SÜRGÜN TRENİ
Sürgün treninde hasta düştüm gurbette
Süzülüp kahrımdan kalbime doğru Gönlüme hazan renkli gökkuşağı düştü Beyhude kaderlerle geçerken ömrüm Bembeyaz kanatlarıyla kederi kucakladım Hazan bahçesine makber çiçekleri saçıldı Gurbetin kanserine tutulmuşum Muazzez yâri görmek istedim Kalbimde küllenen yanık yaralar Zamanının yıkıldığı hasta yatağımdayım Çırpınan kalbim yârin gülüşlerine takılmış Gurbet treni koşarken sürgünlük ufuklarına Meltemli uykulardan yârin rüyaları akıyor Gurbet treninden sürgün mektupları dökülmüş Gönül prangalarının sargın sihrindeyim Yârin çağlayan gülüşlerinde ölmüşüm Kaderin bahçesinden sevmek mevsimi geçmiş Hayal kırıklıkları rüyaların ardınca yürür Sürgünlük günlerimdeki hatıra defterime Kederin vurgunları özlemin melteminde Ayın gözyaşları rüyanın kanserinde tütüyor Zerrin aşklar sürgün ufuklara dağılıyor Rüyanın defterinde hasretin yanıkları uçuşuyor Zamanın doruğunda beyhude kederler Gurbet mektupları umudun havuzuna düşmüş Kader ufuktan gözlüyor sürgün sevinçleri Sürülüp kavuşulmamayı özlüyorum Mahzun ıslıklar rüzgârın yadigâr türküsünde Kederlere uzanan sahipsiz bakışlar Rüyanın kalbinde meltemli koylar Kalbin yelkenleri aşkın zümrüt denizinde Göğün tenhalığı gecenin ıssızlığını kuşatıyor |