ENDONEZYA......
Kendi halinde tüccar,kanaat ehlindendi,
Endenozya’ya varıp,orayı mesken etti, Satıyordu güzelce,dükkanda kumaşları, Yardım ediyor ona,sadık bir elemanı. Geç geldi bir gün de O,oyalandı bir yerde, Satış yaptı eleman,kar katlandı ikiye, Dedi Kaça sattın sen,müşteriye bunları? Beş akçelik kumaştır,on akçeye olmaz ki. Hakkı geçmiş adamın,tanır mısın sokakta? Haydi durma koşup da,ara orada burda, Koşuşturdu eleman,buldu adamcağızı, Helallik isteyerek,fazlasını uzattı. Müşteri şaşırmıştı,derken helal et hakkı, Fazla sürmedi vaka,dilden dile yayıldı, Kral çağırdı onu,güzelce karşıladı, Hakkı helal ne demek,bize açıkla dedi. Tüccar biz müslümanız,vardır benim dinimde, Hakkı geçti bizlere,ettik onu iade, İstedim bulaşmasın,haramdan zerre bile, Tezgahtar yanlış yaptı,düzelttim ellerimle. Kral sordu tüccara,anlat bize İslamı, Tüccar bu durur mu,güzelce açıkladı, Soru sordu tüccara,aldı güzel cevabı, Çok geçmedi aradan,hepsi buldu İslamı. İslam yayıldı orda,artarak devam etti, İslamın esasları,halkta iyi yerleşti, İki yüz elli milyon,bugün kü Endenozya, Beş akçe kumaş sebep,müslüman oluşuna. Doğru tüccar o günde,beraber Peygamberle, Sancağın altındadır,sıddıklar şehitlerle, Müslüman dini güzel,yaşamalı haliyle, En doğru müslümanlar ,dedirtmeli dinsize. 25.03.2012//KIRIKKALE HİDAYET DOĞAN |