Hayat bazen dokunur insana
Hayat bazen dokunur insana ama sen sakın dönüpte arkana bakma, bakarsan maziden kalan yaralarını görürsün, çaresizliğini görürsün, şimdi dimdik durma zamanı kahpe hayata inat, uğruna ölünecek sevdalar kaldımı dersin yaşadığın binlerce hayal kırıklığı ve yüreğinin ortasındaki o büyük sancı varken,
Bir zamanlar göz göze geldiğinde utandıkların vardı şimdi ise yüzüne bakmaya utandığın iki yüzlüler var, sen kaç gece yastığına göz yaşlarını dökerken senin bu haline kahkahalar atanları unuttunmu, Unutma seni hiçe sayanları ve yine unutma bir ihanet hançeri olup sırtına saplananları, yaktığın her sigarada düşündüklerini, kırdığın her kadehte maziye gömdüklerini unutma, Kin beslemek sana göre değil ama dostunu düşmanını bil sırtını tek yaslayacağın şeyin bir duvar, zorda kaldığında sana tek destek olanın yaradan olduğunu bil, dostluklar bir menfaat önünde diz çökerken fazla dostun olmasada olur ama gerçek dostlarından vazgeçme, Eğme boynunu başın hep dik dursun bu sessiz yakarış bir son bulsun, yumruklarını sıkarken ve kalktığın yerden bir kurşun gibi saplanırken belalara yanındakiler yoktu gördünmü? Tesbihini sallarken sessiz bir nezarethane voltasında, kapana kısılmış bir kurt misaliydin biliyorum ve yine biliyorum dişlerini sıkarken yaptığın fedakarlıklara karşılık olarak yorgun bedenine sıkılan kurşunları, Sabret olanlara sabret seni hiçe sayanlara yüreğini yakanlara sabret, sen yinede hep dik dur eğme boynunu söylesene kim düşündü bu oyunun sonunu... Burak Kurunç |