SEVİŞME CİNNETİ
Ne yapıyorsun sen çocuk,
elindeki aşk jiletiyle. Sevişme cinneti mi geçirdin yoksa! Boynundaki morartıdan utanıp pes mi ediyorsun. Ya gömleğinde kalan ruj lekesine ne demeli, Peki ya bedenindeki tırnak izleri! Ve kurumuş çatlamış dudakların. Zamansız arsız çocuk seni… Ellerini tutan yağmuru, üstünde dolaşan bulutları ve herkesle paylaştığın gökyüzünü unut. Sevişmek için hiçbir nedenin kalmadı artık. Ve yırtık cebindeki umutlarını Ve göklere salıverdiğin düşlerini topla. Ve ellerine bulaştırdığın o ten kokusunu bol nefretle yıka. Ve tırnaklarının arasında kalan kanlı et parçalarını da hayata ödünç ver. Ve karşılıksız sadık kaldığın sevgiyi de ödün bırak sonsuzluğa. Ve bedeninden fazla kalan kefen parçasıyla kurut öpüştüğün dudaklarını. Ve bedenini tutsak ettiğin o kokudan kurtulman için son kez başka bir bedenle sevişmek yok artık sana… Zamansız arsız çocuk seni! Sevişirken göklerden daha fazla ağlamışsın, bulutlar çok kızgın sana. Mutluluklar acılar doğurmuş sana, hüzünle adaş olmuşsun. Sevmek ve sevişmek için zamanın doldu artık. Bileti olmayan bir yolculuğa hazırlıksız yakalandın. Ama bir dakika bile olsa sevdiğini unutmak istemediğin için sen kazandın. Zamansız masum çocuk seni… Hadi sınırı geç ve git sonsuz Sevgi Cennetine... FERAT YAMAN |