sılaya özlemSılaya Özlem Yedik o toprağın ekmeğini aşını Değişmem dünyaya çakıl taşını Hele birde yok mu soğuk kışını Ğizek ile kaymasını özledim Unutmak ne mümkün lise yılları Hafta sonu yürüyerek koca yolları Bazen çamur içinde bazen karları Çiğneye çiğneye yürümeği özledim Her bahar kırları süsleyen gülünü İlçemize can veren kazan gölünü Her akşam dönen nahırın önünü Köyün içinde beklemeği özledim Leziz yemeklerini hele ayran aşını Akla gelince tutamam gözüm yaşını Kopdan gelip mescitli nin kara taşını Aşıp da köyüme gitmeği özledim Hayatımıza mal oldu bir sürü anı Yâd edilince çekiyor insanın canı Kırmızı bılağı yağanı taşlı cilganı Oralarda tırpan çekmeği özledim Hele tarlada yok mu verilen emeği Tuluk şoruyla tandırın lavaş ekmeği Ketesi feselli bişisi en güzel yemeği Bulgur pilavını birde kazı özledim Tornacı zeki ağabeyler aslan ustalar Dağılırdı hemence çarşıda postalar Ziyaretsiz kalmazdı yatan hastalar O sevgiyi saygıyı adetleri özledim Halı dokunurdu vardı hünerli elleri Çeşit çeşit konuşur lisanları dilleri Unutamam gezip tozduğum yerleri Şavşatlıların konuşmasını özledim Ev işi yetmezmiş erkeklerle tarlada Anne bacı bulunmaz eşiniz dünyada O meşşekatli hayatı Hergün rüyada O çileli yaşamı o evhamı özledim Deniz der ki gözümden akan yaşıma Gelir mi bilmem garip aklım başıma Milibarlı yazın ölünce mezar taşıma Doğup büyüdüğüm vatanımı özledim Mustafa Deniz / Bursa |