyaşlarım kızgın cadde, Gül yüz imam çöl seccade, Çöller sana ilham olsun. Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Yel alsın Yaş döken yürekle koş gel bin kere İsmimi hecele dokun el alsın İçten ağlamaklı söyle ezbere Cehenneme hâram bana helâlsin Taptaze duygular eser serince Şiir gibi yüzün mâna derince Bu başka balayı yan yeterince Sen belki de ateş yüzlü zülâlsin İçimi besliyor yeşil verâlar Ben i hep sitemkâr sözler yaralar Züleyha’nın aşkı günah mı arar Hicabı bilmeyen dili yel alsın Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Gözyaşların Uyumayıp ara ara çık cama Çevir bana gün görmemiş yüzünü Nilüferler kuruyunca suçlama Sona bırak yaprak gibi güzünü Çalkaladık çok bol ettik niyâzı Aşk aşk dedik Leyla ettik bu yazı Kenetlenmiş ayrılığa kim razı Sarnıçlara saklamışım sözünü Hislerinle hareket et beri gel İsmin gibi kalbe dokun duru gel Siyah giyip yeşillenip sarı gel Ülfetlerin hâr ediyor közünü Şair derler ben deliye habire Şiirleri gömdüm taştan kabire Korkuyorum teslim oldum kebire Unutmuşum fark etmenin izini Sen macera sevmezsin ki gel hele Kalp çizelim el değmemiş kumsala Gözyaşların ne yeşildir ne âlâ Esirgeme benden mahzun gizini Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Beni Mâtem rüzgârları yokuş desem de Füsunlu bakışla düz etti beni Doldurun hüznümü pişsin kâsem de Benli hissiyatı biz etti beni Gönlü bende amma vuslat pek ırak Aşılmaz engel var hâlime bırak Ölüm ve beyaz aşk başka ne gerek İffetin hissiyle va’z etti beni İlan-ı aşk o ne, bilmem takıştık Hasbıhal eyledik, dostça bakıştık Kaderde böyleymiş böyle yakıştık Bilmem ki ne kadar hazzetti beni Ümitle bekledim gelmedin hâlâ Izdırabım ol hem, durma gel hele Yeşilin bağrında tutsak el ele Apayrı mânâ var, va’z etti beni Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Gecenin Türküsü Rüya düştü gece gitti desen de, Tekrar sardı hislerinin büyüsü. Yalnızlık yok, sen bendesin ben sende, Ağır olur, sensizliğin öyküsü. Keşke güneş doğmasaydı kal biraz, Tebessüm et, yüreğime şiir yaz. Rüyalarda var mıydı hem itiraz, Tadımlık düş,şairlerin uykusu. Ruhunu aç, gerçek mana ser gelsin, İşvelerin duyuşumu ne bilsin. Rüya bu ya hissiyattan sebilsin, Senin değil bu, gecenin türküsü. Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Hazan Sitem yok işveyle,aramam seni, Hem zaten yüreğim arasında sen. Hislerim köpürür göremem seni, Zifiri sevdamın karasında sen. Senle bütün renkler aslına vardı, Yeşil, mavi, ela sarısında sen. Son mevsim ümidim senle ağardı, Bilmem ki mevsimin neresinde sen. Tat oldun ruhuma gözlerimde nem, Sevdamın ahengi küresinde sen. Gecelerim hazan sensiz cehennem Sızılar yüreğim, yarasında sen. Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Senden Sonra Başın koyup yamacıma yaslanan Düşündükçe senden bana hal oldu Mavi aşkla yüreğimde ıslanan Sütbeyazı yanakların al oldu Rüya gibi söz eyledin naz ettin Buz ellerin vur sineme hazzettin Aşk oduna attın beni köz ettin Hasret hicran, uzaklıklar kül oldu Gül- i ranâm helalimsin dön bir bak Yüreğimin zifirine ışık yak Şu gönlümün feryadına taş bırak İçimdeki o işveler bal oldu Sen derdimin dert ortağı zarısın Sen ciğerim ciğerimin harısın Sen benimsin söyle kimin yârisin Deme bana bir acayip kul oldu Yol eyledim gam dağının başını Güne sakla silme gözün yaşını Gözyaşımla sürmeledim kaşını Senden sonra gözyaşlarım bol oldu Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Peçelemişim Uyurgezer oldum içimde hüzün Ve parka bakarken gecelemişim Göğü aydınlattı bendeki yüzün İsmin çocuk gibi hecelemiş Yalnızlık yenilgi fakir zengine Neyi yaşamışsak dengi dengine Rengin çevirmişim, rengim rengine Aşkı desen desen keçelemişim Kaygı bekleyişi mısralar ama Kader yazgısında kural arama Tez gel yosun gözlüm tuz bas yarama Yokluk hasat edip hiç elemişim Ağlayan gülenim ağıt türküm sen Büyülü zamanım yaşam farkım sen Songüz’üm baharım dönen çarkım sen Vuslatı kendimce nicelemişim Seni sayıklarken kurudu dilim Çorak yüreğime tez gel sevgilim Balım, karçiçeğim hele ver elin Sensiz yeryüzünü peçelemişim Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Züleyha Yazması oyalı elleri kına, El açmış semaya nazla Züleyha. Şevkle büyülenmiş Allah aşkına, Her güzellik sen de fazla Züleyha. Bu dava çileli böyle sürecek, Cennet bahçeleri gelinceye dek, Ben gecikmiş çınar sen de bir çiçek, Kardeşlik rengârenk sizle Züleyha. Şiir beste beste ismini andım, Edep deryasında kendimi sandım, Gönül kazanımdan bir buket sundum, Çileyle hüzünle sözle Züleyha. Hislerim armoni kokladım gülü, Yetimler babası sevdamın tülü O gitti gideli kainat ölü, Kâinat gülecek bizle Züleyha. Niyazda yer ayır senden dileyim, Nurlu şarkılara beste olayım, Ekinci ölürse nerden bileyim, Hislerin söylerse gizle Züleyha. Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Gelmezsin Nedir bilmem sendeki bu endaze, Yok olmuşum gizlerinde gelmezsin Ruhum sarar taptaze bir firuze Ne var bilmem sözlerimde gelmezsin Tıpkı mecnun gibi belki bu şair Hüzün vadileri bire bin verir Gözyaşlarım zemheride yeşerir Yeşersem hep dizlerinde gelmezsin Gurur kibir tekmilini yıkıp gel, Ağla biraz ciğerparen bakıp gel, Bir kerecik, bir kerecik çıkıp gel, Ölsem mavi gözlerinde gelmezsin Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Seviyorum ki Aşkın yumağına kelepçe vurdum Yine de ben seni seviyorum ki Sözü bıçkılayıp göğe savurdum Yine de ben seni seviyorum ki Hâlime muttasıl gözlerin var mı Ve beni hisseden gizlerin var mı He kurban diyecek sözlerin var mı Yine de ben seni seviyorum ki Yoklar tükettikçe var olup durdum Kırık saat gibi kurulup durdum Yordun kıyasıya yorulup durdum Yine de ben seni seviyorum ki Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Yel alsın Yaş döken yürekle koş gel bin kere İsmimi hecele dokun el alsın İçten ağlamaklı söyle ezbere Cehenneme hâram bana helâlsin Taptaze duygular eser serince Şiir gibi yüzün mâna derince Bu başka balayı yan yeterince Sen belki de ateş yüzlü zülâlsin İçimi besliyor yeşil verâlar Ben i hep sitemkâr sözler yaralar Züleyha’nın aşkı günah mı arar Hicabı bilmeyen dili yel alsın Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Sor beni Nasıl seviyorum hele bir bilsen, Beni bana bırak elden sor beni. Gölgesiz gecede naz ile gel sen; Sürç-ü lisan etsem hâlden sor beni. Sakın haram sürme dişe dudağa, Vuslat çiçekleri eksek bu bağa. Resmini asarım ta Uludağ’a, Efsuni yemyeşil şaldan sor beni. Bu bir sitem değil belki amandır, Bir leyla ararım hayli zamandır, Duyuyor musun can, gel bari kandır, Gözlerini sakla tülden sor beni. Hep seni yazmışım bir kırık kalem, Sen benim her şeyim sen dünya âlem, Yetiş rüsva etme öl de ben ölem, Umutsuz bir hasta kuldan sor beni. Hâlimi arz ettim gelirim söz de, Sevdanın ahı var ağlayan gözde, Yaram pek amansız yine bu güzde, Mavzer gibi yaktın külden sor beni. Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Oldu Ben ben’le oynaşır beynim de bile, Gürbüz gecelerle hâl bahçem oldu. Saklı efkârlarla geldim ne hâle, Hoyrat mangasında bol bahçem oldu. Hiçlik çağıltısı tüter gözümde, Dürtüler başköşe aklım dizimde, Bir varlık bir yokluk bencil sözümde, Kuru bir kavga ki kâl bahçem oldu. Gündelik konuştum gündelik aldım, Hüznü katleyleyip neşveye daldım, Pörsümüş ömrümle bir ömür çaldım, Sonun uğultusu çöl bahçem oldu. 16.01.12 Bursa Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Yâr Ne kadar samimi hakikatsin yâr Gözyaşı peyledin sen benim için Hasret sütunları senden yadigâr Mor türkü söyledin hem benim için Yorgun gecelerde ateş hârımsın Ellerin elimde helal yârimsin Vuslata efsunlu sitemkârımsın Ahuzâr eyledin dem benim için Ne kadar muhtacım canım demeye Masum bir iltifat nağme nağmeye Gözlerim al götür gülümsemeye Sen beni neyledin can benim için Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Kara Kız Bakışların pakize efsunluydu dillerin, Gül bahçemde hazan var çıkıp gittin kara kız. Yanakların rengârenk morarırdı alların, Aklım aldı gülüşün yıkıp gittin kara kız. Gamzelerin tüllenir ter kokardı ellerin, Bir buselik sevgiyi ekip gittin kara kız. Sekişlerin can yakar kıskanırdı güllerin, Mahmur mahmur bakışıp çekip gittin kara kız. Ay parçası mor çiçek atlastan eteklerin, Alev alev sevdamız yakıp gittin kara kız. Visalın yalan mıydı ne oldu cilvelerin? Sevdamızı ateşe döküp gittin kara kız. Huri miydin melek mi mest etti gelgellerin, Yudum yudum içmeden akıp gittin kara kız. Senin olsun peteğin çiçeklerin balların, Kovanıma çomağı sokup gittin kara kız Muammaydı Ömer’e mektupların pulların, Ciğerimi kökünden söküp gittin kara kız Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Tut Elimden Gözyaşlarım ateşinde yeşerir Mecnun gibi boş dağlara ağlarım Ateş söner dört biryana dem verir Yokluğunu yokluğuma bağlarım Muhabbetin merhem olur yarama Engebeler engebeyi öteler Çile varsa büyük vuslat var ama Yokuş biraz aşılmıyor tepeler Gözlerimi gözlerinle boya can Ve diz çöküp yakınına varmışım Bu aç ruhum güzelliğe doya can Sensizliğin kollarında durmuşum Son şafakta markatına al beni Korkarım ki başka köye koyarlar Tut elimden efkârıma sal beni Sen almazsan sensizlikte yuyarlar Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Neylerim Çokluklarım hiçliğimi öldürdü, Tedbirlerim takdirine uymadı. Bir şey olmak içgüdümü güldürdü, Gözyaşlarım gözyaşımı yuymadı. Hâlin arzı ilham katar efkâra, Teslim olmak yakarıştır O Yâr’e Şaşıyorum inkârdaki inkâra, İdrâk edip bu ben beni duymadı. Ağalarım paşalarım beylerim, Ben kabımın nispetinde söylerim, Geçmiş geçti gelecekte neylerim, Ümit korku beni rahat koymadı. Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Meram Eyle Gözlerin ham zümrüt, bakışın mahzun Görür gibi konuş kal harem eyle Ve naz kapısından birkaç sitem sun Yanmasın yüreğim al verem eyle Ben senden pürmelâl sen ise benden Sakladın kalbimi ta ki o günden Gövdem ölüm solur sanki kökünden Benli öfkeleri sil kerem eyle Yokluklar çektirme dayanamam hiç Ben bulut gibiyim sen bir kırlangıç Nergis tarlasında vuslat suyu iç Aşkın tozlarından kül dirhem eyle Yârenin gözleri yarasındadır Kırağı göğsümün haresindedir Ne varsa kalbimin arasındadır Hep benim ateşim ol haram eyle Yüzün bana dönüp Uludağ’a bak Sükûta sarmala gözyaşı bırak Peşimden koşuyor malum kaydırak Bakışın saklayıp gül meram eyle Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Bizim Kadınlar Bir başak gibi rengârenk fasıl fasıl Gözbebeklerine bakınca yüreklere hükmeden Öfkesiz mahzun ve şefkat pınarı Erzurum’da Nene Hatun Yanık kışlada Kara Fatma Yağmur gibi yağar Mücahit yüreklereMecnuna Leyla, yuvaya eş Duada anne katığımda aş Elâ maviliklerde hüzün İyi günde yâren Kötü günde saran Yol, yoldaş bitimsiz SevdaGözyaşında demlenen ötenin ahengiyle Bakışları kusursuz Kutsalların fevkinde Bizim kadınlarKadın Kalbim karım, hep varım Yârim gözyaşlarım Çığlıklarım Gözleri mühürlüm Dinmeyen sızım, eskimez kavgam Ambarda eleğim sırtımda yeleğim Firdevs’te meleğim Elim ayağım yüzüm bahar kışım yazım Ümidim öfkem çoğum azım Kızım annem kardeşim Alın yazım dua pınarım Yoldaşım, sevgilim, sırdaşım her şeyimBir de kadın var Bakışında umutsuzluk Tarlada işçi, evde aşçı sırtında sopa karnında sıpa Küfeler dolusu dert yükü, Ne yavuklu diyeni, ne ahbabı ne yeğeni Varoşlarda nedametli, burjuvada pek heybetli Caddelerde ağlamaklı, şafakta namlu gibi Canım anam nidası Ve peşinde haydutlarAh güzelim kadınlar bakışları zümrütten Kimi iffetten şalvar kimi yemeni giyer Şefkatiyle yıkayan duasıyla bezeyen Gâh yaşmaklı anadır, Gâh isimsiz kahraman Bizim kadınlar 09.03.12 Bursa Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Seviyorum ki Aşkın yumağına kelepçe vurdum Yine de ben seni seviyorum ki Sözü bıçkılayıp göğe savurdum Yine de ben seni seviyorum ki Hâlime muttasıl gözlerin var mı Ve beni hisseden gizlerin var mı He kurban diyecek sözlerin var mı Yine de ben seni seviyorum ki Yoklar tükettikçe var olup durdum Kırık saat gibi kurulup durdum Yordun kıyasıya yorulup durdum Yine de ben seni seviyorum ki Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Aşka Koşan Ağlamaklı hâlim özlemim neye Sen nerelerdesin senin hüznün var Olmuşum pranga mahpushaneye Yüreğim virane derin sızın var Yeşerir kururum söyle neyim ben Unutmuş gülmeyi meşgaleyim ben Madem aşka koşan divaneyim ben Hele gel haber ver bana sözün var Firavun sokaklar kızıl karası Mavzer gibi tıpkı hasret yarası Gözlerin gözlerim meçhul sonrası Ne zaman uyansam yokluk izin var Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Ruhumu Sular Sen gri tebessüm, bense hep çile, Sevinç hüzün keder kimden yadigâr! Yaşımı hüznüme saklasam bile; Gerçekte acının derin izi var. Derdime yol buldum hicran iziyle, Bak heder olmuşum yalan mı söyle. Aşkın yumağıyla, varlık gözüyle, Kalbine hükmeden, filan mı söyle! Gözyaşın, sitemin yakarışların, Gecemi, günümü, rüyamı sardı. Çok şeye gebedir ses verişlerin, Gelir mi bilmem ki zamanın ardı. Hem beni ararsan gözyaşına bak, Duygunun hem demi bağlar hayata. Acı bir melodi yaşlar muhakkak; Geç kalmak elde mi, bizde mi hata! Umuttan azâde, açma arayı, Yüzünün neşvesi ruhumu sular. Sen benim gönlümün, sükûn sarayı, Emekle boy verir yüce duygular. Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Ağlayacaksın Gerçek hislerinle terki derince Şekli ifşa edip ağlayacaksın Kalb-i dudaklara zannın sorunca Farkı fark eyleyip ağlayacaksın Klasik ya her şey, rüya düş idi Görmez gayyaları zihnim üşüdü Mânasız ifade neyin çeşidi Sözü itekleyip ağlayacaksın Eşarbı süs etme mor saçlarına Nankörlük engebe miraçlarına Şiir yorumlarsın sertaçlarına Keşke zikreyleyip ağlayacaksın... Şey olmak her şey mi, ve gelip gider Gayesi ney olan ney çalıp gider Hevası hep olan aldanıp gider Zaafın yoklayıp ağlayacaksın Şak şak olsun arzu emel niyetin Ebedi ömrü mü vermek diyetin Varlığın yokluğun hüsnüniyetin Bir gün terk eyleyip ağlayacaksın Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Elif Kemâl-i insafla şakıyacağım, Yaşayan Leyla mı bilmem ki Elif. Her gece ruhuma okuyacağım, İnkişaf etmese olmam ki Elif. Bütün sıfatların tüm sergisini, Yunus Emrelerin aşk türküsünü, Tıbbiye bakışı ve görgüsünü... Sensiz gurbet elden gelmem ki elif. Dün rüyamda gördüm nazlı resmini, Yıldızlara sardım astım ismini, Yağmurlara sordum yoksa küstü mü? Yağmurlar gözyaşım silmem ki Elif. Utandım yutkundum bak yüzüm kara, Sensiz Lokman gelse geçmez bu yara, Kendimi atarım vallah Hazara, Yesinler yunuslar kalmam ki Elif. Elif doğruluktur Kuran hazine, Elif nazlanıyor bakmaz gözüme, Elif gül diyorum bir kez yüzüme, Elifsiz gülemem, gülmem ki Elif. Rüyada buluşsak gelsen bu gece, Rengârenk bakışsak gülsen bu gece, Yaşımı saçınla silsen bu gece, Ümitle yaşarım ölmem ki Elif. Micingirt kurudu yaşım masamda, Yüreğim ağlıyor ağlamasam da, İzmitten Baküye selam desende, Sahipsiz selamı almam ki Elif. Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Kara Sevda Sessizlik rengârenk sardı bendimi, Her kime sorarsam der kara sevda. Ararım kendimde kendi kendimi, Günbegün ömrümü yer kara sevda. Bazen nefsanîdir bazen insani, Bazen mecnun gibi bazen Sümmani, Bazen Yunus olur bazen Reyhanî, Sen nasıl âşıksın der karasevda. Geceler yanıyor ben yanıyorum, Hummalı bakışıp utanıyorum, Tebessüm edince uyanıyorum, Kararmış kalp gözüm kör karasevda. Seherde sevdalar hakka bürünür, Nağmeler tüllenir eşya görünür, Âşıklar buluşur ruhlar arınır, Cemale hayransa nur karasevda... Alev alev hüznüm sihirli serap, Bazen buğu buğu bazen ıstırap, Sevdamı vuslatla buluştur Ya Rab! Beni ak kefene sar kara sevda. Benimki gördüğüm bir tatlı düştü, Huriler gılmanlar cinler üşüştü, Ömere sevdalı bir peri düştü, Bulmuşum leylamı ver karasevda. Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Bir Meçhul Gibi Aşkın sütununa kazdım ismini, Teberrük misali, gizledim seni Gözyaşım boyayıp çizdim resmini, Vuslatı giydirip sözledim seni. Uzat yüreğini ses ver sesime, Sebebin sormadan his ol hissime, Bari sitemkâr ol son nefesime, Bir bilsen ne kadar özledim seni. Tılsımlı oyunun kader setinde, Zerrecik bir leke yok iffetinde, Aşure gününde Binbir Hatim’de, Sükûta yaslayıp gözledim seni. Dinmedi içimde kahreden hüzün, Ölüm soluyorum sezdirmeksizin, Tahtası olsaydı aşk kabrimizin, Aşkın gizemiyle giz’ledim seni. Sebebim tükendi mecalim geçti, Bu akşam üstümden kaç ölüm geçti, Gece yarıladı ecelim geçti, Hep bir meçhul gibi izledim seni. 05.12.11 Bursa Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Bir Leylâ Rengarenk bakıştık gamzeleri gül Bir Leylâ sevmişim ama ne çare Mecnunun olayım içime dökül Terk etti poyrazda kattı rüzgara Goncası yakuttan açan gül gibi Fistanı cümbüşlü dili bal gibi Koşuşu yorgun su bazen sel gibi Bir selam söyleyin o gülizare Bambaşka ilhamla geldi bir gece Gözleri sürmeli güldü bir gece Hüznünü içime saldı bir gece Her yanım ayrılık her yan biçare Emsalsiz bu dilber sanki mücevher Sevdanın adıymış meğer bu cevher Meltemi gülüşü bir ömür değer Mor pembe düşlerim kaldı avare 14.03.08 Bursa Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Sevda Ateşleri Şu sevda ateşleri Gönlümün gözyaşları Hayat suyu bakışı Duvaklıdır kışları Şu sevda ateşleri... Etrafımda adamlar Cıvıl cıvıl kuşları Çığlık içime damlar Mecnun ya da eşleri Şu sevda ateşleri... Pek hüzün köşkün dibi Çatık gibi kaşları Surat aynı ben gibi, Tasa yağar yaşları Şu sevda ateşleri... Bazen ne kadar yakın Benle sobe taşları Beni bana bırakın Belki tâlih işleri Şu sevda ateşleri... Şahittir Hünkâr Köşkü Şahit köşe taşları Sarar yemyeşil aşkı Kuğu gibi dişleri Şu sevda ateşleri... Rengi renklerim tutmuş Terk ettim üç beşleri Kalbi kalbimi yutmuş Düşlerimdir düşleri Şu sevda ateşleri Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Sevdiklerim Kazılacak bir gün adım, Ne diyecek sevdiklerim. Yaklaşıyor adım adım... He diyecek sevdiklerim. Yüreğim var ellerinde, Ye diyecek sevdiklerim. Kalayım mı kollarında, Yo diyecek sevdiklerim. Namahrem hem helalime, Na diyecek sevdiklerim. Hazan düşer melalime, Ya diyecek sevdiklerim. Elvedâ der yâren canlar, Ve diyecek sevdiklerim. Azrail ve şadırvanlar, Bu diyecek sevdiklerim. Teker teker, birer birer, Hu diyecek sevdiklerim. Toprak rüzgâr ibrik su ver, Su diyecek sevdiklerim. Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Sır Yollar uzun dere yokuş, Nere Micingirt, Micingirt! Koş yorulma kanatlan koş Vara Micingirt, Micingirt! Vakit miat hesap tek tek, Çile gerek emek gerek, Candan öze demek gerek, Çıra Micingirt, Micingirt! O benimle benimle sır, Zihnim yanık ruhum kısır, Kimler yandı sor kaç asır, Sora Micingirt, Micingirt! Mevzu uzun konu derin, Cilvesidir hep kaderin, Ezel ebed kafa yorun, Yora Micingirt, Micingirt! Deş yaramı yaram azsın, Deşmez isen eremezsin, Sebat yoksa varamazsın, Yâre Micingirt, Micingirt! Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Vurgun Gibiydin Nur topu bebeğin büyümüş meğer, Gösterdin uzaktan dargın gibiydin. Edepli bakışın dünyaya değer, Dertleri sırtlamış yorgun gibiydin Mor pembe günleri unutsam keşke, Yönümü çevirdim uhrevi aşka, İffetin endamın bakışın başka, Selamı verince kırgın gibiydin. Tebessüm edince biraz hislendim, Yıllarca gönlümde "kurban" seslendim, Himmetle sabrettim aşkla beslendim, Tüllendi sessizlik durgun gibiydin, Ne dedi bu mecnun bilmem ki küstün, Dua et deyince bir ara sustun, Kardeşçe dertleştik poyrazca estin, Hüzünle burkuldum gergin gibiydin .Ekinci tükendim bak perde perde, Mevla düşürmesin Lokmansız derde, Şifaa’yı aradım zamansız yerde, Elveda deyişin... Vurgun gibiydin. Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Gecenin Türküsü Rüya düştü gece gitti desen de, Tekrar sardı hislerinin büyüsü. Yalnızlık yok, sen bendesin ben sende, Ağır olur, sensizliğin öyküsü. Keşke güneş doğmasaydı kal biraz, Tebessüm et, yüreğime şiir yaz. Rüyalarda var mıydı hem itiraz, Tadımlık düş,şairlerin uykusu. Ruhunu aç, gerçek mana ser gelsin, İşvelerin duyuşumu ne bilsin. Rüya bu ya hissiyattan sebilsin, Senin değil bu, gecenin türküsü. Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Gel Hele Ne bakarsın yağmur gözlüm yüzüme Vuslat zamanıdır durma gel hele Sevdam büklüm büklüm inan sözüme Ceylanî bakışla vurma gel hele Menekşe bakışlım bumu kaderin Kalbim hicran yüklü sevdam çok derin Ya beni öldürün yâ da gönderin Eteği sırmalı durma gel hele Adın billur billur yazdım dağlara Vallah yar etmezem başka sağlara Sensiz hazan düştü bütün bağlara Kolları burmalı yorma gel hele Kumru gibi, tutsak oldum hem sana Kömür gözlüm sensiz öldüm ben ama Mecnun neymiş leyla kimmiş sor bana Yaralı kalbimi kırma gel hele Gel beraber acı çorba içelim Aşk yolunu Yunus gibi seçelim Bu diyardan o diyara kaçalım Ölmeden bedenim sarma gel hele Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Sırdaş Bu hayat daima keder acının Nasibi tedbiri harmanı yârım Yarası bende yok aşk ilacının Tıpkı mecnun gibi yoka duçarım Hislerle yeşeren olmak niyetim Avam meclisinde dinle beni can İnan tartışılmaz hüsnüniyetim Sendeki ben var ya seni haykıran Kim kimin sahibi dünün bu günün Çokluğu terk ettim hiçliğe hiçe Kalanı bana ver kısa ömrünün Hayret seyir sükût ifşa iç içe Farkında mısınız hep deli diye Delinin halinden deliler anlar Cürümü düşündüm döndüm geriye İdrakten idrâke çarpan vicdanlar Hep hüzün saklarım şiir deyim de Hep acı üretir bendeki resim Azrail bekliyor beni köyümde Yüreğim çarpıyor zâr zâr nefesim. Izdırâbım çok,derdim çok ama O’nu bekliyorum gözlerimde yaş Yönelişi düşün sakın ağlama Bir Fâtiha oku tamam mı sırdaş 20.10.11 Bursa Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Âşk Beynimi çiziyor gecenin izi, Katiyen terk etmez sabaha kadar, Uğultuyla alır ifademizi, Beklenen âşk sanki, titretir yer yer. Rahmetin eşiği, âşk var daha ne, Hakiki aşklarda eşya bahane, Âşkla ağlamıştı Behlül-i Dane, Âşkın gözlerini öptün mü şair. Âşkla parıldarlar bütün ışıklar, Teveccühe durur coşar âşıklar, Zaman irfan ihyâ, kırışıklıklar, Âşığa aşk başka güzellik verir. Beni unutturur, benimle eser, Bazen benden uzak bazen beraber, Öyle bir hâldir ki nefesim keser, Dört yanımı sarar, yakar kavurur. 17.08.11 Bursa Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Aşk Acı Izdırap Bir zamanlar rüzgâr olup estin de, Hasretle savrulan "keşke" ne oldu? Gözyaşlarım desem gönül testinde, Bilmem ki o tulû aşka ne oldu. Sessizce geriye bir dönüp bakın, Geçti artık tafra nazı bırakın, Hiçliğin sesiyle al kına yakın, Gönlündeki zümrüt köşke ne oldu .Füsunlu köşkünde sürdün mü devran, Öteye sevdalı dost gibi davran, Sevdaya boyanmış bu senin eyvan, Aşk acı ızdırap başka ne oldu. 04.12.08 Bursa Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Aşk Değil Öyle yanıyor ki; yüreğim elle, Ölüm varlık deyip koştum ecelle! Zevkusefa tatmin aşk değil bil ki Bu nasıl bir düzen, nasıl mecelle! 20.07.11 Bursa Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Aşk Gemisi Olmuyor artık deme, Ufukta,yavaş yavaş. Tek çizgisiz hengâme, Hakikat kalpten savaş. Ağla inle yan her gün, Mateme kat gölgemi. Ben tevekkül sen hüzün, Aşk gemisi bu gemi... 11.08.09 Bursa Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Aşk Gerek Aşk, açmış ellerini eşyadan elenerek, Bir muştu üflüyordu anbean zaman zaman... Aşk, büyülü asuman her bahçeye aşk gerek, Aşk, ölümsüz taht elbet, aşk evlad-ı fatihan, Bir muştu üflüyordu anbean zaman zaman... Aşk, açmış ellerini eşyadan elenerek. Aşk, Leyla’nın ötesi, Leyla değil aşk gerek. Yine baykuş sesleri yine kaos buyurdu, Bülbül neymiş, gülde kim, yolcu kimmiş, ey zahit! Çözülüş aşk iç içe, üç beş yükseliyordu. Aşka kement vurulmaz, her an iklim müsait Bülbül neymiş, gülde kim, yolcu kimmiş, ey zahit! Yine baykuş sesleri yine kaos buyurdu. İçimdeki o mana müthiş yükseliyordu. Biri tekrar anlatsın perde perde bu aşkı Gerekirse her gece sessizce, ağlayarak... Bahar, böcek, çiçek, taş, yer, gök ve yıkık köşkü Bahtsızlara anlatsın tekrar şaha kalkarak Gerekirse her gece sessizce, ağlayarak... Biri tekrar anlatsın perde perde bu aşkı. El değmemiş besteyle, sihirli müthiş köşkü. 16.09.08 Bursa Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Aşk İle Zarif bir esinti hep ne kadar vakur Sanki birçok türkü içime yüklü Lalezar yüreği bakışları nur Nazarı ruhumda köklü mü köklü Tebessüm okşuyor aşk ile tek tek Vuslat dedikleri bu olsa gerek Hâl ile hisseder besbelli gerçek Manzara rengârenk nizam ahenkli 15.12.11 Bursa Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Aşk mı Desem Eli çocuk gibi değdi elime Vuslatı sevinci şevki hesap et Gönlümün arzusu tek bir kelime Aşk mı desem buna belki aşk ebet Salmışım kendimi koşarım yokta Sevda çiçeklerim birde kelebek Acaba yakın mı meçhul son nokta Sahilsiz korolar kayboldu tek tek Bendeki sevdalar hem kimin sesi İçimde sakladım ben bu duyguyu Toplayın başıma gelsin herkesi Bağrını bağrıma açmadan kuyu Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Aşk Olmasaydı Gözleri zümrüt taş kaşları yaydı, Mahzun bakışları renk renk Leyla’ydı. Apayrı mâna var gün gün yeşerir Gözde yaş olur mu aşk olmasaydı? 28.11.11 Bursa Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Aşk Ve Vuslat Aşk ve vuslat iç içe, belki bir tatlı savaş Sessiz sessiz derinden, günbegün birikiyor Sende buldum kendimi usulca yavaş yavaş Biri elimden tutmuş, beni sana çekiyor 03.04.09 Bursa Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Aşk Yaralasın Huzur sevgi nefret birde tevâzu Tefekkür gerçeğin sessiz avazı Bende ki yanışı fark edemedim Çok şeyi idrâktir belki bu mevzu Ömrü ziyan ettim say sıralasın Şöhret varlık riya acz karalasın Aşkı neden hep ben terk edemedim Beni Leyla değil aşk yaralasın 22.03 12 Bursa Ömer Ekinci Micingirt _______________________________________ Aşka Koşan Ağlamaklı hâlim özlemim neye Sen nerelerdesin senin hüznün var Olmuşum pranga mahpushaneye Yüreğim virane derin sızın var Yeşerir kururum söyle neyim ben Unutmuş gülmeyi meşgaleyim ben Madem aşka koşan divaneyim ben Hele gel haber ver bana sözün var Firavun sokaklar kızıl karası Mavzer gibi tıpkı hasret yarası Gözlerin gözlerim meçhul sonrası Ne zaman uyansam yokluk izin var 31.10.11 Bursa Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Aşkım Ağır Sus gönül sevdim derdimi, Beşikten mezara kadar, Nefsim azgın gem vurdumu, Can düşer bizara kadar. Aşkım ağır ruhum dalar, Ben mecnunum yar leylalar, Sihirlidir bu sevdalar, Götürür nazara kadar. Nefis sırtlan hem yenerim, Çaldım taşa var hünerim, Tabut gelir ben binerim, Ölüm yok huzura kadar. Ruhum eser üfül üfül, Allak pullak titrek sefil, Hem acemi hem de ehil, Ümidim Hızır’a kadar. Yılan soksun bu dilimi, Zillet etti son halimi, Kimse bilmez melalimi, Avamdan vezire kadar. Hak Teala hayreylesin, Ömer aşkla seyreylesin, Hal söylesin dil dinlesin, Susarım mezara kadar. 12.12.2005 Bursa Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Aşkın İlacı Hikmet, ötelerden yemin var asra Dolaş sahraları düşündükçe yan Seni arıyorum gözlerimde kan Yeşerir yazdıkça seni her mısra Ölümün deresi sensiz bu cihan Yer yer netâmetli ama huluslu Varoşlar bilirim usta duacı Sabır taşlarıdır aşkın ilacı Zihnim berrak gözler bulanık puslu Kendime hükmedip susmak ne acı 17.07.12 Bursa Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Aşkıyla Sarhoşum Dalga dalga mehtap baktım yüzüne, Bu gün ben bir hoşum deyme keyfime. Tılsımlı tebessüm daldım hüzüne, Aşkıyla sarhoşum deyme keyfime. Nakış nakış ruhum nazar bitince, Son buldu seherde horoz ötünce, Çorbalar dualı kaşık atınca, İçmişim bir hoşum deyme keyfime. Edep büklüm büklüm vefa yerinde, Şeytan esir olmuş yok içlerinde, Çaylarda demlenmiş içtim serinde, Ruhumla doymuşum deyme keyfime. Bu nasıl güzellik gelgelli töre Sahabe bakışlı ermişler sırra İstikbal burdadır burda tek çare Âşıklar bulmuşum deyme keyfime. Bu dünya fanidir faniler duyun! Köpükten saltanat sırlı bir oyun, Kadem bastım sırra değişti huyum, Ölmeden ölmüşüm deyme keyfime. Mahşer uğultusu gelmez gülmeye, Öldürdüm ölümü geldim ölmeye, Yeterki kul hakkı Ömer gelmeye, Helâllık almışım deyme keyfime. 2004 Bursa Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Aşklar Baharlar serüven, yaz sonları dem, Çok şey düşündüren sevdalar merhem. Şehvetle kutsanmış yalan aşkları; İstemem arkadaş, yıkım istemem! 19.06.12 Bursa Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Aşklarımız Gürül gürül marifet Ariftir aşklarımız Yudum yudum zarafet Zariftir aşklarımız Anadolu’m bağrıdır Kıblesi hep doğrudur Leylalara çağrıdır Tariftir aşklarımız Dünya-ukba kâresi Sihirlidir yöresi Milli ruhtur töresi Ma’riftir aşklarımız Neşvesi var Ömerde Lokman olur her derde Orkestra hoş bu yerde Girifttir aşklarımız Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Bakışın İhlâsın renkleri sendeki hayâ Bakışın yeterli beni ihyâya Hislerin büyüsü apayrı bahar İbrişim örülü sendeki maya Bulut gibi yüzün benzersin aya Sensizlik içinde başladım Hayy’a Hep, hiçlik uğruna meçhullerim var Ve O’na sığındım Emri Rızâ’ya 07.08.12 Bursa Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Bekleye Bekleye Gel hele can yavaş yavaş, Soldum bekleye bekleye. Bağrım yanar kurudu yaş, Öldüm bekleye bekleye Ne güz gördüm nede yazı Kalbim kırık dinmez sızı Mevlam kavuştursun bizi Daldım bekleye bekleye. Duygularım çok karışık, Hele söyle yok mu ışık, Bir dargınız bir barışık, Kaldım bekleye bekleye. Düşe kalka yaşıyorum, Kebap oldum pişiyorum, Anlasana üşüyorum, Buldum bekleye bekleye. Bakışların hem göründü, Ruh dinlendi dem göründü, Gözlerim yaş nem göründü, Sildim bekleye bekleye. Gel hele gel yaramı deş, Sen meleksin sen nurlu eş, Yanıyorum alev ateş, Geldim bekleye bekleye. 09.03.2006 Bursa Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Aşkım Sen Hıçkırıklarımın sebebi sensin, Bendeki Leyla sen, Aslı’da sensin. Kapıldım poyraza, ne dense densin, Yemyeşil yayla sen, süslü de sensin. Sen hem şefkat suyu dağda türkümsün, İdrakte pervazım, şuûr hırkamsın, Kokun kekik tadı ziynet farkımsın, Ölümsüz sevda sen, yaslı da sensin. Seninle her zaman senin hiçinde, Körkütük gibiyim başka biçimde. Kaybetmek tek korkum, azap içimde Biçilmez paha sen, misli de sensin. Bendeki ağrılar sende hep yara, Cennet gölge oldu senli dallara, Uzat ayakların vuslattır yâr’e Mis kokan oya sen, mislide sensin Duâ, ötesini kimse bilemez, Senli yazgılarım,sensiz gülemez, Aşkım sen sevgi sen, sensiz olamaz, En nezih ana sen, faslı da sensin! Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Ben Senin Gözyaşlarım çoktan çokladı hiçi Gelirim sen gel de gelemezsen sen Arzuhalim sana canımın içi Silerim gözyaşım silemezsen sen Ateşine yansam ruhum yeşerir Kalırım köz olup kalamazsan sen Yüreğin dupduru mum gibi erir Bilirim ben seni bilemezsen sen Yürüyüşüm sana sen endişesi Ölürüm yolunda ölemezsen sen El âlem, yadlara etme itibâr Olurum ben senin,olamazsan sen 01.11.11 Bursa Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Bir Akşamüstü Yağmurla gürleyip bulutla inle, Beni de dâhil et bükülsün aşkın. Yakala hüznümü mor gözlerinle, Hüzün damlaları süzülsün şaşkın. Bu başka hâsılat gençliğim yedi, Çok şeyler görürsün dön bana bak da. Ve derin sonsuzluk hep örseledi, Saatler yılları uğurlamakta. Var olan yok olan yakılan benim, Yokluğun çığlığı rüyalarımda... Hesap ırmağına dökülen benim, Titrek yakarış var, dualarımda. Aynen yaprak gibi rüzgâra karşı, Seherler üfürür zâr zâr yandırır. Geceye bağlarım yedi kat arşı, Bir deli uykudan hep uyandırır. Sükût ne beklersin gel beni sustur, Yüz vermez garibe neden ki sustu. Her şey O’na ait O’na mahsustur, Dayanır kapıya bir akşamüstü. 22.02.12 Bursa Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Bir Rüya Yüzün Taptaze büyülü bir rüya yüzün Doğrusu seninki nurdan musiki İçimde çarpıyor rengârenk hüzün Her gece üflüyor sanki bir iki Göründün bir ara her halin enfes Tıpkı Leyla gibi şive ve nefes Gizlice yaklaştın kıskandı herkes Bu sevda çok derin öyle derin ki Hurimi melek mi kız senin adın Göz göze duygular süzdün anladın Yüreğim senin ki senin aşk vadin Bu garip deliye hem sitem neki... 26.11.08 Bursa Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Gözlerin Gizemi Bu bendeki neşe sevinç aşk senden Gözlerin gizemi ah neler neler Sen beni çıkardın küflü mahzenden Hem yaşanmışlıklar kimi örseler Yalnızlığa değer seni bulduysam Dokunur ruhuma rengi simânın Ne zaman bir yerde adını duysam Çığlığı olurum sensiz zamanın Yelken açıyorum masumca her an Coşkulara doğru "keşke"li yorum Bambaşka yaratmış seni yaratan Bütün engelleri lanetliyorum 29.06.12 Bursa Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Tenha Duygular Bir kere gülümse renk renk yetecek Büyüle bu anı naz etme gayri Islak hüzün salma gam tüketecek İstersen sen benden söz etme gayri Ses ver gel arada unutma derim Tıpkı rüya gibi hele ellerin Sensizlik sarınca gurbet ellerin Dumanım tütüyor köz etme gayri Gece hep yemyeşil uykularım mor Yine meltem sardı ruhum eriyor Sessizce süzül git hecelere vur Tenha duygularla hazzetme gayri 02.11.09 Bursa Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Hal Oldu Zaman zaman senle senden ziyade Nedense hep sessizliğin yaralar Tefekkür mü yüzündeki ifade Beni sarsa bu sendeki veralar Bir selam ver aylar geçti yıl oldu Gözlerim bak yüreğine dayanmış Unutma ki senden bana hal oldu Deme sakın benim için kim yanmış Uçuşuyor kelimeler heceler İçimdeki nağmelere yer arar Ses veriyor sensizlikten geceler Neden bilmem bu mevsimler şivekâr Peşin söyle hal diliyle sözünü Vuslat tütsün hemdem ile ufuklar Gölgeleme gün görmemiş yüzünü İkliminde buluştursun şafaklar 16.06.10 Bursa Ömer Ekinci Micingirt Niye Yazdım Gökkuşağı yüzün yine bu günler, Bunu niye yazdım bilmem ne diye! Yosun tutmuş mevsim sensiz sürgünler, İçim yanar söner öldüresiye. Bir başka ruh bu tatlı bilmece, Leylalara inat benzer huriye. Karanlık ağartıp gelme her gece, Geceyi gündüze döndüresiye. Taptaze heyecan bazen perişan, Bülbülün dilinde oldum mersiye. Bir başka akıbet bekliyor her an, Düşmekte yâr yolu baktım geriye. Ümit, korku, sevinç aynen sen gibi, Hayale takılıp bindim terkiye. Düşe kalka yürü göründü dibi, Ben beni terk ettim sonsuz türküye. Benlik ateşinde benim muhakkak, İçinde olanlar benden hediye. Yıllarca koşturduk sessiz sessiz bak, Sadece ilham ol bu serseriye Ömer Ekinci Micingirt Öyle Özlüyorum ki Acilarim gözümde saklanmislar kendince, Sessiz sessiz bekleyip öyle özlüyorum ki. Gecelerim terk etti gündüzler de gidince, Zamani itekleyip öyle özlüyorum ki. Vuruldum sürmelere, inliyorum kederden Melalimi sormayin, ümitvarim O yardan, Hislerim pek karmasa, belki yazi kaderden, Sabrimi yedekleyip öyle özlüyorum ki. Avuçlasam zamani her dem etsem temasa, Yapayalniz gizlice el ele ve bas basa, Benim olur kâinat yedi kat bastanbasa, Takatsiz emekleyip öyle özlüyorum ki. Sen gittin ya efendim ümmetin pare pare Gözyasi öbek öbek mahsun mazlüm biçare Iki cihan sultanim,sen sefaat sen çare Bir teselli bekleyip öyle özlüyorum ki. Sevdalarim rengârenk kosturdum adim adim, Yara bere her yanim arsa çikti feryadim, Belki de son bu gece, Micingirt çok agladim, Yasima yas ekleyip öyle özlüyorum ki. Ömer Ekinci Micingirt _______________________________________ Çocuksu Tüm zamanlar rüzgâr olup estin de Ben sana savruldum tuttum ellerin Gözyaşlarım saklı gönül testinde Hislerime kattım esen yellerin Bulutlu yamaçlar, döndük inişe Sonsuza sevdalı sevinç endişe Salmıştım kendimi bütün peş peşe Eyyûb-i sabrım yok, uzat kolların Dua derinliğin içimde her an Şefkatle çarpıyor çocuksu sîmân Ne gösterir bilmem sevgilim zaman Ruhuma dökülmüş sıcak ellerin Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Canım Peygamber Sensiz yer gök mahzun, suskun beş kıta, Kan yağar ümmetin avuçlarına. Mahlûkat yaş döker, sensiz hayata; Kokun sal kalbimin ta içlerine! Ve idrak ötesi nur sözlerinden; Vazgeçmem vazgeçmem vazgeçmem hâşâ! Beni de öyle say, öksüzlerinden, Kıstır yanağımdan, başımı okşa. Senli her tebessüm ebedin nuru, Seni hissedenler şad olur ancak. Sen çöle dökülen aşkın yağmuru, Aşk ile o yağmur tekrar yağacak. Gül yüzlüm sen nerde hayâlim nerde Gam keder üzüntü hep seni sordum. Beraber olduğun kuru hasır da; Cehlime bürünmüş taş soruyordum. Taşlar ağladılar, taşlara inat, Acı yedi boğum, yaş misk-i amber. Bu garip ümmetin kime emanet? Kavuşmak ne zaman, canım peygamber! Ömer Ekinci Micingirt Sükûtun Rengi Bu gün çocuklar gibiyim Gözlerim avuçlarıma sığmıyor Uçup düşüyorum takvimlerden Bakmayın yaşımın kırk sekiz olduğuna Hâlâ on sekiz edâsında... Bu gün çocuklar gibiyim yine Salmışım kendimi iklimin musikisine Ruhum sakin dupduru Dupduru yüzüm Annemin ak sütü tıpkı Ellerim ufukta gözlerim ellerimde Gâh kırk sekiz edasıyla söyleşir On sekizce oynaşırım Gâh bıçkın delikanlılar gibi Bu gün çocuklar gibiyim yine Gözlerim avuçlarıma sığmıyor Uçup düşüyorum takvimlerden Ölümün gözyaşı tırmalıyor arada Şu kıllı kulağımı Kendime geliyorum, Neşvelerim yerlere savruluyor. Sahilsiz acılarla boğuşuyorum, Ateş yağıyor peşimden Meçhul bir kente doğru Kıpkızıl koşuyorum Kötülüklerim hırıltıda Kendimi arıyorum ufkumu köpürterek Görüyor gibiyim derince bakınca Az ötede engebe vuruyor suratıma Omzumda akıbet korkusu Kucağımda vuslat sevdası Gâh kırk sekiz edasıyla söyleşir On sekizce oynaşırım bıçkın delikanlılar gibi Bir başkayım bu gün Bu gün çocuklar gibiyim Gözlerim avuçlarıma sığmıyor Uçup düşüyorum takvimlerden Sükûtun rengiyle Ömer Ekinci Micingirt Vurgun Gibiyidin Nur topu bebeğin büyümüş meğer, Gösterdin uzaktan dargın gibiydin. Edepli bakışın dünyaya değer, Dertleri sırtlamış yorgun gibiydin. Mor pembe günleri unutsam keşke, Yönümü çevirdim uhrevi aşka, İffetin endamın bakışın başka, Selamı verince kırgın gibiydin. Tebessüm edince biraz hislendim, Yıllarca gönlümde “kurban” seslendim, Himmetle sabrettim aşkla beslendim, Tüllendi sessizlik durgun gibiydin, Ne dedi bu mecnun bilmem ki küstün, Dua et deyince bir ara sustun, Kardeşçe dertleştik poyrazca estin, Hüzünle burkuldum gergin gibiydin. Ekinci tükendim bak perde perde, Mevla düşürmesin Lokmansız derde, Şifaa’yı aradım zamansız yerde, Elveda deyişin… Vurgun gibiydin. Ömer Ekinci Micingirt Sırdaş Bu hayat daima keder acının Nasibi tedbiri harmanı yârım Yarası bende yok aşk ilacının Tıpkı mecnun gibi yoka duçarım Hislerle yeşeren olmak niyetim Avam meclisinde dinle beni can İnan tartışılmaz hüsnüniyetim Sendeki ben var ya seni haykıran Kim kimin sahibi dünün bu günün Çokluğu terk ettim hiçliğe hiçe Kalanı bana ver kısa ömrünün Hayret seyir sükût ifşa iç içe Farkında mısınız hep deli diye Delinin halinden deliler anlar Cürümü düşündüm döndüm geriye İdrakten idrâke çarpan vicdanlar Hep hüzün saklarım şiir deyim de Hep acı üretir bendeki resim Azrail bekliyor beni köyümde Yüreğim çarpıyor zâr zâr nefesim. Izdırâbım çok,derdim çok ama O’nu bekliyorum gözlerimde yaş Yönelişi düşün sakın ağlama Bir Fâtiha oku tamam mı sırdaş Ömer Ekinci Micingirt Meram Eyle Gözlerin ham zümrüt, bakışın mahzun Görür gibi konuş kal harem eyle Ve naz kapısından birkaç sitem sun Yanmasın yüreğim al verem eyle Ben senden pürmelâl sen ise benden Sakladın kalbimi ta ki o günden Gövdem ölüm solur sanki kökünden Benli öfkeleri sil kerem eyle Yokluklar çektirme dayanamam hiç Ben bulut gibiyim sen bir kırlangıç Nergis tarlasında vuslat suyu iç Aşkın tozlarından kül dirhem eyle Yârenin gözleri yarasındadır Kırağı göğsümün haresindedir Ne varsa kalbimin arasındadır Hep benim ateşim ol haram eyle Yüzün bana dönüp Uludağ’a bak Sükûta sarmala gözyaşı bırak Peşimden koşuyor malum kaydırak Bakışın saklayıp gül meram eyle Ömer Ekinci Micingirt Yel alsın Yaş döken yürekle koş gel bin kere İsmimi hecele dokun el alsın İçten ağlamaklı söyle ezbere Cehenneme hâram bana helâlsin Taptaze duygular eser serince Şiir gibi yüzün mâna derince Bu başka balayı yan yeterince Sen belki de ateş yüzlü zülâlsin İçimi besliyor yeşil verâlar Ben i hep sitemkâr sözler yaralar Züleyha’nın aşkı günah mı arar Hicabı bilmeyen dili yel alsın Ömer Ekinci Micingirt Yusuf Yüzlü Başlangıcı ölüm sağar her ayın, Yine bugün bana başka hâl oldu. Deyin deli pek muteber yapmayın, Acılarım azdı mısra bol oldu. Bize şiir yazdım bizden bihaber, Sevda pişiririm közden bihaber, Kısır bir nesil ki özden bihaber, Yusuf yüzlü yavrularım el oldu. Yaban oldu hâyellerim virane, Konuşsam ağlasam sussam ne çare, Kime ne yanmışım ateş çıra ne, Hatıralar biriktirdim kül oldu. Ömer Ekinci Micingirt Ulu Divan Yüzümüzü yakarışa açalım Takdir O’nun müstehakı verecek Ulu Divan tek varışa açalım Güz yürekler nevbaharı görecek Karakışı deviriyor mor dağlar Sokakları ne meltemler saracak Kaç asırdır ak yürekler kan ağlar Silkindik ya ol mührünü vuracak Sürdüm atı mahyalaşan diyâra İhtimal ki tez zamanda varacak Sahipsiz mi hak ve batıl ak kara Kitap gibi yaprak yaprak soracak Beklenen gün yakın, uzak diyemem Sanma daha birkaç asır sürecek Zihnim delik deşik mızrak diyemem Mızrak değil beni cürmüm gerecek Hiçbir yere benzetemem o günü Zârif ruhum çok hâyaller kuracak Bekliyorum artık sonsuz sükûnu Korkuyorum titrek kalbim duracak Ömer Ekinci Micingirt Vuruldum Geldim Kıraç toprakların delisiyim ben, Sanma ışıltıya vuruldum geldim. Gergefli kilimin çilesiyim ben, Mevsimsiz düşlere sarıldım geldim. Deme ha sebep ne, sebeplerim yok, Uzan başucuma sevincime bak, Hiçin helezonu öyle bir ufuk, Seni heceleyip yoruldum geldim Yağmurlar yağınca gel beni işit, Desem ki bir hayal deme sen ümit, Beraber olunca uzaklara git, Ben senin gönlünde görüldüm geldim Bir ben varım şimdi bir kırık testi, Gurbet yağmurları içime esti, İzahı tarifsiz başka hevesti, Sığmaz ışığına kör oldum geldim Bırak hem sen beni, kendini dinle, Sükûnun sayhası, sabrım seninle, Sensiz korkuları vur gözlerinle, Kuşkusuz sen için vuruldum geldim. Ömer Ekinci Micingirt Cemre Nedense sebepsiz korkularım çok, Diz çöküp baş koyup sığındım emre. Var mı arayışta görünmez ufuk, Güz geçti kış geçti bak geldi cemre. Cemre bir yanış mı belki aşk ümit, Ümidim sarp yokuş değer hem ömre. Ruhumu hükmeden ne olur işit, Aşkınla yak beni çevir kömüre. Ömer Ekinci Micingirt Beklemek Beklemek sırattan ince Anbean meşakkat verir Yolboyu sabrı deşince En azgın çöle çevirir Beklemek bir anka kuşu Mızrak ok gagalarıyla Beklemek hûşu ve hûdu Sükûnun nidâlarıyla Ömer Ekinci Micingirt Nerelerdesin Dağlar yüzümü okşar, deniz sırtıma kese; Sükûtun yatırında hayıflanıp dinledin. Yine bu günde akşam, sırt çevirdim herkese, Tüm vebâli omzumda deyince gülümsedin. Seninle donakaldı sokağımda ayaz ter, Gözlerim ısınmıyor, seni arıyor yer yer, Umrumda mı mevsimler, hayat benden ne ister Nerelerdesin gözüm, hele söyle ne dedin! Ömer Ekinci Micingirt Gözlerin İnşirâh Sevi bahçesinde çiçeksin açan, Bahar şenliğinin sıcağı gibi. Hüznün arkasında büzülüp yatan; Umutsuz bir aşkın kucağı gibi... Yalnızlık başköşe başımın tacı, Gözyaşı derleyip buldun ilacı; Kıvrak vücudumda üç köşe acı, Kaçtım hep bir asker kaçağı gibi. Vakti geçmiş anlar hâlâ var dedim, Çevirdim akrebi kaç mevsim yedim, Ben ağu yutarken sen gülümsedin, Gözlerin inşirâh bıçağı gibi... Ömer Ekinci Micingirt Seviyorum ki Aşkın yumağına kelepçe vurdum Yine de ben seni seviyorum ki Sözü bıçkılayıp göğe savurdum Yine de ben seni seviyorum ki Hâlime muttasıl gözlerin var mı Ve beni hisseden gizlerin var mı He kurban diyecek sözlerin var mı Yine de ben seni seviyorum ki Yoklar tükettikçe var olup durdum Kırık saat gibi kurulup durdum Yordun kıyasıya yorulup durdum Yine de ben seni seviyorum ki Ömer Ekinci Micingirt Uludağ Ferhat’ın sağdıcı dağlardır madem; Sendedir yüreğim sende iradem. Gelinlik giyersin Şirin’e inat, Sevdaya bulandı, zâr zâr ifadem. Yeşille ayırdım moru karadan, Ne güzel yaratmış seni yaratan. Mazinin kolları sende Uludağ, Bağrında yatanlar seni aratan. Gözyaşı güzeldir hârında derim Muzdarip ruhuma ahenk isterim Suskun derelerin yamacım öper Seninle çevrili sevinç kederim. Ömer Ekinci Micingirt Seni Düşündüm Bir ağır yolculuk azgın sularda, Yüzerken sultanım seni düşündüm Şeref ver rüyama gel uykularda, Sendedir gümanım seni düşündüm. Vuslat bestesiyle yolun gözlerim, Kurudu gözyaşım soldu gözlerim, Kokunla bezenen terin özlerim, Kavruldu her yanım seni düşündüm. Mecnundan beter ki benim hikâyem, Karıştı hicrana gitti sermayem, Bir tatlı hoş seda en büyük gayem, Verene kurbanım seni düşündüm. 07.02.2007 Bursa Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Sevda Hislerim huzura erer seninle Anın derinliği içimde erir Beni sarhoş eden o gözlerinle Vuslat kanat çırpar ruhum yeşerir Belki de bendesin belki Irakta Seni arıyorum yitik durakta Hoş beni görürsün aynaya bak da Bitiş ikliminde belki can verir Söyledim ne varsa hisset yaz anı Meçhule koşulmaz hasat zamanı Kör topal laf ettim sözledim seni Sevda çıkmazları aşka çevirir Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Bu Şehrin Bu şehrin koynundan Nilüfer akar Uludağ’a doğru başlar bir niyaz Gecenin apayrı şehrayini var Gül yüzlü kubbeler zarif bembeyaz Kubbeler içinde ben derviş gibi Değişmem geceyi derin uykuya Uzasın ruhuma aklımın dibi Cürmümün çığlığı beynimi yuya İçimde esiyor bir titrek rüzgar Pas tutmuş zihnimi temizler ancak Her gece eser mi tekrar ne kadar Peşinden pek muhkem keşke yağacak. Ömer Ekinci Micingirt Çilesiyiz Biz Terki terk etmeyen, terki terk de sen, Eridikçe eri, getir hayy’ları. Nice anlar vardır seninle esen; Seslenişte ifşa, aşk olayları... Bırak sensiz akan geceler aksın, Varlık âleminin çilesiyiz biz. Çokça ihanete uğrayacaksın, Hiçlik gölgesinde, aşk var şüphesiz. 28.08.11 Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Geçti Ağladım Yaşın koydum hecelerin yerine Bir kelebek ömrü, uçtu ağladım Gönül verdim beni yakan soruna Gözlerin gözüme geçti ağladım Benim yaşım mavi yeşil sende çok Hep seni aradım giden gelen yok İster oku ister gizle ister yak Gizlerin gizime geçti ağladım Seninle şiirden kubbeler kurduk, Hakikat ruhuyla pek kafa yorduk El ele yan yana ahenkle durduk Nazların nazıma geçti ağladım Ne yazdım ben ne yazdığım bilinmez Seni yazdım dört dörtlüğe silinmez Sessiz sevdalarla Leyla olunmaz Sözlerin sözüme geçti ağladım Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Vuslat Deme Vuslat deme uhrevisiz her aşka Geceleri ses gelirdi derinden İçimdeki fısıltılar bambaşka Hissiyatın kopup gelir yerinden Sırlı rüya unutamam hisleri Hüzün nevhaları içimde zar zar Sana versem içimdeki sesleri Ümit kuytularım ensende yaşar Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Zümrüt Tentene Hidayet, takva, iffet Yüzün ne kadar güzel Hele anlat tarif et Lütfeylemiş gizli el Ve incecik kâkülün Sanki zümrüt tentene Gülü müsün bülbülün Yok, emsalim desene Her gün böyle olacak Sükûn sarmış her yanı Adeta yitik sancak Cezp ediyor insanı Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Gelmezsin Nedir bilmem sendeki bu endaze, Yok olmuşum gizlerinde gelmezsin Ruhum sarar taptaze bir firuze Ne var bilmem sözlerimde gelmezsin Tıpkı mecnun gibi belki bu şair Hüzün vadileri bire bin verir Gözyaşlarım zemheride yeşerir Yeşersem hep dizlerinde gelmezsin Gurur kibir tekmilini yıkıp gel, Ağla biraz ciğerparen bakıp gel, Bir kerecik, bir kerecik çıkıp gel, Ölsem mavi gözlerinde gelmezsin Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Son Dantelâm İçime sensizlik çöker, yaralar. Hasret yağmurlarI girer düşüme, Yokluk eşya varlık başlar naralar. Ayaz günlerdeyim gel de üşüme! Renklerin buğulu, hislerim eşsiz Son dantelâm; sen ki yaş ol yaşıma. Kuşat gel ruhumu gizlice sessiz, Tabutum geçerken gelme peşime. Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Ferace Dörtlüklere el ele Yürüyorum tek hece Şiir yüzlüm gel hele Gel kaçalım bu gece Dört biryanım meçhul yâr Mecnun gönlüm ne arar Sen çiçeğim sen rüzgâr Sen sihirli bilmece Koş sonsuza durma gel Tutsağın et beni al Benimle doğ benle öl Sen ruhumda ferace Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Hissedersin Gece ve sessizlik tenhada dinle Bitimsiz ritimler silinir gider Sevda besteleri ve ben seninle Dökül yüreğime salınır gider Masmavi rayiha seninle eser Her halin ibrişim dudağın kevser Sus seni istemem hele elin ver Süzülür sitemle alınır gider Hüznümü kucakla seni bırak ta Ruhumuz aynı yer kalma ırakta Beni hissedersin şiire bak da Büyülü bir rüya bölünür gider Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Gözlerin Sen bende yaşayan kelebek gibi İnce zülüflerin melodi sesi Tıpkı el değmemiş bir bebek gibi Gözlerin yakıyor ela mavisi Hep seni ararım sükût sesinde Salmışım kendimi uçsuz hislere Yer ayır yüreğin bir köşesinde Takatim kalmadı sensiz seslere Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ İmkânsızlar Gizemini gizlemişim gizimde, Gönlündeki aceplerin dupduru. Başım koyup ölebilsem dizinde, Gözyaşınla paylaşırım huzuru. Sen büyülü sen bendeki muamma Hissiyatın renklerini peyliyor Yüzünde hep neşe izi var amma Hüzünlerin sanki beni söylüyor Deme bana imkânsızlar mümkün mü? Belki tekrar doğacaktır şafaklar. Şu gözlerim, denizlere döndün mü? Mecnun gibi yaralarım, aşk paklar. Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Hazan Sitem yok işveyle,aramam seni, Hem zaten yüreğim arasında sen. Hislerim köpürür göremem seni, Zifiri sevdamın karasında sen. Senle bütün renkler aslına vardı, Yeşil, mavi, ela sarısında sen. Son mevsim ümidim senle ağardı, Bilmem ki mevsimin neresinde sen. Tat oldun ruhuma gözlerimde nem, Sevdamın ahengi küresinde sen. Gecelerim hazan sensiz cehennem Sızılar yüreğim, yarasında sen. Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Kime Yalvardım Gün hüzün yağıyor bense pek yorgun, Yazıp duruyorum o günden beri. Dantelâ bakışlım gelirse bir gün; Geceyi arala ekle şiiri. Tasa fasıl fasıl, acı peş peşe, Salmışım gönlümü alev ateşe, Hislerim ağulu dışım pürneşe, O mahzun gözlerle bekle şiiri. Gömüldüm geceye ben sana vardım, Senli tepelerde rikkatle durdum, Nâzen hecelerle kime yalvardım, Aşkın füsunuyla kokla şiiri Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Tüy Gibi Elemli eyledin ney gibi bizi Seni anlatamam ifade çok zor Rengine gizle gel yâr ikimizi Ölümsüz renklerin soldurmadan ver Gözlerin yaş senin hüznün gizi var Sevinç gözyaşların kime yağacak Olmuşum tüy gibi vuslat izi var Ayaz yüreğime güneş doğacak Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Yitik Yâr Baş tacıdır ne verse, Gülümserim rengiyle. Vuslat derim severse; Bir bahar ahengiyle... Gam keder yaş silinir, Mest eder beni yer yer. Söz edepte bilinir, Sükût altınsa eğer. Ruhum yine tümsekte, Pek zorluyor bedeni. Yitik yâr pek yüksekte, Göğe vuruyor beni. Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Bu Akşam Çıkıyorum ruhum yorgun Sonum bilmem mecnun gibi Şair gönlüm bana dargın Bu akşamda gidiyorum Gidiyorum yavaş yavaş Var sebebi var elbette Sonsuz şarkı tatlı savaş Bu akşamda gidiyorum İşve sitem her haliyle Ayrı vuslat ayrı mâna Gitme der mi hâl diliyle Bu akşamda gidiyorum Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Izdırabım Ol Mâtem rüzgârları yokuş desem de Füsunlu bakışla düz etti beni Doldurun hüznümü pişsin kâsem de Benli hissiyatı biz etti beni Gönlü bende amma vuslat pek ırak Aşılmaz engel var hâlime bırak Ölüm ve beyaz aşk başka ne gerek İffetin hissiyle va’z etti beni İlan-ı aşk o ne, bilmem takıştık Hasbıhal eyledik, dostça bakıştık Kaderde böyleymiş böyle yakıştık Bilmem ki ne kadar hazzetti beni Ümitle bekledim gelmedin hâlâ Izdırabım ol hem, durma gel hele Yeşilin bağrında tutsak el ele Apayrı mânâ var, naz etti beni Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Şiir Yaz Bana Bana şiir yaz Vuslâtın ritmiyle Isıtsın güneş gibi Umutlar vaat etsin Geleceğe yön versin Saadet devrini hatırlatsın Şiir yaz bana şiir Züleyhalara haykırsın sessizce Yusuflar duyana kadar, birer birer Hislerim sindire sindire Yeşeren soluklarla Teveccühe kalk Gecenin bir yarısı Ciddiyetle latifeyi unutmadan Emanete sadakatle Gözyaşını mürekkep Tebessümü kalem ederek Şiir yaz bana Bana şiir yaz İçinde elvedâ olmayan Mâtem söylemeyen Hep çileyle dopdolu Mûsikiler yakarak Takva zırhı takarak Sonsuzluğa bakarak Şiir yaz bana Şiir... Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ O Köy Ölürsem dermansız sıladan ırak Yüzümü çevirin o köye doğru Sonsuzluk yolunda olsun son durak Özümü çevirin o köye doğru Hasret yudumlarım alev ataştan Gurbeti yeniden başladım baştan Buz gibi gezerim en kara kıştan Gezimi çevirin o köye doğru Bayramlar yad elde pek fark etmedi Yaşım elli oldu yaş kırk etmedi Dizim çözülmeden yön çark etmedi Dizimi çevirin o köye doğru Bendeki sapanlar boşluk sürüyor Az mantık çok hüzün kışlık sürüyor İçimde bir başka hoşluk sürüyor Azımı çevirin o köye doğru Gevenliye gömün alın bu cânı Neylerim yârensiz bütün cihânı Gözlerim yollarda bekler o anı Gözümü çevirin o köye doğru Sözü tımar ettim mısra kokladım Rüya hayal gerçek tek tek yokladım Fikri hissi sözü yer yer sakladım Sözümü çevirin o köye doğru O köy ki Micingirt özlemin tülü Bütün heveslerim tasa örgülü Sözlerim rengârenk vaazım ölü Va’zımı çevirin o köye doğru Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Sessiz Mekân O sessiz mekânda kimler durdular Dolaştım kalbimle dokundum tek tek Sessizliği bozdu loş çıtırtılar Sandım yalan gibi gelip geçecek Düşünüp daraldım insan ne demek Bilmem ki ben neyim ben nasıl insan Var mı babayiğit ölçüp biçecek Ne söylesem ben boş Allah’a ayan İstersen dinleme sende dolaş git Birazda sen ağla benim yerime Hayat bir perdedir vakit bir şerit Hüznümü parçala gir içerime Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Ufukta Bu nasıl hasretlik düştü peşime, Kafamda helezon o günden beri. Dağın yamacında ruhum işi ne, Yemyeşil dolaşır duygu çemberi. Tıpkı Ferhat gibi yüküm çok ağır, Her halim sırtımda yüreğim zar zar. Bağırdım rüyada bağır ha bağır, Her gecem nedense hep onu arar. Yok, olmaz zamanla ufukta diyor, O hâlâ sinemde sükût peyledim. Kalbim ürperirken şafak giriyor, Ben onu gönlüme gönül eyledim. Ömer Ekinci Micingir ________________________________________ Nere Gidelim Rüzgâr okşuyorum estikçe huşû İkbâl soluyorum acep ne zaman Mevsimin âhengi mahzun duruşu Ezelden ebede beklerim her an Dizeler zor sabrın izâhı derken Yaz kış sabreyleyip bekleyip durdum Ah ettim inledim her sabah erken Laleye bülbülsüz vuslatı sordum Üzülmem yâr olan yârene gider Nedense vuslatı tükenir sandım Ömrüm nağmeleri sorana gider Günbegün kendimden kendim kıskandım Rikkatle bak hele efsunlu hecem Eğer bakmaz isen ne olur hâlim Med vakti gel artık bitsin bilmecem Öldüm ben nerdesin nere gidelim Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Anlatamadım Kendini savurur boşluğa doğru Alıp götürüyor hep mutsuzluğa Gözlerim kupkuru içimde ağrı Beni de düşürdü umutsuzluğa Vuslata örülmüş ölüm kıskacı Yüzüme yokluğun gizini sürer Kuşkulu hislerin yoktur ilacı Yer yer acısını bana da verir İdrâki atlatıp yürekten geçti Ruhumu çiğniyor hep adım adım Kahır yudumlattı hareler saçtı Baktım gözlerine anlatamadım Ömer Ekinci Micingirt Sükût Güzeli Bir çiçek bekledim ayazda gelen Ve güle rastladım her yanı titrek Nihayet ruhuma açtı kardelen O sükût güzeli söze ne gerek. Ömer Ekinci Micingirt ____________________________________ Yüreğin Ver Güz yüreğim sende açtı baharı İçine sığmayan bir koruk tayım Kimden kaptım hiç sönmeyen bu harı Hem sende kendimi aramaktayım Hüzün ikliminde gel sen hoş olur Ruhum doğar bahar olur kış olur Elin tutsam taşlar erir tuş olur Yüreğin ver yüreğimde tutayım Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Vuslat Nağmeleri Mahzun gözlerine kurban olduğum Gözyaşım ateşi söndü seninle Sen bendesin yüreğim sen bildiğim Pervaz eder ruhun döner benimle Yamaca yürüdük kaldırımlar taş Sessizce beraber git diyene dek Yeşil bürümüştü beni arkadaş Ben bir yorgun yolcu sense kelebek Göz göze gelmiştik yanağında ter Zümrüdî bakışın durgun elemli O sendeki hüzün bana da yeter Vuslat nağmeleri renginden belli Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Şiir Anlatamaz Öyle bir azap ki içime atmış Vakitten vakite sarmala gel yâr Hasretle birlikte seni yaratmış Sesini duyunca ruhum kıpırdar Çok şeyin nabzıdır saçtaki aklar Sinenin feryadı yüreğin sesi Ağır teklemeler buzdan başaklar Bitimsiz şifadır aşkın zerresi Getirin bir buse yüzüme sürün Şiir anlatamaz işte o anı Güneşsiz mehtapta alıp götürün Soranlara deyin o artık fâni Gerçekler engebe rüyalar sızım Şu mübârek şehir öldürdü beni Sokak kalabalık ben hep yalnızım Bana anlatmayın gülü dikeni Derin hüzün sarar hep Uludağ’ı Fesleğen kokusu gelir sazlıktan Çaresiz sevdanın tek sığınağı Vuslat mı unuttum uykusuzluktan ________________________________________ Gözleri vurdu Kavradı ruhumu feryadım durdu, Emsali olmayan sızı bıraktı. Yemyeşil panzehir gözleri vurdu, Ah deyip ayrıldım içimi yaktı. Uhrevi buğulu çocuk yüreği, Yanan yüreğimde sürprizler saklar. Belki bu yanmalar aşkın gereği, Şiir tulû eder sözü yasaklar. Beni hep o sarar gelir rengârenk, Şafağın bağrında yer gök uyanır. Nasıl anlatayım bu başka ahenk, Bilmem titrek kalbim nasıl dayanır. Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Yeşerir Bir özlem var içimde Engin denizler aşar Güneş başka biçimde Dalga hep gece başlar Kim içimde tek şarkım Matemlenir yaralar Belki benim tek farkım Rengârenk makaralar Uludağ, Molla Arap Sarar gönlümde erir Mevsim bahar mı Ya Rab Sevdalarım yeşerir Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Sevdiklerim Kazılacak bir gün adım, Ne diyecek sevdiklerim. Yaklaşıyor adım adım... He diyecek sevdiklerim. Yüreğim var ellerinde, Ye diyecek sevdiklerim. Kalayım mı kollarında, Yo diyecek sevdiklerim. Namahrem hem helalime, Na diyecek sevdiklerim. Hazan düşer melalime, Ya diyecek sevdiklerim. Elvedâ der yâren canlar, Ve diyecek sevdiklerim. Azrail ve şadırvanlar, Bu diyecek sevdiklerim. Teker teker, birer birer, Hu diyecek sevdiklerim. Toprak rüzgâr ibrik su ver, Su diyecek sevdiklerim. Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Sen Bendesin Canım sana can olsun Sözümüz Kur’an olsun Gözyaşım dört biryanda Yeşerip yâren olsun Ömür denen caddede Sen ben birde seccade O efsunlu harmanda Yaş dökelim hacca de Gezme rüya içinde Vakur nazlı biçimde Talih gizli ummanda Deliyim de, hiçim de Hem acaba desen de Renkler aynı desende Yürek sesi beyanda Sen bendesin ben sende Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Bahar Billur billur bahar köpürür her yan, Nakşeder sırrını cânân peş peşe ... Semavi orkestra hu senin deryan, Cezbeder muhabbet kardeş kardeşe.. İnancın kalemi yazar derince, Vuslata açılır görenin sesi, Zihnim kâmil değil pek yeterince, Endişe terk etmiş hemen herkesi. Yine de ben derim bahar bir sera, Aşkın renkleriyle içimde huzur, Gönlüm son baharda götürse yâre, O’nun musikisi eyledi zuhur. Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Sokaklar Nasıl oldu bilmem öyle bir anda, Yüreğiyle geldi taht kurdu birden. Rüya gibi aynı eşsiz cihanda, Kuşattı her yanım en derin yerden. Kaybetmek hissiyle hep nabzım durur, Vuslata erer mi acep bu rüya? Hep bazen yemyeşil bazen pembe mor, Dingin sokaklarda yattım uykuya. Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Nevhalar Rüya hele közleri, yakar mağmalar gibi, Gecenin nevhaları dökülür birer birer... Başlar ağlama sesi, delinir göğün dibi, Hissettiğim hendese benim içinmiş meğer. Ne bir ağlama mevcut ne bir nida sesi var, Hasretin gayyaları beni fecirden tanır Belki ulaşmak ister, gece yağmur ben rüzgâr, Yapayalnız o ve ben, gel demeye utanır. Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Tâlih Sıra sıra atlı ve piyadeler, Dolaşır beynimde neyin peşinde. Duyulur hıçkırık ve seccadeler, Tekrar çiçek açar asrın döşünde. Yeşilin ahengi yeşil göz deler, Sonun heyecanı beni yaralar. Arşın gölgesi hem kimi gölgeler, Tâlih vadisinde tek tek sıralar. Orada ölümler orda var baki, Orada erenler sözünü tutmuş. Düşündüm vallahi yatmamışam ki, Ömür denen yalan ruhumu yutmuş. Ömer Ekinci Micingirt Hünkâr Köşkü Şu sevda ateşleri Gönlümün gözyaşları Hayat suyu bakışı Duvaklıdır kışları Şu sevda ateşleri... Etrafımda adamlar Cıvıl cıvıl kuşları Çığlık içime damlar Mecnun ya da eşleri Şu sevda ateşleri... Pek hüzün köşkün dibi Çatık gibi kaşları Surat aynı ben gibi, Tasa yağar yaşları Şu sevda ateşleri... Bazen ne kadar yakın Benle sobe taşları Beni bana bırakın Belki tâlih işleri Şu sevda ateşleri... Şahittir Hünkâr Köşkü Şahit köşe taşları Sarar yemyeşil aşkı Kuğu gibi dişleri Şu sevda ateşleri... Rengi renklerim tutmuş Terk ettim üç beşleri Kalbi kalbimi yutmuş Düşlerimdir düşleri Şu sevda ateşleri Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Sükût-u Lisan Uyan deli gönlüm kime varmışım, Dışım güler lakin içim hafakan. Yer yer engebeler, zonkluyor başım, Görünür bir ışık bilmem ne zaman. Ayrılık vaktine sözlerin kalır, Tutsağım ben sana mevzu derinde. Her gecem sabaha titrer mıhlanır, Bir yıkık söz saklı eşiklerinde... Sızlar kuytularım inceden ince, Yanar yüreğimi alır gözlerim. İçime ayrılık hissi gelince; Eşsiz bir hasretle dolar gözlerim. Sükût-u Lisan hem senle duyulur, Renklerin köpürür ruhuma eser. Vuslatım vuslata senle yol bulur, Gül, mahzun düşlerim senle gülümser. Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Sükûtuma Yaslan Kan kırmızı düşler, yirmi dört saat, Hâl makam herkese açılmıyor ki. Dünya bu bitmez ki, çile nihayet, Zifiri zamanlar,içilmiyor ki. Nefesim bir soluk, aileden ırsi, Sıtmamsı bir durum, yer altan alttan. Döşüme yatırdım, edeple hırsı, Hırs edep ben de mi, oksa fıtrattan. Elliye yaklaştım, bizarım kırktan, Sabır taşlarımı yitirmişim hem. Bıçak emiyorum susuz çıkrıktan, Mavzerden dert yaptım, hançerden merhem. Mecnun serkeşim ben, dem diyecekler, Yok yok frengili, bendeki yürek. Huzurda upuzun, kim diyecekler? Vurdukça mor kazma, ses verir kürek. Sen de gel kazma vur, bin bir ah işit; Paramparça hüzzam, susar bu şehir. Sükûtuma yaslan, yaş dök ağla git, Hesap vakti ateş kusar bu şehir! Buz kar yağmur dolu, gözlerimde sis; Kitap yazdım oku, ay ışığında. Yılan çıyan gelir,cürmüme mahsus Feryadımı sakla, kırışığında Titrek sarsıntıyla buldum huzuru, Sonun eteğinde, öyle bir gece... Biraz keşke’lerim,biraz göz nuru Ağladım mezarım genişledikçe! Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Musikin Olayım İçimdeki sevinç sahilsiz ada, Zorun kuytuları içimde yaşar. Sanma yıkık sevdam ölür dünyada; Hep seni, hep seni, hep seni arar. Yer yer kapışırım yokluk sesiyle, Boşlukta bekleyen esirler gibi. Hazan gölgesinde ağlasam bile; Gözyaşım hecesiz nesirler gibi. Gece dökülürken dağın döşüne, Kuşatır yamacı gölge gerilir. Kimler bakıverir fecrin peşine, Bendeyse matemsi sala verilir. Karalar bağlamış yorgun notalar, Uzatma bir tanem gel ara ara. Hatıran bendeki tatlı yaralar, Musikin olayım senli bahara. Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Gölgeni Görüyorum Yaş döken hecelerle, ben hep sana hasretim, Sadakatin iksiri ve üslubun mihengi. Sen apayrı bir mâna, sen büyülü kesretim, Hiç olmanın ötesi, sen hiçliğin ahengi. Ve zamandan bihaber, zamanı yoruyorum, Şuh kuşatan iklimde şafaklar tez ağarır. Az ötede her yerde, gölgeni görüyorum, Var edenin hazzıyla, ruhum hep sana varır. Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Belki Her gece bir sokakta Eyüp sabrı duyulur O yok ve ben yatakta Bir acayip şey olur O benden de elemli Yansın geceler yansın Fer yok yüreğim demli Biri bana dayansın Tat kalmadı damakta Duygu nefesim keser Kapı gıcırdamakta Belki gelir gülümser Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Dinliyorum Bakışların dizseydim, hecelerin yerine, Hüzünlü bir edayla sabahın sularında... Ruhumun çığlıkları, aksaydı içerine, Uyanırdı gözlerim, tenha uykularında, O gözlerin dizseydim, hecelerin yerine. Kalbim ateş yağıyor, irade yeksan yerle, Sensiz o günden beri, derinden inliyorum. Sen yokken yıkanırım, simsiyah köpüklerle, Veda yok dönemeçte, havf,reca dinliyorum, Kalbim ateş yağıyor, irade yeksan yerle. Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Neredesin Can Zannını geçmekse,seyir hem madem; Hiçliği değişmem, saraya yat’a. Ademiyet benim, asli ifadem Ruhum feda olsun büyük sanata! Kafam boş gönlüm boş, bitti takatim, Acizlik bu olsa, insanlık hâli... Sanmayın üç dörtlük tek liyakatim, Bende ki bu acı hâlin vebali? Yönelişim Ona, neredesin can? Aşk bir arayıştır, belki arifi. Zıtları cem eyle yüreğimde yan, Belki aşk yanıştır, var mı tarifi! Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Gecelere Sordum Köz döken gözlerim aleve sabret Gözler tasavvuru ateşe verir Belki göz yaşlarda gizlidir ebet Aşkı düşündükçe ruhum yeşerir Bende anlamadım bendeki huyu Bazen renksiz kalır bazen pembe mor Günbegün tükenir beynimin suyu Rüya ikliminde sanki kudurur Donakalır rüya ve sonra biter Nasıl anlatayım bilmem ki bunu Uyanırım baygın dört biryanım ter Gecelere sordum derin uykunu Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Yıka Gözlerinle Gökte bulut gibi, yerde dupduru, Kılıçtan keskinsin ve kıldan ince. Sen hep ağlamaklı bense kupkuru, Bana ölümü ver, ölmeden önce Sonra mahsun mahun çağırana bak, Birlikte yıkasın, pak tenimizi. Hissiz duygularla ağlaşsın sokak, Hırsızlar yıkasın bedenimizi. Kefenin içinde, sarıl sar bırak, Fırsat melekleri gelmeden önce... Yıka gözlerinle öp ıslanarak; Bana son kez dokun haber gelince! Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Ruhumu Sular Sen gri tebessüm, bense hep çile, Sevinç hüzün keder kimden yadigâr! Yaşımı hüznüme saklasam bile; Gerçekte acının derin izi var. Derdime yol buldum hicran iziyle, Bak heder olmuşum yalan mı söyle. Aşkın yumağıyla, varlık gözüyle, Kalbine hükmeden, filan mı söyle! Gözyaşın, sitemin yakarışların, Gecemi, günümü, rüyamı sardı. Çok şeye gebedir ses verişlerin, Gelir mi bilmem ki zamanın ardı. Hem beni ararsan gözyaşına bak, Duygunun hem demi bağlar hayata. Acı bir melodi yaşlar muhakkak; Geç kalmak elde mi, bizde mi hata! Umuttan azâde, açma arayı, Yüzünün neşvesi ruhumu sular. Sen benim gönlümün, sükûn sarayı, Emekle boy verir yüce duygular. Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Koşuyor O titrek bir ceylan bekliyor hâlâ Sükûtu duyulur her an gün boyu... Hep benle beraber hep benim ile Dertleri boşaltır derin uykuya Ürperten yalnızlık ve yokuş diyar Yürüyor geceye boyun bükerek Bazen bir ilkbahar, zemheri yer yer Boşluğa koşuyor beni çekerek Ömer Ekinci Micingirt Sultanım Aklı irâdeyi attım da geldim, Zaafım ruhumu gerdi sultanım. Gâm keder üzüntü sattım da geldim, Duygular hükmüne erdi sultanım. Dirilten deryâya daldım sizinle, Çilenin zevkini aldım sizinle, Aşk ile hizâya geldim sizinle, Mevlâna Şems’ine vardı sultanım. Semâvi bahçede hisleniyordum, Dökük hecelerle sesleniyorum, Yaş döküp markata yaslanıyorum, Avluya heybetli girdi sultanım. Perdeyi terk edip geçilse bile, Bu hayat bir hâyal belki aşk çile, Pişmanlık ötede boşa nafile, "Yâ Râb Ben Pişmanım" derdi sultanım. Küfrün gayyâları hâşâ ne arar, İrem bahçesinde dirilten bahar Keşke nidâları peşinden rüzgâr Rahmet bulutları sardı sultanım. Gayrisi aslında şeytana secde, Çöl kokan yüreğim gelir mi vecde, Yol, hakka giden yol tövbe var hac’da, Yaş döküp diz çöküp durdu sultanım. Gerçeğin yolunu arayamadım, Bilmem ki ömrümü nere yamadım Kendimi kendimden koruyamadım, Zekâ beynimdeki urdu sultanım. Yalnızlık, Allah’a mahsustur derler, Asla eksik olmaz siz gibi erler, Sizle cennet olur mübarek yerler. Semerkand ne güzel yerdi sultanım. Sükûtun nasihat, ârifibillah, Her asra müceddid gönderir Allah, Ve "Hizmet Nimettir" koştum inşÂllah, Bir güzel kalbimden vurdu sultanım. Kimisi çorbayı yemeğe gelir, Kimisi emeksiz, emeğe gelir, Kimisi pişmanım demeye gelir, Ateş-i suzân ki nardı sultanım. Yeryüzü, gökyüzü, kışı, yazı var, Kâinat mührünün sizde izi var, Ve Hakk’ın perdesi, gönül gözü var, Yanık sinelere yârdi sultanım. Ve tövbeye koşar getirir tekbir, Her renkten her ırktan münafık kâfir, Dönmeyi unutur giden misafir, Kardeşlik postunu serdi sultanım İsmin yutkunurum, yeşerir vezin, En son müjdecisi sizler sonsuzun, Belki Varaka’sı son kılavuzun, Görmeden göreni gördü sultanım. Dost’un huzurunda konuşmak hata, Hâl makâma gider makam fıtrata, Senin olmadığın sensiz hayata, Şu Micingirt kördü, kördü sultanım. Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Vebâlimsin Seninle beraber içimde huzur İç içe tutunmuş tek dalımsın sen İçten ağlamalar kalbim yoruyor Sonsuza yürüyen mecalimsin sen Hayâlim helâlim, vebâlimsin sen Seninle kesilse bu ömrün hızı Sihirli duyulmaz masalımsın sen Vuslat mehabeti kaplamış bizi Ömrümün son vakti, zevalimsin sen Hayâlim helâlim, vebâlimsin sen Hele de o mahzun bakışın var ya Vuslata uzanan hâl elimsın sen Mahmur bakışların köpüren derya Kaderin sunduğu helâlimsin sen Hayâlim helâlim, vebâlimsin sen Ne mutlu vebâlin olabilene Dünya ve ahiret moralimsin sen Aşkı ifşa edip hele gel bana Renkli bir ceylanım, yâr alımsın sen Hayâlim helâlim, vebâlimsin sen Yakarış kavuşmak, dua vesile Huzur sevgi hayret her hâlimsin sen Aşkta vuslat gizli, sevgide çile Sükût-i lisanım delalimsin sen Hayâlim helâlim, vebâlimsin sen Sema yıldız ışık renk renk giyinmiş Yalnızlık çiçeğim ve balımsın sen Seyri güzellikler, ruhuna inmiş Bedenim şuurum, hayalimsin sen Hayâlim helâlim, vebâlimsin sen Her şeye rağmen terk var gerçekte Matemim matemin melalimsin sen Mevla gizlemiştir vuslatı terkte Sen esen rüzgârım zülâlimsin sen Hayâlim helâlim, vebâlimsin sen Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Vuslat Ver Aşkta akıl iflâs, aşk ürkek ceylan, Bir şehri kuşatır, dünyayı yer yer. Adeta eriyen mum gibi her an, Bazen de cân verir canını ister. Aşk nedir mecnun kim Leyla ne söyle, Belki de hep yanmak, yanmak hep böyle, Allah’ım gayeyi hayırlı eyle, Sabır ve metânet birde vuslât ver. Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Gözlerime Bak Vakti yoruyorum yine bendeniz, Beklenen liman var huzura doğru. Ne bir nefes kalır nede gölgemiz, Tıpkı Aras gibi Hazar’a doğru... Sönmüş ocak gibi ezelden yanık, Şehri mâtem basmış ben mi uyanık, Yüzümü okşayıp gözlerime bak, Arada bir can, mezara doğru. Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Biz Öksüz iklimlerin kirvesiyiz biz Yüce gayelerin zirvesiyiz biz Geçmişiz, bu günüz, geleceğiz biz Sessiz yığınların hür sesiyiz biz Yunus’u hatırla, Mevlana’yı yaz Verenin arzusu yükselen niyâz Zulmü beyinlerden sileceğiz biz Bütün sesler bizde yâr sesiyiz biz Bir elimde nâğme bir elimde saz Hecelerin dili, hû avaz avaz Yükselen tebessüm, güleceğiz biz Çokluğa ser çekmiş var sesiyiz biz Kırdı tüm putları çöle düşen söz Ve "asr"a muştuyduk tarihe önsöz Vicdanları cennet kılacağız biz Fışkıran sükûnet er sesiyiz biz Zebercet iklimler, mevsim artık yaz Şaşarım yapana Hakk’a itiraz Sevdayı secdede bulacağız biz Issız sokaklarda nur sesiyiz biz "Gayesiz nasip yok" der; Sadi Şiraz Aklın bir hacmi var düşün, yaşa, sez Vecdin seslenişi olacağız biz Evlad-ı Resulün pir sesiyiz biz Gönüllere ziyâ, kubbelere iz Biz büyük milletiz tut ki serfinaz Meltem dalgaları salacağız biz Kutlu geleceğin mor sesiyiz biz Hep olmak isteme, hiçi dene az Hiçliği tatmadan dağlar aşılmaz Kulluk mertebesi alacağız biz Aşkla yanan dönen sır sesiyiz biz Vuslata vesile, miraçtır namaz Ve büyük gün var, bahtsız anlamaz Âhâd ne Samed ne bileceğiz biz "Râhman’dır, Râhim’dir" bir sesiyiz biz Avâmda kabâhat, ârifteki naz Kulluğa gerektir liyâkat biraz İdrâk der; ölmeden öleceğiz biz Hakk’ın divanında var sesiyiz biz Gerçek sâmimiyet hâl ile vaaz Kutsi fedakârlık erendeki hâz Ben, sen, o yok, "biz"de kalacağız biz "Lebbeyk Allah lebbeyk" tur sesiyiz biz Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Vuslat Sarığı "Eriyen erendir" der ehli kâmil, An olur nazar aşk gizinde olur. Hivâ,Yesî,Taşkent,nedir Şeyh Şâmil, O’na giden yollar izinde olur. Kulun râbıtası sonun merağı, İnancın renkleri közünde olur. Seherde sarmalar vuslat sarığı, Ve kutlu arayış özünde olur Azaptır kendine, kulun kendisi, Çehrenin zifiri hazzında olur. Lâkayt her sine ne efendisi, Çılgınlık cinneti vâzında olur. İçim hep burkuntu yaş oldu elli, Yanış tek birinin dizinde olur. Sonun tesellisi nabzımdan belli, Dönüş tekbirinin bezinde olur. Getir salâvatı, zirâ bir satır, Uhrevi derinlik sözünde olur. Korkutan gerçeği kim hatırlatır. Belki de bir veli gözünde olur. Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Ölesin Ayrılık Ak düştü kaşıma hasret çekmekten, Belâsın ayrılık duyuyor musun? Vuslâtı unuttum sâbır ekmekten, Hilesin ayrılık duyuyor musun? Su gibi çağlayıp yel gibi estin, Dağları belleyip zamanı kestin, Mecâlsiz gecemde bir mâvi sestin, N’olasın ayrılık,duyuyor musun? Uykuyu giydirip geceyi soydun, Zamanı tarayıp mevsimi oydun, Sanki teneşire ölümü koydun, Salâsın ayrılık duyuyor musun? Bulutlar neşveli, yıldızlar sissiz, Neden ben çileli sen benden sessiz, Git ordan hâl bilmez,tasasız hissiz, Çilesin ayrılık duyuyor musun? Aşk sen ihânet sen, işkencede sen, Hüznün her kuşağı, her hecede sen, Azâpsın aşırı derecede sen, Bilesin ayrılık, duyuyor musun? Susman tıpkı Nemrut, konuşman belâ, Yüreğim ağzımda yaşarım hâlâ, Bu bâhtı karayı râhmete ala, Ölesin ayrılık, duyuyor musun? Leylâ’da ayrılık aşkın fermanı, Derdi halk eyleyen verir dermanı Ve sonun başında vuslât harmanı, Olasın ayrılık, duyuyor musun? Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ El Yazması Mektuplar Ceylanlar gibi ürkek, kuş sesi gibi ılık, Aynen ikbal yıldızı, susmuş yazgıyı bekler. Sükûtun imbiğinde, bakışlar kalabalık, Her ne zaman ağlasa, ona benzer bebekler. Lacivert zamanlarda, hüzün salar her dâim; İffet ile örülmüş, gerçek iklimi arar Sen derken tenhâlarda ne kadar da mülâyim, Ellerinden tutunca yanakları kızarır, Cemrelerde ısınıp, mektuplarda yanıyor, Mektuplar el yazması, bende varım bir baktım. Yemyeşil duâlarla, günbegün boyanıyor, Nurlu yüzünden öpüp, tebessümler bıraktım. Hem aşk bir vuslât ise; neylerim kuşkuları, Kazanlarda demleyip, beyaz kefene sarın. Bıçkılayın peşimden, kan rengi coşkuları Sorulursa hakkınız, helâl deyin haykırın! Biliyor sığınağım, yürek sesi bu konu, Teneşire gül koyun, çelenk neymiş hurâfe! Cürmüm pek çok olsa da unutmam hâşâ O’nu, Yine oldum tüy gibi, üveyk gibi bu defa. İffetin her rengi var, vallâhi başka edâ, Kırdım tüm heykelleri, hüzne sarmalar attım. Artık vuslât ölümüm, nâkış nâkış şühedâ, Cânım, mâhzûn bakışlım, yine seni anlattım. Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Sensizliğe Aşkın serinliğine kovalıyorum seni Zümrüt saçlı baharlara Gözlerin parıldayan kehribar Ellerin yed-i beyzâ Kızaran akşamlarda izliyorum yokluğunu Sensizliğe bürünüp Sakın unutma sensizlikte olduğumu Hissiyatımı öğütlüyorum sana Gökkuşağı misali Renklerinin altından geçiyorum Bulutları delerek Güneşi heceleyerek Her gün ayrılık türküsüne inat Ozanlar dinliyor Vakitler avutuyorum Anlasana geçmişe bakıp buğulanıyorum Öksüz kız yanağında tüllenen yaş gibiyim Boşluklara koşturuyorum arada Duygularım renksiz Öldürücü hisleri kovalıyorum İnliyorum durmadan Takatimi teperek Hasretin pençesinde Sende başka bir esinti var Bambaşka Ta hücrelerime kadar işleyen Azgın çocuklar gibiyim Kör oluyorum seni görünce Yaş döken gözlerin olayım Mısra mısra dopdolu Senli gurbetleri ne çok sevdim ben Divâne vâdilerinde Gel gir kırık kalbime İki büklümün olayım Duyuyor musun? Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Ağlez Yazdılar Hasret dudağında hudutsuz hârım Yazdıkça derinden kem söz yazdılar Rüyayı kuşattı hüznüm efkârım Gece yamacıma Ağlez yazdılar Hem dünya oyunsa geldik oyuna Çile mevsimine aşkın köyüne Uzandım tenhâya boylu boyuna Bakıp gözlerime öksüz yazdılar Ruhumu tütsüler köyün dumanı İhtiyâr söğütü kotan yamanı Asfaltta koşarım hasat zamanı Mecnun’u unutup gürbüz yazdılar Hiçe sürüklenip irkiliyorum Sessiz gecelere dökülüyorum Bu bendeki közü ben biliyorum Ruhum frengili sessiz yazdılar Ve bir düş içinde bol ettim azı Ağlez’e kalır mı ömrün birazı Ömer’in şiiri Kenan’ın sazı Gurbet türküsünü bizsiz yazdılar Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Ferhat’ın Çığlığı Nedir bu dünyanın akı karası Belki ifşâ etmek yok varım olur Sâmimiyet ilhâm duygu arası Gerçeği yaşamak tek kârım olur Hani bâde derler ilâhi elden Konu derincedir, incedir kıldan Gelin söz edelim ebed-ezelden Aynalarda gezmek zararım olur İfadem kendimce gördüğüm gibi Mısralar zihnimde kördüğüm gibi Hüznü tabutlara sardığım gibi Ferhat’ın çığlığı efkârım olur Eşsiz değerleri boşa eskittim Günâhlara düşe düşe eskittim Ve hesapsız koşa koşa eskittim Cürüm pişmanlığım ikrârım olur Kefenim yıkasa tevbeli testi Sanki yolculuk var bir şeyler esti Gözlerim kaparsam bir akşamüstü Belki Liva-ül Hamd diyârım olur Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Geçecek Kuşatıp gecemi verdin acını Eşsiz duvarları atlattın tek tek Nasipse içersem hiç ilacını O gün bütün güller renk renk açacak Hep mağrip duygular ruhumu eler Sahilsiz koşturur sabahlara dek Zihnim hendesesi derin geceler İnşallah hayırla gelip geçecek Ömer Ekinci Micingirt Gözlerin Gizemi Bu bendeki neşe sevinç aşk senden Gözlerin gizemi ah neler neler Sen beni çıkardın küflü mahzenden Hem yaşanmışlıklar kimi örseler Yalnızlığa değer seni bulduysam Dokunur ruhuma rengi simânın Ne zaman bir yerde adını duysam Çığlığı olurum sensiz zamanın Yelken açıyorum masumca her an Coşkulara doğru "keşke"li yorum Bambaşka yaratmış seni yaratan Bütün engelleri lanetliyorum Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Neredesin İçimde akşamın mehtâbı kaldı Seyrine doyamam hoş manası var Aşka mahkûm ettin ömrüm çoğaldı Yüzün ben kokmalı ölene kadar. Yamaçta görürsen gölgemi şayet Koş gel kavuşalım Leyla’ya inat Hasret köz düşürür yakar nihayet Beni yakan ateş senide yakar Geldik gidiyoruz neredesin yâr Canımın nazlısı sende bir hâl var Şu hikâyemizi eylesen ikrâr Vuslata kapalı aşk neye yarar Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Ki Tasvirledim seni, hüzne sakladım, Yer yer gülümsedin, darılmadın ki. Yokun dudağında "ki" kucakladım, Siretin görüldü, görülmedin ki. Söküklerim arttı seni görünce, Zamanı unuttum,zamandan önce, Mısralar döktürdüm sessiz derince, Sükûta ram olup durulmadın ki. Üşüyorum yaklaş, hele tut beni, Kuşat güneşinle, sar ıslat beni, Bahtiyâr eyler ki bu vuslât beni, Kim bilir nerdesin, sarılmadın ki. Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Sessizlik Muttasıl bakışlar yorgun ifâde Veyahut müşterek sözlere varmak Maksadı arz etmek sözden ziyâde Melali anlatmak belki yalvarmak Yine akşam yakın bilsen hayatım Ölümlü geceyi sağıyor herkes Vakit mışıl mışıl uyku bir atım Derin bir ürperti sessizlik tek ses Tesbih çekiyorum şeytana inat Mısralar yol yürür uykular tekler Şu mor dörtlüklerim kime emânet Alnı seccadede birini bekler Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Vurgunum Vurgunum ben tıpkı Kerem misâli, Toprağa yaprağa taşa vurgunum. Dokunuşlar vardır yoktur emsâli, Dertleri nasırlı yaşa vurgunum. Ömrümü uzattım ulu davâya, Koşturamam artık nefsi hevâya, Bir avuç aşk ektim deli sevdaya, Secdeyi titreten başa vurgunum Durgun vakitlerde öten boruya, Gergefi peteğe saran arıya, Yaşam şehvetinde o zor soruya, Âlemin hasreti beşe vurgunum. Süvâri bekleyen küheylanlara, Ölümü kuşatan Alparslan’lara, Vurgunum yarına, kutlu dünlere, Kubbesi çöl kokan taşa vurgunum. Kara sevda belki taptâze diyâr, Kaderi koynunda ikliminde yâr, İki gözü çeşme Rabia’lar var, İffet abîdesi eşe vurgunum Sözlerim mülteci solmakta sesim, Lisan-ı hâfi mi acep nefesim, Nerdesin ıstırap, nerdesin âsım, Son ilkbahar, güze, kışa vurgunum. Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Bakışın İhlâsın renkleri sendeki hayâ Bakışın yeterli beni ihyâya Hislerin büyüsü apayrı bahar İbrişim örülü sendeki maya Bulut gibi yüzün benzersin aya Sensizlik içinde başladım Hayy’a Hep, hiçlik uğruna meçhullerim var Ve O’na sığındım Emri Rızâ’ya Ömer Ekinci Micingirt ________________________________________ Sensiz İçimi yakıyor sevdanın tülü, Bu gün yine geçti bir günüm sensiz, Kayboldu güneşim duman örtülü, Soymayın ölürsem atın kefensiz! Bir tatlı hasret ki her şey bilmece, Ümitle bekledim yine bu gece, Her günüm ızdırap her gün işkence, Yapayalnız ruhum çıplak, bedensiz... Çileyle yoğruldum daha ne kadar? Gözlerim kan revan yaşlar duadar, Yanarım sabırla böyleyse kader, Sevdam duman duman kavruldum sensiz. Yüreğim karakış temmuz ayında, Micingirt perişan kendi hayında, Aklım terki diyar aşk sarayında, Deli divaneyim cepsiz cepkensiz. Ömer Ekinci Micingirt Öyle Güzel ki Yosun gibi serin Ve ıslak mimiklerin tedirgin Öyle güzel ki bakışın … Boşluklara koşuyorum seni görünce Körpe beden sessizliğin Seher yeli tıpkı saçların Yüzün dupduru yağmur bulutu Öyle güzel ki bakışın … Yalnızlığın hasret Yokluğun tutsak gibi Gözyaşların inci, gülüşün toy düğün Sahi ellerin, ellerin sorma Uzat bana gözlerini Öyle güzel ki bakışın Öyle güzel ki 22.11.12 Bursa Ömer Ekinci Micingirt Samimiyet Işıltılı yasakları terk Zifiri gecelerde gözyaşı Gözleri kapadığında Madde ötesine yelken açmanın adıdır Samimiyet… Her şeye rağmen Gerçeği tespitte harcamak mısraları Kalbi dudağa yapıştırarak Tefekkür yudumlarken Hiç olmaktır samimiyet Hiç! Çalışmak Yatağa baş koyunca hesabı sağlam yapmak Yıkmak nefsin heykellerini Teker teker… Çilenin doruğunda Şükrü unutmadan yol almak Zincirleri kırmaktır samimiyet Yârin uğruna Nakış nakış sükût örmek Tebessümle zamanın imbiğine… Derilere nasır Saçlara kar yağdırmaktır Usus usul derinden Bir mecnun gibi yanık ve sevdalı Bazen bir sarhoş gibi uyanık Ve tespih gibi efsunlu Ezgisidir insanlığın Samimiyet Takvanın semeresi cennetin meyvesidir Ve aşkın göz bebeği Liyakattır teslimiyettir Seslenişi idrâk mantığa takılmadan Sıdk ile inanmak ümitle Korkuyu unutmadan… Emânete sadakat, mesuliyeti fark etmek Gerçeğe ermektir tevazuyu kucaklarken Taş gibi çözülmeden Güven veren üslupla Nefse kement vurmaktır Tıpkı Bilal gibi çileli ve hüzünlü Sırra vakıf, zevke uzak çileye yakın Hamza’nın kahramanlığı gibidir samimiyet Hamza’nın kahramanlığı! 02.11.12 Bursa Ömer Ekinci Micingirt Şiir Yaz Bana Bana şiir yaz Vuslâtın ritmiyle Isıtsın güneş gibi Umutlar vaat etsin Geleceğe yön versin Saadet devrini hatırlatsın Şiir yaz bana şiir Züleyhalara haykırsın sessizce Yusuflar duyana kadar, birer birer Hislerim sindire sindire Yeşeren soluklarla Teveccühe kalk Gecenin bir yarısı Ciddiyetle latifeyi unutmadan Emanete sadakatle Gözyaşını mürekkep Tebessümü kalem ederek Şiir yaz bana Bana şiir yaz İçinde elvedâ olmayan Mâtem söylemeyen Hep çileyle dopdolu Mûsikiler yakarak Takva zırhı takarak Sonsuzluğa bakarak Şiir yaz bana Şiir… 10.09.12 Bursa Ömer Ekinci Micingirt Gözleri Görün Gözler gerçekte toprak kevser denizlere renk temiz koyu kahve gözler masmavi Ve inleyen bakışlar ümitle bakan gözler billur billur yemyeşil ve âlâ Kâh fişek gibi tıpkı mermisiyle zımbalar Kâh efsunlar insanı Bazen taşı çatlatır Çok şeyi müjdeler hükmeder saltanata süzerek perde perde pırıl pırıl vefakâr Yanışın muştusunu alev alev tüttürür damla damla yağar görünmeyen kadim yüreklere Gözler görüyorum gözlerimi sessizce tan yeri ağarırken baharı gözleyerek Bahsetme gözsüzleri Firavunla atbaşı ki başka bir muamma Birde ölümsüz gözler sonsuzluğa kementli sanki nurdan küheylan Ah gözler ah sevinç keder hicran der ızdırap der hüzün der çile de der çile de… Ömer Ekinci Micingirt Gözler Rengârenk tılsımlı nurdan örtülü Sihirli türküler anlatır gözler Hüzünle yayılır sevdanın tülü Sevdayı içime damlatır gözler Göz vardır mercandan sarayı görmez Göz vardır gönülde yarayı görmez Göz vardır simsiyah karayı görmez Bazen de kafayı demletir gözler Çisil çisil endam adeta peri Göz vardır kıskanır kır çiçekleri Göz vardır çok özel kalbimde yeri Bir başka musiki dinletir gözler Göz vardır insanı nara götürür Göz vardır yareni yara götürür Göz vardır adamı gora götürür Civanı nazarla gümletir gözler Elası mavisi yeşili vardır Hüzünlü vefalı neşeli vardır Ceylanı elvanı cilveli vardır Duyguyla mesajı anlatır gözler Göz vardır kehribar Bilal’a benzer Göz vardır bal gibi şifalı anzer Göz gördüm kahveden gönlümü bezer Sevdalı gönlümü nemletir gözler Renk renk çeşit çeşit gözler var ama Sevda bilmezlerde şifa arama Merhem oldu yeşil gözler yarama Gören soluklarla sonlatır gözler Gören göz aradım derinden sessiz Boyasız sürmesiz riyasız süssüz Sevdaya sevdalı sevdası eşsiz Yaralı Ömer’i inletir gözler 30.06.2006 Bursa Ömer Ekinci Micingirt İklimin Olayım Yoksa boğulurum uzat elin ver Beni itekleyip ırmağa attın Büyülü duygular hoş seslenişler Füsunkâr tatları benimle tattın Seven sevdiğine kapı aralar Vaktin uzunluğu kimin günâhı Benli hasret değil vuslat yaralar Aynen kabir gibi sabrın eyvâhı Bu nasıl seyahat yolcu nerdesin Gündüzler çok ağır geceler çetin İklimin olayım hangi yerdesin Bensiz iki büklüm senin hicretin Ömer Ekinci Micingirt Ağlatmam Seni Acı gün dileyip gözyaşı versen Versen de ben artık ağlatmam seni Tarumar eylesen çulumu sersen Sersen de ben artık ağlatmam seni Yüreğimde yeşer hüznün ver ya da Hazan çiçeklerim gitmesin yâda Senden başka kimin var ki dünyada Dersen de ben artık ağlatmam seni Gün dönümü saça düşen ağlarım Duygu sardı yine yürek dağlarım Mevsim hazan sorma niçin ağlarım Sorsan da ben artık ağlatmam seni Bende keder sende sevinç neşe var Yaşım daha hele elli beşe var Yorma beni güneş doğar kışa var Yorsan da ben artık ağlatmam seni Senle ben sevmişim giz’li çilemi Çilelerde saklı aşkın kelamı Fırlatıp başıma vursan kalemi Vursan da ben artık ağlatmam seni Bendeki sessizlik huzurun sesi Sükûtu heceler hece ötesi Gelsen doluverse vuslat teknesi Dursan da ben artık ağlatmam seni 06.01.13 Bursa Ömer Ekinci Micingirt -------------------------------------------------------------------------------- Dar Vâkit Tasvirledim doyamadım Ay çehreli güneş neymiş Ses buğulu duyamadım Yüreğimde çalan ney’miş Akşamüstü kışa doğru Öpüyorum yaş gözleri Koşuyorum boşa doğru Akîk, Necef hoş gözleri Kaçıyorum satır satır Tenhâlarda içim sızlar Biraz sitem ve hâl hatır Dar vâkitte hû avazlar 04.01.13 Bursa Ömer Ekinci Micingirt -------------------------------------------------------------------------------- Aşk İle Anlatabilecek kafamda nice Dörtlükler sakladım beyitler ile Hep seni seyrettim sessiz gizlice Markatlı beldede seyitler ile Sana emin dedi bahtsızlar bile Yaş döktü o kütük dile gelince Sokakta kahkaha bendeki çile Yer-gök raks ederdi yüzün gülünce Gözleri mâbedim özlemin mihrâp Kölesi olayım ömür boyunca Gönlümün fermânı aşk olsun yârâb Yandıkça yanayım ismi duyunca Ömer Ekinci Micingirt ------------------------------------------------------------------------------ Hâlâ Gelmedin Unutamadığım ismin andığım Mor çiçekler açtı hâlâ gelmedin Nerelerdesin sen yârim sandığım Kasırgalar geçti hâlâ gelmedin Kimseler duymasın gözlerime bak Ben sende kavruldum güneşte toprak Gel firar bahçemde uç yaprak yaprak Zaman zehri içti hâlâ gelmedin İffet reçinesi tenha geceler Zihnim muallâkta nasıl niceler Sükûtu besleyen derin heceler Vakitlerim kaçtı hâlâ gelmedin Uzun hava çaldı bam telimde dün Ezgisi masmavi gözleri yosun Sensiz çığlığımı duyuyor musun Ömre ömür biçti hâlâ gelmedin İçli metinlerim as adım adım Bir yığın sözüm var birkaç saatim Yüreğim yanıyor anlatamadım Öldüm gece üçte hâlâ gelmedin Ömer Ekinci Micingirt ------------------------------------------------------------------------------ Anlatamam ki Kimse anlayamaz bendeki hâli Bir deli sözcüğü anlatamam ki Ömrümü tükettin bildim bileli Anlat deme bana anlatamam ki Hüznü kucaklarım matemle her an Sürüyen yazgı bu benle numayan Bir sabah çıkıver kapıya dayan Anlat deme bana anlatamam ki Açıver yüzünü özledim gene O mahmur bakışla bakmayı dene Vuslat yakın olur duâ edene Anlat deme bana anlatamam ki Gözyaşı yolladım yazı kadere Ölüm çığlıkları bizdeki töre Senle doğdum senle öldüm bin kere Anlat deme bana anlatamam ki Bakışın kıvılcım üslup hâralı Zümrüdî iklimin mahzun maralı Dörtlükler acemi bağrım yaralı Anlat deme bana anlatamam ki Ben hep seninleyim sen yoksun yine Sensizlik ne zormuş koşup gelsene İffet abidesi, şirin çingene Anlat deme bana anlatamam ki 09.11.12 Bursa Ömer Ekinci Micingirt Hizmet Nimettir... İletişim: [email protected] |