BULGAR KIZIŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Değerli şair/yazar dost Ertuğrul kapusuzoğlu’nun ekli anısından esinlenerek yazılmıştır;
Güzel Bulgar kızı…. ALBENA…. Tanıştım… 11. Kasım günüydü. Sıhhiye alt geçidinden karşıya geçeceğim. Hava soğuk. Çelimsiz bir kız, omzunda üç tane valiz var, rüzgâr var ve devrilmek üzere. Tam merdivenin başı, uzandım tuttum ve gayri ihtiyari; “Yardım edebilir miyim?” dedim. “Evet” demeye bile mecali yok garibin. İki valizini kaptım ve merdivenden aşağı inmeye başladık. Güven vermek için de yanından pek ayrılmıyorum. Adımlarımı sıklaştırsam arkamdan koşacak mecali yok, Türkçesi de çat pat. Sordum, Bulgar olduğunu söyledi. Aşti’ye gidecek, oradan İstanbul’a oradan da Sofya’ya gidecekmiş. Fakat Sıhhiye’den Aşti’ye gidilmez. Bıraksam bu valizleri taşıması mümkün değil ve eşyalarını kaptırması da mümkün. Bari Kızılay’a kadar götüreyim, ordan Aşti’ye bindireyim diye düşündüm. Sıhhiye’den Kızılay’a geçtik oradan bindiriyorum, fakat bu soğuktan üşümüş, valizlerini taşıyamayan kız, nasıl bilet alacak, nasıl binebilecek. Bütün merhamet damarlarım kabardı. En iyisi bunu otobüsüne kadar bindirmek. Kızılay Aşti arası, adının Albena olduğunu, babasının Bulgaristan’da ölmüş olduğunu ve mutlaka yarınki cenaze törenine yetişmesi gerektiğini, zaten Türkiye’de de işinin bittiğini öğrendim. Ankara’da bir yerde bulaşıkçılık yapıyormuş. Ağır valizinin birisi bende; “Ne var bunun içinde” dedim. Kitapları varmış valizde. … Genç bir Bulgar kızı, gelirken kitaplarını getirmiş. Türkiye’den giderken de Türkçe kitaplar almış. Bulaşıkçılık yapıyor. Beni daha da şaşırtan bir şey söyledi, sırf yardımlarıma jest olsun diye galiba. “Dün, Türkler için çok önemli bir gündü.” Şaşırdım, “Niçin!” dedim. Cevap; “Atatürk öldü.” Ve Atatürk’le ilgili şaşırtıcı methiyeler. Biletini aldık, Otobüse bindirdim ve son kuruşunu da, İstanbul Sofya biletine verdi. Ankara Sofya arasında bu çocuk kız ne yiyip ne içecek. Pintiliğimin tutup eline yirmi lira sıkıştırmadığım için halen kendi kendime kızıyorum. Bu kadar, geçelim yorumumuza. … Türkiye’ye bulaşıkçılık yapmak üzere gelen bir Bulgar kızı, Yol parası bile zor denkleştirmiş. Ama kitaba epey para ayırmış. … Bulgarlar, Osmanlıdan ayrılmalarıyla birlikte, teşkilatlarıyla, kültürleriyle, eğitimleriyle asırlık devlet gibiydiler. Sebebini anladım. … Değil bulaşıkçılık yapan birinin. Toplumda “adamım” diye gezen koca koca kartviziti geniş insanların, kitaba bir bulaşıkçı Bulgar kız kadar zaman ve para ayırdıklarını gözlerim görecek midir acaba. … Bütün başımıza gelen pislikler, belalar, kitaba gösterdiğimiz ilgisizliğimiz ve saygısızlığımızdandır. Kitap okumadıktan ve cahil kaldıktan sonra… Beşe beş daha katsanız ne çare. Sağcı olsanız, solcu olsanız bilmem ne olsanız ne çare. Az dedim, ama çok anlaşılmasını dilerim. Ertuğrul kapusuzoğlu
Ah güzel Bulgar kızı
Yanakları kırmızı Ertuğrul yardım eder Bırakır sözü sazı Kazanır emeğiyle Yoktur bunda tek hile Haydi, uğurlar olsun Yine gelsen seneye Tutkunsun kitaplara Neye yarar ki para Paragöz halkımıza Örnek olsan bir ara Güzel kız artık gider Geriye bakar ne der Kadir Baba’dan sana Kucak dolusu sevgiler 25.11.2012 Kadir Tozlu |
ÖYLE BİR ŞEY SEZİNLEDİM BEN.SİZDE ÇOK GÜZEL HİSLERLE ONA EVLAT GİBİ BİR ŞİİR YAZMIŞSINIZ.KUTLARIM.MISRALARDA ANLAŞILMAYAN KELİMELER YOKTU.KURALINA GÖRE DİZİLMİŞLERDİ.HER MISRA KENDİNE GÖRE ÇOK DERİN DUYGULAR ANLATIYOR.
DEĞERLİ KARDEŞİM,ŞİİRİNİZ ÇOK GÜZEL VE ÇOK ANLAMLIYDI.KUTLARIM PUANIM TAM.ŞİMDİ ŞİİRİNİZE VE YORUMUMA UYGUN İKİ GÜZEL SÖZ VEYA ŞİİR EKLİYORUM.HOŞÇAKALIN.
Koşma
Dudağında yangın varmış dediler,
Tâ ezelden yayan koşarak geldim.
Alev yanaklara sarmış dediler,
Sevdâ seli oldum; taşarak geldim.
Kapılmışım ak oduna bir kere,
Katlanırım her bir cefâya, cevre
Uğraya uğraya devirden devre
Bütün kâinatı aşarak geldim.
Yapmak, yıkmak senin bu gamlı ömrü.
Ben gönlümü sana verdim götürü.
Sana meftûn olduğumdan ötürü
Sarhoş oldum Neyzen, coşarak geldim.
Neyzen Tevfik