Ey Lude
Sarmış yüreğimizi bir güli sevda;
Ki âleme gerçek değeri verir. Gizlese de kalbin yangınlarını, Bir damla yaş her şeyi ele verir. Ki âleme gerçek değeri verir… Aksini düşlerim senin ey Lude! Garip bir aşığın yanık gönlünde. Bu gönlünse asıl sahibi sensin. Derdimse tek seni görmektir, sende. Garip bir aşığın yanık gönlünde. Yıldızlar göz kırpar siyah gecede, Dökülür saçının teline Lude! Sevda rüzgârında savrulurum da, Varamam ruhunun seline Lude! Berrak bir gecede yüzen mehtaba, Neden bakıyorsun gözleri nemli? Yaşıyorsun gizli saklı rüyada. Sanki çektiğimiz az mı elemli? Neden bakıyorsun gözleri nemli? Bu ıslaklık beni yakıyor Lude! Neden sanki bu manasız bekleyiş? Bu yağmur ne, yoksa bahar mı mevsim? Damla damla su ruhuma işlemiş. Neden sanki bu manasız bekleyiş? Al beni çilenin son kıskacından, Ulaştır vuslatın yeline Lude! Aşk hazinesinden bir zerre diye, Bir gülücük uzat deline Lude! Hayır, su değil bu; efsunlu kezzap, Sade cismi değil, ruhu yakıyor. Cisim de yok, ruh da ve biz de yokuz. Bu kezzap yokluğu yoka çakıyor! Sade cismi değil ruhu yakıyor… Söyle kaçmak için bu gayret neden? Neden saklıyorsun duygularını? Utanıyorsun belki, peki ya kimden? Bir azap ki yakar rüyalarımı, Neden saklıyorsun duygularını? Ah kelebek olsam da konuversem, Usulca körpecik eline Lude! Eğer sevdan ile toprak olmuşsam, Tozar savrulurum kime ne Lude! Gelmişken her şeyi alarak göze, Güzel gözündeki o öfke neydi? Daha başlamadan hummalı söze, Yüzündeki şiddet ruhuma değdi. Güzel gözündeki o öfke neydi? Konuşsun gözlerin, dokunma sakın. Anlarım içinde kopan feryadı! Sedef saklasa da içindekini, İncinin yerini bilir erbabı. Anlarım içinde kopan feryadı! Gecenin siyahı ne de yakışmış, Aydınlık dolunay yüzüne Lude! Kımıldar yapraklar esen rüzgârda, Savrulur incecik dizine Lude! Gonca mısın, henüz açan bir gül mü? Bilmem, seni bir gün hangi el derer? Çiğ tanesi, jale, şebnem, hep benim. Bir zerreyim ki sonum sende biter… Bilmem seni bir gün hangi el derer? Bu kurak toprakta aşk da tükenir. Sen de ben de bir gün hayal oluruz. Bir gün, evet bir gün her şey tükenir. Belki söylenmeyen masal oluruz. Sen de ben de bir gün hayal oluruz. Sevdadan anlamaz beton kalplerin, Artık değer verme sözüne Lude! Sakın döner aşktan tutkunum diye, Kem düşünce koma özüne Lude! Bir sevda can verdi dudaklarında. Yüreğimin mektubu kan rengi artık. Aşkım sallanırken budaklarında; Var cansız ruhuma bir de kurşun sık. Yüreğimin mektubu kan rengi artık… İpekten bir koza örüp kendine, Ah Lude tutsak olmamalıydın. Kıymamalıydın ulvi sevgime. Canlı canlı kabre dolmamalıydın. Ah Lude katil olmamalıydın… Bir değil bin can feda ederim, Siyah kirpiğine gözüne Lude! Şaşma ruhumdan sızan bu beyitlere, Düşmüşüm aşkının közüne Lude! Hayır, sakın kaçma; dönme arkanı. Bir kulak ver hele bir duy sesimi! Yetmez mi bu kadar çektiğim azap? Tüketirken ismin son nefesimi; Bir kulak ver hele bir duy sesimi! Benim mi, benim mi, söyle; bu vebal? Bu öldüren ateş kimin ha, kimin? Önce bir çift göz girmişti kanıma, Sonra bir bakışla oldum esirin. Bu öldüren ateş kimin ha, kimin? Geceler kıskanır siyah saçını, Beni acılara boyarsın Lude! Neşe verip bir gülüşle âleme, Ruhumu burgu burgu oyarsın Lude! Kirpiğinle ok fırlatıp gönlüme, Canımı cesetten soyarsın Lude! Titreyen sesime kulak tıkayıp, Ağyarın sözünü duyarsın Lude! Kalbimden koparıp sevda tacını, Bir vefasız kalbe koyarsın Lude! Bu ulvi sevdanın önünde haşin, Aşılmaz kaskatı duvarsın Lude! Vefasız yar katleder sevda ufkunu, Ufkumu katleden o yarsın Lude! Anladım bir yokluk ülkesiymiş aşk. Sense; bu ülkede mağrur prenses… Bir şeyim yok sana gönlümle geldim. Yokluğa varlıkla gelmektir abes. Sense bu ülkede mağrur prenses… Sarmış yüreğimizi bir güli sevda; Ki âleme gerçek değeri verir. Gizlese de kalbin yangınlarını, Bir damla yaş her şeyi ele verir. Ki âleme gerçek değeri verir… |
Şairim çok guzel eserdi her dem çağlasın yureğiniz kaleminiz kavi olsun değerli ustam:)