DİL YOLDAŞI
Suskundu diller.
Kapanmıştı sayfalar. Dağlar bile suskundu yüreğinde. Doruğundan sis kalkmayan o dağlar. Ve suskundu kayalar... Eyy! Dil’e yoldaş olan kalem . Neden sustun bunca yıl ? Neden haykırmadın dil yoldaşına aşkını . Bu sevgi çok kısa,bağlanma sakın sevgisiz sevgiye. Zamansız sevgiydi. Ne dil anladı,nede kelem yazdı,boşa geçip gitti öylece zaman... Suskundu diller susmuştu kalemler. Yürek gibi, deniz gibi. Yağmurlarını gecelere saklayan bulutlar gibi. Yıldızlar susmuştu, neden!? Serpilmişti avuç avuç herbiri bir yere. Her gece birisi kayıp giderdi sessizce... Sustu her şey, yer, gök, deniz, sustu! Tek bir hece, Yoldaşını tanıyana kadar sustu. O günün gecesinde yandı gökyüzü. Bulutlar sır küpüydü,yağmurlar sancılı İniverdi birden,. Toprak sevindi, toprak kokusu sardı her yeri yeniden... Dil şaşkındı., Yağmurlar yağarken aşkıyla tanıştı... Ay doğdu hemen ardından. Havalandı bir kaç üveyik yeşil fıstık tarlalarından. Suskun diller dile geldi. Ağlamaktan yorgun düşen gözler gülümsedi. Dağların dorukları hoş geldin dedi. Kucaklaştı dil, yoldaşı kalemle sarp kayalarda Neredeydin dediler bugüne kadar nerede? Yokmuydu seninle ağlayan başka bir yar ? Başını çevirdi gözleri buğuluydu yaralıydı dil "Öldü"! Diyebildi usulca. Önünde diz çoktu, koskoca dağlar. Dil’e yoldaş kalemdir dedi ormanlar. Zamansız aşk kaldı geride.. Hep ağlar, hep ağlar....... Cemil Ateş Niğde 28.11.2012 |