BİTİK DÜNYALARYürüyorum yalnız başıma, Yağmurların yüzünü yıkadığı kaldırımlarda. Pazara doğru gidiyorum onca kalabalığın arasından, niyetim de halis hani. Hanım sipariş vermiş bana evde kazan kaynasın diye. Üç kilo patates,bir kilo ıspanak,iki kilo soğan Neylersin halimizi geçim işte! Yaklaştıkça pazara, bir savaş meydanına gireceğimi sanıyorum. Cenk meydanı sanki mübarek, naralar atan atana. Daha çok bağıran muzaffer bir komutan edasında. Esir edilmiş müşteriler görüyorum, onca ıslak tezgahların önünde. Can alır,can verir gibi sebzeler,meyvalar alınıp veriliyor cenk meydanında. Canımı zor kurtardım bu hengamenin içinden. Siyah poşetimde bir kaç kilo ısmarlama rızık dönüyorum gersin geriye. İleride bir tablacı bağırıyor : "hadiii marul bir lira,domates bir lira Dörtyol’dan geldi bu portakallar" Daha sözleri yeni bitmişti ki tablacının, bir pikap ile bir kaç zabıta duruverdi yanında Bir kuşatma haliydi sanki, bir patırtı koptu ortalıkta. Zabıtalar tablaya el attılar alıkoymak için, Tablacı sımsıkı sarıldı tekerlerine tablasının "yapmayın ağalar,etmeyin ağalar, bu benim ekmek teknem. Alırsanız bunu elimden aç kalır evlatlarım" diyerek canhıraşça feryat ediyordu. Kalabalık film izler gibi izlerken sahneyi yanıyordu zavallı tablacının yüreği. Zabıtalar hareketleriyle kural var,kaide var, kaderinde seni der dest etmek var diyorlardı sanki. Bir çırpıda atıverdiler tablayı pikap ın arkasına ve basıp gaza gözden kayboldular. Yerlere dökülmüş portakalların,marulların arasında yığıldı bir kenara zavallı tablacı. Hüzünle gözyaşları döküyordu için için. kaybettiği ekmek teknesinin arkasından. "Ahhhh" diyordu sızlanarak "ahhhh" ben yarın çocuğumun kitap parasını denkleştirecektim. "Küçük kızım renkli bonbon şekerleri al bana" demişti gelirken. Hanım da "bey yarım kilo et al" nefsimiz körelsin demişti. ben ne derim şimdi onlara eli boş dönersem diye, hayıflandı hüzünle mırıldanırken. "bittim artık,ben bittim.Bakmayın bana öylece, ben rızkımın peşinde yittim" dedi ve düştü yan tarafına fazlaca dayanamayarak. Nabzını yokladılar hemen, nabız söndü an be an. Kimseler diyemedi tablacıya geride eşin,çocukların var biraz daha dayan. Talip KAZGI 11Aralık 2012 Salı KÜTAHYA |