ARABAARABA Mesudiye’den çıktık biz yola, Allah işimizi hayıra yora, Turhal’a gelince verdik bir mola, Depoya takviye aldı araba. Amasya’dan ayrılmış hızla giderken, Bir koku geldi ki, bilmeyiz neden, Ne oldu demeden, durduk aniden, Gitmem dedi, yolda kaldı araba. Aylardan Ağustos, sıcak yakıyor, Ter boşaldı oluk oluk akıyor, Gelen giden kaput açıp bakıyor, Bizi bir meçhule, saldı araba. Havada bulut yok, güneş tepede, Sanki bir çöldeyiz, su yok derede, Traktöre sorduk, halat nerede, Amasya’ya gider oldu araba. Bin güçlükle Amasya’ya ulaştık, Adım adım sanayiyi dolaştık, Uzun uğraş bir ustayla uzlaştık, Kapıyı görünce, daldı araba Akşamın beşinde, girdi tamire, Balata sıyrılmış, şanzıman yere, Yapıldı çatıldı, gece on bire, Yatsıyı burada kıldı araba. Her şey tamam dendi, yine çalışmaz, Vites kolu debriyaja alışmaz, Yerinden oynamaz, yolla buluşmaz, Tamamen kendini, saldı araba. Sabah erken, tekrar başlandı işe, Şanzıman sökülüp, takıldı fişe, Bu sefer emekler gitmedi boşa, Nihayet kendine, geldi araba. Parayı verdik de, düştük düz yola, Merzifon, Hacıköy, vardık güç bela, Salim’in gözünde, tütüyor sıla, Dağları kuş gibi, aldı araba. 22 Ağustos 1979 |