SUSKUN BAKIŞLI GÜZEL
dinmez bir acıdır bu yüreğimdeki
ne olur sorma bana neyin var diye sen varsın her şeyimde inan elimde değil hayatımda gerekli olan su gibi bir şeysin şarabım kadar kutsalsın bana dinmez bir acıdır bu yüreğimdeki sen mezapotamya ben ise küllenmiş anka kuşunun kanatlarıyım rüzgarda kimi zaman karayel savurur kimi zaman suskunluğun baştan aşağı sen oluyor düşüncem ara sıra nöbetler geçiriyorum yokluğunda alıştım ben bu duruma sen merak etme beni mutlu mesut uzan hayata söyleyecek çok şeyim var daha ama kelimeler boğuluyor boğazımda imkansızı mı seçti yine bu deli gönül bilmem kaldırımlar dost mu arar gökyüzünde yağmur yoldaş gidişinin şarkısını dinliyorum ve her seferinde ağrı kesici yerine bir şiir daha kalp ağrılarım çoğaldı mavinin türküsü limanlarda ağır ağır işliyor işçiler sazlıklardan yapma kamelyaları ama ben seyretmekteyim gülüşünü giden geminin ardından ve yine hazan ben bıraktığın yerdeyim derler ya işte ben onlardan değilim gittin ve ben susukunluğunu suskunluğum bildim gülüşünü gülüşüm yaptım haykırışlarını feryad ey mezapotamyanın suskun bakışlı güzeli söyleyecek çok şeyim varken daha gidişinin şarkısını dinliyorum ve kalp ağrılarım çoğaldı bana mavinin türküsünü gönder... |